-16

741 47 57
                                    

Eve geldiğimde bu bana sunulan grup projesinin ne kadar büyük bir şans olduğunu anlamıştım. Kanat'ın evini biraz karıştırcaktım ve o gün ki olayı artık çözcektim. Başka bi zamanda Ozan ve Melisa'nın evlerini karıştırmak için de şans gelecekti elbetteki. Birden telefonuma mesaj gelmişti. Kanat beni "büyük proje" grubuna eklemişti.
Kanat.: Kaçta bana gelmeye düşünüyorsunuz?
Ozan.: Bro tüm gün boşsun seni hep böyle yakalayamıyoruz :)
Ayşe.: Ben uzun kalamam.
Ozan.: neden?
Ayşe.: çünkü babam izin vermez
Ozan.: gördüğüm kadarıyla dediğim şeyi uygulamamışsın
Ayşe.: neymiş o?
Ozan.: e kaçmak
Kanat.: kaça kadar Ayşe?
Ayşe.: akşam 9'a kadar
Ozan.: yeterli değil
Kanat.: bana madem öğlen ve akşam arası gelin yani 5'lere karşı
Ekim.: aynen 4 saat yeterli olabilir.
Bundan sonra kimse birşey yazmamıştı ve benim 2 saat uyuma müddetim vardı. Birden aklıma Aziz'in de orda olcağı aklıma gelmişti ve ben doğrusu korkuyordum ondan. Yani zaten tüylerimi ürpertiyordu ama o dediğinden sonra artık anonim mesajları onun yazdığını tahmin ediyordum. Belki oda benim bilmemi istedi. Ama işte neden?

Kısa bir uyku sonrası, saate bakıp şok yaşamam aynı zamanda olmuştu. Geç kalmıştım ve Kanat beni 5 kere aramıştı. Ama çok da geç sayılmazdım. Hemen bir tişört alıp, altına kot şortu giyinmiştim. Saçlarımı toplayıp, hemen taksiye binmiştim. Saat 6:30 olmuştu ve biz aslında 5'e anlaşmıştık. Ayşe desen zaten mesajlarımda beddua okumuş "neden yalnız bıraktın beni 2 erkekle" diye. Taksiciyi de paniğe sokmuştum. "Abi biraz daha çabuk nolur ya" dediğimde "Abla zaten 80 sürüyorum" demişti. Üff bununda evi galiba dünyanın ucundaydı. Ücretin 500 lira olduğunu gördüğümde, „burda indirebilirsin" deyip, ödemeye yapmıştım. Birazcık yürüdükten sonra bir villa'nın önüne gelmiştim. Kanat'ın evi olamazdı bu değil mi?

Eve doğru yürüyüp, zile bastığımda, Kanat açmıştı kapıyı "gelir miydiniz Ekim hanım?" diye dalga geçtiğinde, eline çikolata verip, ceketimi eline vermiştim. "Ceketini alim" diye şaka yaptığında, "burda mı çalışıyorsunuz?" demiştim. "Yok Ekim burası sadece giriş" derken, beni büyük bir salonun içine davet etmişti. Ağzım istemsizce açık kalmıştı. İçere girdiğimde, Ayşe ve Ozan konsantre şekilde ders yapıyorlardı tabi Ozan'ın Ayşe'ye bakışını yok sayarsak. "Küstük mü?" diye Ayşe'nin yanına oturduğumda, beni duymazdan gelmişti. "Ya uyuya kalmışım affet" dediğimde, „bidaha böyle yaparsan, küserim ama" diye cevap vermesi içimi rahatlatmıştı.

Konumuz "ırkçılık" olduğu için hem kendi hayatımızdaki tecrübeleri hemde internetten bulduklarımızı yazmaya başlamıştık. Kanat sanki beni ilk kez görmüş gibi süzdüğünde, "sen bittin mi?" diye hırçınlaşmıştım. "Sayılır" diye cevap veren Kanat, gözlerini üstümden çekebilmişti. Ozan artık of çekmeye başladığında, Ayşe onu dirseğinle dürtmüştü. "Daha bitmedik" diye söylendiğinde, "ne bitmezmiş" diye cevap vermişti. Kanat'ın telefonu ise her ikinci saniye açılıp duruyordu. Ben bu konudan biraz rahatsız olduğum için "Kanat sessize alsana telefonunu" demiştim. "Bugün hırçın gördüm seni cesur kız" diye sorguladığında, "evet burda olmak hoşuma gitmiyor" demiştim. Kanat biraz bozulmuş gibi görünsede "başka kadınlar havaya uçar burda olabilmek için" demişti. Gülmeye başlayıp "bundan bana ne?" cevabını verdiğimde, "egonu indir Kanat ben onlar değilim" diye devam konuşmuştum. Ozan bize bakıp "zaten geç geldin bence artık çalış" demişti. Keşke herşeye maydanoz olmasa diye düşündüğüm an, Ayşe benim için cevabını vermişti. "Allah Allah, sanki sen çok birşey yaptın da, konuşuyorsun. Üç saatir havaya bakıp duruyorsun." Ayşe biraz Kanat'ı bile güldürebilmişti ve nedense çok tatlı bir gülüşü vardı. Ozan'ın Ayşe için hazırladığı plan olamazdı, çünkü Ayşe onu asla sevmezdi. Yani boşuna uğraşıyordu. "Ayşe bu kadar karşı gelme istersen" diyen Ozan'a sadece soru işaretleriyle bakan Ayşe'ye "yani benden nefret etmediğin belli, zorlama" demişti. Ayşe susmuştu ve ben çok rahatsızdım bundan. Çünkü "ben senden nefret ediyorum" gibi birşey söyleyebilirdi ama yapmadı.

Baya bişeyler başarabilmiştik ve herşeyi stick üzerine çekmiştik. Saat 9 olduğunda Ayşe paniğe kapılıp, "Allah zamana hiç dikkat etmemişim. Babam halledecek beni" diye korkmuştu. Ozan ona bakıp, kolunu hafif bir şekilde tutmuştu. "Ben seni eve bıraksam?" dediğinde, Ayşe ister gibi görünsede "yok ben taksiyle giderim" demişti. Tam giderken, Ozan yine Ayşe'yi kendine çevirip "gel bırakim" diye ısrar etmişti. Üff bu çocuk çok iyi rol yapıyordu ve kalbini kırmasından korkutuyordu beni. "Ben Ayşe'yle sürerim" dediğimde, "sen burda kalıyorsun" diyen Kanat'a "hadi ya" gibi bir bakış atmıştım. Ayşe artık geç kalmak istemediği için, Ozan'ın teklifini kabul etmişti. Ozan çıkmadan önce bana göz kırpıp, kolunu arkadaşımın üstüne atmıştı. Ben iyice sinirlendiğim için, Kanat'a ölümcül bakışı atıp, onda patlamıştım. "Bak Kanat beni tutmasaydın, şu Ozan pisliği arkadaşımı sürmeyecekti" diye onu kaktırdığımda, "bu senin cezan geç geldiğin için" demişti. Şaka yapmalıydı. "Gerçekten bana bir sebeb ver, niye yanında kalcakmışım" diye sorduğumda, "bilmem hep sen bana yürüyorsun, bu sefer ben tutmak istedim seni", dediğinde "pardon? Yürümek derken?" diye cevap verirken, aklıma evini karıştırmamın gerektiği gelmişti. "Ama madem bu kadar ısrar ediyorsun, git ve mısır patlat misafirine" demiştim. Kanat şaşkın ve şüpheli bakarken, çok sorgulamadan bana birşeyler hazırlamaya başlamıştı.

Tamam Ekim şimdi zaman kazandın diye düşünürken, odasına çıkmıştım. Aile resimleri gözüme batmıştı. Kanat mutsuz bakıyor ve Aziz sanki resimde zoraki gülüyormuş gibiydi. Sadece babası mutlu görünüyordu. Resimle zaman kaybetmek istemediğim için, dolabını karıştırmaya başlamıştım. İçinden kadın eşyaları çıktığında, pek şaşırmamıştım. Kanat bu, sonuçta. Çok boş bir odası vardı ama dolapları şakır şakır doluydu. Elime bir not defteri geçtiğinde, içini açıp, ilk sayfayı okumaya başlamıştım.
Not.: 02.03.2021
Dışarıya saat 9'da çıktım ve 12'de geri geldim.
Cezalıydım ama babam haklı bir daha yapmam
Not.: 03.03.2021
Dışarıya saat 8'de çıktım ve 9'da geri geldim.
Aziz benim yüzümden ceza çekti ama babam haklıydı bir daha yapmıcam.

Resmen bunları okurken tüylerim diken diken olmuştu. Bu not defteri sanki kontrol altında gibi görünüyordu. Ve Aziz'in neden cezalandırıldığını anlamamıştım. Arkamda duran Kanat, kulağımın içine "ne yapıyorsun sen burda?" demişti. Bu sefer bitmiştim...





O not defterini görmesi Ekim için çok kötü oldu ama her yere burnunu karıştırmazsa, zevki nerde kalcak değil mi?
Sonunda yazabildim umarım çok bekletmedim sizi :(

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now