-72

242 35 91
                                    

Kanat.:
Ekim dün apar topar evden çıktığı için onu nerdeyse 100 kere aramıştım. Bana sinirlenmesini anlamıştım ve o dünkü projeden sonra benim normal olmadığımı anlamam bir olmuştu. Elimi Ekim'in önünde cama vurmam ve o ani yükselişlerimin onu korkuttuğunu gördüğüm an değişmem gerektiğini anlamıştım. Elimde terapi kartıyla oynarken bir andan da kendimle savaşıyordum. Neden bu lanet elim bu telefona numarayı verip, yüzleşmek için çabalayamıyordu? Aşağıda ses çıktığı için refleks olarak annemi yine dövdüğünü sanmıştım o herifin. "Kanat!" diye bağıran babama  yaklaştığım an, hiç beklenmedik anda yüzüme tokatı yapıştırmıştı. "Kim bu kız?" diye kızdığında, Ekim'in resmini elinde tutuyordu. Sinirlendiğim için "kim sana söyledi bunu?" demiştim. "Kim söylediyse söyledi" dediğinde, "ben sana Melisayla evlenip benim firmamı devam yöneteceksin demedim mi? Bu fakir kızı neyin nesi?" demişti kızarak. "Benim evleneceğim tek kişi Ekim" diye konuştuğumda babam gülmüştü. "Sen hastasın oğlum kız seni denedikten sonra seni diğer kızlar gibi bir köşeye atacak" demişti kalbimi kırarak.

"Sen gördüğüm en dengesiz, en sevimsiz ve hırçın çocuksun" dediğinde, gözlerim istemsizce dolmuştu. "Baksana adam bile değilsin gözlerin doldu bebek gibi bide bana evlenmekten konuşuyorsun" demişti. Dediği şeyler kalbime hançer gibi saplanıyordu. Herkesin dediği şeyleri söylemesi benim ne kadar sevimsiz birisi olduğumu göstermişti yine bugün. "O kız sana dayanabilir mi oğlum? Sana Melisadan hariç dayanan bir kız var mı?" dediğinde, "Yeter artık yeter, rahat bırakın beni!" diye bağırmıştım. "Bana hasta deyip durmayın sen hiç birşey bilmiyorsun" dediğimde, babam şaşırmıştı. "Baksana soğuk kanlı oğlum birden bebek gibi önümde zırlıyor o kız yüzünden" dediğinde, "Ekim üzere doğru konuş" demiştim parmağımı ona göstererek. "Eh yettin sende, Melisa dediysem Melisayla olacaksın" diye yine tokat atmak istediğinde, yüzüme gelmeyen tokat dolayından arkama dönmüştüm ve gördüğümle donup kalmıştım. Aziz beni korumuştu. Babamın elini tutup, dövülmenin riskini gözüne almıştı. "Sen?" diye şaşıran babam artık tamamen fıttırmıştı. "Evet ben, senin ezdiğin ben" dediğinde, Aziz'e üzülmüştüm. "Senin hiç sevmediğin ben ve senin için asla birşey ifade etmeyen ben" diye konuştuğunda ilk defa Aziz'in değişimini bu kadar net görmüştüm. Gözleri sinir ve hüzün ile doluydu ama aynı zamanda kendisiyle gurur duymuş gibiydi.

"Ben bir gün baba olursam eğer" diye biraz burnunu çektiğinde artık gözyaşım yanağıma kadar inmişti. "Eğer bir gün bu travmatik olaylardan sonra daha baba olacak gücüm olursa tabi, senin gibi olmamak için yırtıncam" demişti. Babamın havada kalan elini kendi yanağına yerleştirip, "Kanat ben alışkınım sen çık" demişti bana ilk defa gülümseyerek. Beni korumuş muydu gerçekten? Kendi travmasını yenerek benim için bu riske girmiş miydi gerçekten? Babamın yumuşadığını görmüştüm bir an için.

"Gidin ikinizde sizi görmek istemiyorum" diye Aziz'i kovalayıp, dövmediğinde Aziz hiç bir laf söylemeden yukara çıkmıştı. Bende çıktığımda, yavaş bir şekilde arkasından yürümüştüm. "Aziz?" diye sorduğumda "sen bunu demin yapmak zorunda değildin" demiştim. Arkasına döndüğünde, gülümsemişti yüzüme. "Sende bir aralar bana inancını hiç bitirmemiştin hep değişebileceğime inandın" dediğinde "ve bende senin hasta olmadığını ve iyileşebileceğine inanıyorum Kanat" demişti. Cebime soktuğu eliyle kartımı çıkarması bir olmuştu. "Ekim'in dediğini yapmanın vakti gelmedi mi sence de?" diye omzumu ellediğinde bir saniyelik herşeyi unutup onu ilk kez çocukluğumzdan beri kollarıma almıştım. Daha tam nasıl duygularını ifade edeceğini bilmeyen Aziz sadece sarılmamı izin verip, kendisi kollarını sarmamıştı bana. "Seninle gurur duyuyorum Aziz" dediğimde Aziz kollarını sonunda belime sarmıştı. Şu an benim için bu terapi işi kesinleşmişti. Ben artık babamın dediği gibi birisi olmak istemiyordum, ben Ekim'in benden beklediği kişi olmak istiyordum.

Ekim.:
Tüm akşam gelen mesajlar yüzünden telefonumu kapatıp, ağlaya ağlaya uyuya kalmıştım. Derse tam odaklanamadığım için öğretmen kızmaya başlamıştı. "Kızım? Ekim!" diye bana soran ama cevap alamayan hoca sonunda sesini yükseltmişti "Ekim!!" demişti. "Kızım bak aileni aramak zorunda kalabilirim böyle devam giderse" dediğinde, daha da ağlayasım gelmişti. "Kusura bakmayın hocam" diye derse odaklanır gibi davranmıştım ama aslında halen konsantrasyonum yoktu. Leyla bana bir mektup attığında açmam bir olmuştu.
Kimden?: Leyladan
Kız Ekim Aziz ortalıktan kayboldu beni aldatmıyordur dimi?
Gülmeme sebep olan mektubuna bir cevap yazmıştım.
Kimden?: Ekimden
Aziz ve aldatmak? Sizin birlikte olduğunuzu bilmiyordum ;) Benden birşey mi saklıyorsun?
Mektubu gören Leyla kahkaha atıp, öğretmenin dikkatini üzerine çekmişti. Öğretmen kötü baktığında, Leyla halen kendini tutamamıştı. "Hocam kusura bakmayın ama" diye bana döndüğünde sesli bir şekilde bana cevap vermişti "ama Aziz benden hoşlandığını söylemez ki" demişti. Artık ikimiz gülmeye başladığımızda Melisa da "deli ya" diyerek bize katılmıştı. "Sessizlik!" diye bağırdığında zar zor toparlamıştık kendimizi. Nerdeyse dersten bile atılmış olsak çok komik ve değerli bir andı bizim için. Leyla onu gerçekten seviyor olmalıydı çünkü gözleri ve sözleri bunu ifade ediyordu.

Dersten çıktığım an Leyla ile gülerek yürümüştük kantine doğru. "Ama bak kızım başka kızlaysa eğer onu yolarım" dediğinde, "birlikte yolarız ozaman" demiştim çak vererek. Tam konuşurken birden bir el beni bi yere çekmişti. "LEYLA!" diye bağırdığımda koskoca bir el bağırmamı engelliyordu. "Dur dur bağırma" diye konuştuğunda Kanat'ın eli olduğunu farketmiştim. "Kanat?" diyerek artık rahatladığımda yinede panikle "öyle ani hareketler yapma nolur gözünü sevim ya" demiştim onu güldürerek. "Gözlerimi değil beni sev artık" diye bir eliyle belimi sardığında, dediği lafa şaşırmıştım. "Nasıl yani?" diyerek sorduğumda, "bas baya öyle Ekim. Ben seninle olmak istiyorum" demişti gözlerime bakarak. "Bunları konuştuk Kanat bende seviyorum seni ama-" diye konuşmaya çalıştığımda, "terapiye gidecem" demişti beni komple şaşırtarak. "Kanat sen misin bu gerçekten?" diye şüphelendiğimde, Kanat gülmüştü. "Yani belki pat diye değişmem ama en azından denemiş olurum" demişti yanağımı okşayarak. Sevinçten nasıl reaksiyon vereceğimi bilmediğim için "gerçekten mi?" demiştim sevinerek. Bir an babamın derdini bile unutup, onunla gurur duymuştum. "Evet gerçekten" dediğinde kollarıma almıştım onu. "Nasıl geldin bu sonuca?" diye merak ettiğimde, "bilmem" demişti omuzlarını kaldırarak. "Ama ayrılmak yok benden yoksa iyileşmem bak" diye beni tehdit ettiğinde, ellerini tutmuştum. "Ozaman birlikteyiz yine?" diye yüzüne güldüğümde, "benim için hiç ayrılmamıştık" demişti sırıtarak...








Biraz yüzleştiren bir bölüm ve Kanat'ın iyileşmesi için yapılan bir adım. Sadece EkKanı değil AzKan'ı da birleştirdim ;)

Next episode heyecanlı olur çünkü bu bölüm biraz ciddi gibiydi 👍

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now