-75 🏊🏻‍♂️🌊

283 28 74
                                    

Kanat'ın havuz partisi için uzun süre hazırlanmıştım. Altıma bir bikini giyinmiştim. Üzerime de beyaz ve sade bir elbise geçirmiştim. Leyla benimle birlikte sürceği için koşarak evimin önüne gelmişti. "Kızım babaannemi zor uyuttum çünkü benim mayomu görseydi muhtemelen kalpten giderdi" dediğinde gülerek "tek kalpten gidecek kişi babaannen olmıcak" demiştim Aziz'i ima ederek. "Taş yok mu taş?" diye taş aradığında, gülerek "tamam tamam Leyla dur!" diye bağırmıştım. Bizi gören Ayşe biraz tuhaf bakıyordu bize. "Sizin bu kadar sıkı olmanız beni çok sevindirdi" diye hafiften gülümsediğinde, "ama keşke bana bekleseydiniz" demişti alınarak. Sanırım Ayşe Leyla ve benim bağımı kıskanmaya başlamıştı. Ne de olsa Leyla yokken o vardı. "Yok tam olarak öyle olmadı evimin önünde şakalaşıyorduk ama birden taşla arkamdan koşmaya başladı" diye kendimi açıkladığımda, Leyla gözlerini döndürmüştü. "Rapor mu verelim bide Ayşe?" dediğinde, taksi önümüzde durmuştu.

Bekir de son dakkada taksiye bindiğinde, "yemin ederim sürün beyefendi, arkamda Halil abi var" diye taksiciyi paniklettiğinde, "noldu ya?" demişti Leyla merak ederek. "Ne mi oldu? Dün dükkanı açık bırakmışım ve birileri mallarımızı çalmış" diye daha nefes nefese konuştuğunda, kendimi tutamamıştım ve gülmüştüm. "Nasıl Bekir nasıl böyle büyük bir dükkanı açık unutabilirsin?" demiştim daha gülerek. Benim taklidimi yapan Bekir sinirle "sanki bilerek yaptık kızım" demişti. "Şu havuz olayı neyin nesi onu anlatın bi bana" dediğinde, "Ozan'ı fikrinden döndürme operasyonu" diyerek cevap vermiştim. Tam olarak amacımızı anlamayan Bekir fazla sorgulamamıştı bizi artık. "Hayatımda bu kadar çok çekimli ve aynı zamanda toksik olan bir ilişki görmemiştim sonunda onu da gördük" demişti benden bir çimdik alarak. "Kanatla ben o kadar toksik değiliz" diye ilişkimizi savunduğumda, arabada ki herkes bana dönmüştü. Leyla gülerek "kaç kere ayrıldığınızın sayısını kafanda tutabildiysen inancam sana" dediğinde, gerçekten saymaya başlamıştım. Gerçekten diğerleri bizi toksik olarak mı görüyordu? "Kızım ben bile o çocuğun ismini bi yerden biliyorum" diye konuşan taksici herkesi güldürebilmişti tabi benden hariç. Bekir ona resmini gösterdiğinde, "ağlatan erkek tipi var bunda kızım" diye uyardığında, "yola odaklansan mı artık dayı?" demiştim biraz alınarak.

Devamı sessizlikle geçen yolculuk sonunda sona ermişti. "Al dayı" diye parayı veren Bekir'e hepimiz şaşırarak bakmıştık. "Hayret genelde bize ödetirsin" dediğimizde, "artık buna ihtiyaçım yok" demişti gururlanarak. "Çünkü borç para istedim" diye konuştuğunda, "kimden?" demiştim gülerek. "Ceyda diye güzel bir kızdan" dediğinde, "ve karşılık olarak onun kölesi olmak zorundayım" demişti bizi daha da şaşırtarak. "Çalışmaktan hariç herşeyi yapıyorsun gerçekten" diye konuşan Leyla bizi güldürebilmişti. "Tamam geldik" dediğinde, ben zile basmıştım. Karşıma çıkan Kanat direkt beni süzmekle meşguldü. "Umarım bunun altına abartı birşey giyinmemişsindir" diye uyardığında, "Kanat terapide ne öğrettiler sana?" demiştim gülerek. Gözlerini döndürdüğünde, "onu bunu boşver sen benim kırmızı çizgimsin" demişti ceketlerimizi alarak. "Hadi geçin" diye arkadaşlarımı içere doğru yönelttiğinde, benim kolumu tutmuştu. "Sen nereye?" diye dudağını ısırdığında, "diğerleri gibi iç-" demeye çalışmıştım. Kanat beni çoktan boynumdan tutup dudaklarıma yapışmıştı. Son zamanda en uygunsuz zamanlarda benimle öpüşmeye çalışıyordu. Bu kadar iyi öpebilmesi beni her zaman kıskandırıyordu çünkü bunları önceden bir yerden öğrenmesi gerekiyordu. Eliyle sıkıca belimi tuttuğunda, kapıya yaslamıştı beni. Öpüşme daha da şiddetlendiğinde, "öhöm Kanat arkadaşımızı alabilirmiyiz?" diyerek sormuştu Leyla ve Kanat'ı hiç rahatsız edememişti. Eliyle elbisemin kurdelesini açmıştı ve nefes nefese kalmıştı. Nerde olduğu aklına geldiğinde, "sizde bir iki saniye sevgilimle rahat bırakmıyorsunuz" demişti sinirlenerek.

Önden yürüyen Kanat bizi havuzuna doğru götürmüştü. "Herkes burda sizde geçin" dediğinde, "elbisemi zaten açmıştın gerisi kolay" demiştim gülerek. "İnan bana başka şeyler de açardım ama uygun değil şu an" demişti bana göz kırparak. Neyi ima ettiğini anladığımda gözlerim açılmıştı. "Saçmalama Kanat" dediğimde, "ne ya reşit değil miyiz, sorun ne?" demişti viskisini içerek. "Ben o kadar geniş yetişmedim bana uymaz" diye konuştuğumda, Kanat biraz cümlemden rahatsız olmuş gibi görünüyordu. "O kadar iç içe öpüşmekle farkı ne?" dediğinde, "istiyorsan farkını herkesin içinde konuşmayalım" demiştim havuza geçerek. "Üf tamam sonra konuşursunuz bu sevişme olayını" diye sıkılan Melisa Leylan'nın mayosuna bayılmıştı. "Tek kelimeyle ba-yıl-dım" dediğinde Leyla tırnaklarını da uzatmıştı. "Bunlar nasıl? Babaannemin harçlığından aldım biraz" diye sessiz konuştuğunda, gülüşmüşlerdi. "Fakir olsam sen olurdum" diye konuşan Melisa içkiyi çok çabuk içmeye başlamıştı. "Kız yavaş" dediğinde, aynı zamanda gözleri birisini arıyordu. "Aziz havuzları sevmez" diye direkt konuşan Kanat, Leyla'yı utandırabilmişti. "Onun için bakınmadım" dediğinde, "hm öyleyse onu buraya getirmeye çalışmam" demişti Kanat. "Tamam tamam getir onu gözlerim onu aradı" diye mırıldandığında, Kanat yanda duran Dağhan'ın kulağına birşey fısıldamıştı. Muhtemelen Dağhan onun lafından çıkamadığı için, dediği herşeyi yapmak zorunda kalıyordu.

Benim bikinimi gören Kanat çıldırmamak için kafasını çevirmişti. En azından terapiye gerçekten gittiğini anlayabilmiştim sayesinde çünkü normalde hemen değiştir bunu gibi birşeyler derdi. Ozan da havuza girdiğinde, "beni böyle bir kavgadan sonra daha neden çağırdığını anlamasam bile geldim" demişti. Beni gördüğünde gözlerini direkt döndürmüştü. "Ekim'in burda olacağını bilseydim gelmezdim" diyerek çıkmak istediğinde, Kanat bir el hareketiyle onun kalmasını sağlayabilmişti. "Tamam" dediğimde herkes bana dönmüştü. "Tamam Ozan madem babamı o kadar istiyorsun, o zaman 1 haftalığına babamda kal" diye fikrimi söylediğimde, Kanat bana şaşkın bir şekilde bakmıştı. "Ama seni bi ansızın lunaparkta yada gemide felan bırakırsa acımam" diye elimi uzattığımda, Ozan bana dönmüştü. "Yani evet diyorsun?" diye şaşırdığında, "evet Ozan seninle yüz kere aynı konu üzere kavga edecek gücüm yok. Kendin yaşa kendin gör ve bundan sonra halen onda kalmak istersen bende gelcem" dediğimde, içkimi yudumlamıştım. "Bu kadar kolay çözüleceğini düşünmemiştim" diyerek kafasını kaşıdığında, "tamam madem" demişti elini uzatarak. "Senin kardeşin yine iyi kalpli ben bunu asla kabul etmezdim" diye konuşan Leyla'yı düzeltmiştim. "Kardeşi değilim" diyerek cevap verdiğimde, Ozan biraz mahçup olmuştu.

"Yüce tanrı, Kanat?" diye yanımıza gelen kadın'ı şimdiden beğenmemiştim. "Ne kadar da büyümüşsün?" dediğinde, Kanat'ı kollarına almıştı. Çıldırmamak için Leyla'nın kolunu sıkmıştım. Kanat kadını tanıyor olmalıydı ve maalesef sempatik buluyor gibiydi. Öksürerek uzaklaşmalarını sağladığımda, Kanat bana dönmüştü. "Aşkım Nisa eski bir aile dostumuzdur" diye konuştuğunda "memnun oldum" demiştim elini biraz fazla sıkarak. "Sen galiba Kanat'ın sevgilisi olmalısın" diye konuştuğunda, "sizi ne zaman instagramda görsem çok tatlı bulurum" demişti Kanat'ın göğüsüne bakarak. "Sağol canım" dedikten sonra havuzdan çıkmıştım. "Ben kendime bir içecek alim bari" diye konuştuğumda, Kanat arkamdan gelmişti. "Noldu yanlış birşey mi dedi?" diye naif bir şekilde sorduğunda, "ne zamandır tanıyorsun onu?" demiştim. "Bilmem babamın tanıdakları yüzünden tanışıyoruz" diye hatırlamadığında, "anladım" demiştim önüme dönerek. Gülmeye başlayan Kanat, "sen yoksa" diye cümlesine başlamıştı. "Hayır Kanat herşey yolunda sadece sormak istedim" dediğimde, omzunu okşayıp, cocktail'imi yudumlamıştım. Egosunu çıkaracak vaktim yoktu çünkü şu an gerçekten sinirliydim.

Havuza geri girdiğimde, biraz ayağımı çarpmıştım. "Uff lanet olsun çok acıdı" diyerek ayağımı okşadığımda, birisinin gözü benim üzerimdeydi. "Sana yardımcı olabilirim" dediğinde, elinde bir ilk yardım belgesi vardı. "Ayağını düz tut!" dediğinde, onu dinlemiştim. Benden daha fazla bildiği belliydi çünkü. Melisa gülerek, "ay ne yalan söylim Ekim tüm taş erkekleri kolaylıkla kazandı" demişti beni özenerek. "Ne diyorsun ya benim ayağım acıyor sadece" dediğimde, "evet biraz burkmuşsun sanırım" demişti karşımdaki çocuk. Elinde iki bardakla yanımıza gelen Kanat çocuğu benim ayağımda görür görmez fıttırmıştı. "Pardon çıkaramadım?" dediğinde, yutkunmuştum. "Kanat sakin ol, çocuk bana sadece yardım etti" diye endişelendiğimde, "bu yine senin saçma sapan testlerinden biriyse, fena oluruz Ekim" demişti kızgın bir şekilde. "Hm anladım sevgilin biraz sinirli bir tip sanırım" diye ayağımı sardıktan sonra kalkan çocuk, Kanat'ı daha da sinirlendirmişti. "Gerçekten çok teşekkür ederim" diye tekrardan teşekkür ettiğimde, Kanat "o da rica ediyor hadi git artık" demişti çocuğa dönerek. "Bak istersen benimle uğraşma seni şaşırtabilirim" diye konuştuğunda, Kanat ona daha da yakınlaşmıştı. "Anlamadım, ne yaparmışsın?" dediğinde, kavga uzamıştı iyice.

Çocuk sadece beni değil Kanat'ı da şaşırtarak benim dudaklarıma yapışmıştı...









HDHSHEHSJDJDEHD Kanat'ı fena kudurtasım geldi affedin.
Diğer partı yakında gelir ;)

Kalbimin sırrıWhere stories live. Discover now