-5

1K 42 30
                                    

İlk düştüğümde, yüzemediğimi fark etmemişti ama çırpınıp ölü balina gibi aşağıya inmeye başladığımda, Kanat'ın gözleri pörtleşmeye başlıyordu. Vay be ölcektim sanırım ama hiç birşey başaramadan ölmek de biraz utandırıcıydı. Kanat'ın listesine " -katil " ekleyemeden ölmek istemiyordum. Sonunda nefessiz kaldığımı fark eden Kanat, ışık hızında yanıma yüzüp, kafamı suyun içinden çıkarmaya başarmıştı. Ona bir yandan "sen öldün" bakışı atıyordum ve bir yandan yine ölüm korkusundaydım. Beni havuzun kenarına oturtup, sakin izlerken halen yüzüm kıpkırmızıydı nefessizlikten. "Ekim yüzemediğini bilmiyord-" demeye çalıştığı an, ağzına bir tokat yapıştırmıştım. "Bilmiyormuş, resmen bilerek içine attın" diye suçladığımda "Sen buna inanıyor musun?" sorusu sormuştu. "Evet çünkü sen adi ve pislik bir çocuksun. Bana yutturamazsın o bilmiyordum numaraları, ben diğer kızlar gibi değilim." Kanat sinirlenmeye başlamıştı ama ben onu hiç dinlemeden bile havuzdan çıkmıştım. Tam çıkarken de Ayşe'ye çarpıp, mendili düşürmüştüm. "Sağol Ayşe bu 20 sene sonra gelen mendille yüzümün ıslaklığını gideririm artık" diye patladığımda, Ayşe neden ıslak çıktığımı anlamamıştı. Kızı çok seviyordum ama ölebilirdim demin.

Sınıfın içinde teneffüsümü geçirmeye karar vermiştim ve bir an bile olsun huzur hissetmiştim. Deminki olanlar tesadüf olamazdı çünkü hiç birisinin empatisi yoktu. Bu Kanat beni eğer gerçekten bilerek attıysa havuzun içine, Leyla'ya çarpan çocuk olabilirdi. Aman yine çok düşünüyordum ama bir yandan haklı hissediyordum. Yanıma birisinin oturduğunu anlamıştım ve şaşırmamak elimde değildi. O beni gizlice izleyen gözlüklü çocuktu. "Sende mi onlardan sıkıldın?" diye soran çocuğa soru işaretlerle bakıyordum. „Ay çok pardon ben Aziz" diyen çocuk, elini uzatmıştı. Bende geri vermeye karar vermiştim. "Evet onlardan ayrı kalmak insana iyi geliyor." Bu cümlemden sonra onu güldürmüştüm. "Aynen öyle, ben napim o Kanat denilen zorbayla aynı evde yaşıyorum" diye nefretle bakan Aziz'e şüpheli bakıyordum. "Ekim bakma bana öyle benim onun gibi olmam mümkün bile değil." Bir insan neden kendi abisinden bu kadar nefret eder ve tanımadığı kişinin önünde kötüler? Evet Kanat kardeşini kendisinden soğutmayı başardıysa, benim soğumam normaldi. "Biliyor musun ben belki onun kadar yakışıklı değilim ama ondan bin kez daha insani davranırım." Bunu söyledikten sonra ders başlamıştı ve benden alamamıştı gözlerini. Nerden tanıyordu çocuk beni ve niye Kanat gibi değildi?

Okuldan çıktığımda tüm olanları düşünüyordum. Aziz denilen o çocuk çok farklıydı ve abisine biraz da olsun benezemiyordu. Düşüncelerimin içinde boğulurken, beni bir arabanın takip ettiğini fark etmiştim. Ama annem hep böyle durumda bana "hiç dikkatini verme" tembihi verdiği için, devam yürüyordum. Araba yaklaştığında, artık korkmaya başlıyordum. "Ekim!" diye seslenen tanıdık sesin Kanat olduğunu anlamıştım ama bugün olanlardan sonra hiç konuşmaya niyetim yoktu. Arabayı arkamdan benim tempomda devam sürüp "Benden kaçabileceğini mi sanıyorsun?" demişti. Ya sabır bu çocuk beni benden alıyordu. "Kanat bırak beni!" diye nerdeyse bağırdığımda "Islak ıslak eve yürüme!" cevabını geri vermişti. Bende yürümeyi bırakıp, camına doğru eğilmiştim. "Çok mu umrundayım senin?" dediğimde, Kanat kendini anlatmaya çalışıyordu yine. "Senin arkadaşlarının yaptığı pis şakaya hiç reaksiyon bile vermeyen koca yürekli Kanat." Derin bir nefes aldıktan sonra "Senin bu yaptıklarından sonra seni süper kahramanı gibi hissettirmicem" diye son cümlemi söylemiştim. "Etkileyicisin" diye hepsine cevap veren Kanat'ın amacını anlamayıp, caddeye dönüyordum ama o kararlı gibi görünüyordu. Sonunda arabasından çıkıp, bana doğru yürüyordu. Ya ne istiyordu bu çocuk hiç anlamıyordum. "Bin arabaya" diye emir verdiğinde, onu görmezden gelmiştim. "Bin yoksa-" dediğinde "yoksa havuza mı atarsın?" diye patlamıştım. Artık benimle devam kavga etmek istemeyen Kanat, beni herkesin önünde taşımıştı. "KANAT BİRİSİ GÖRCEK" diye panikleyen ben, deli gibi bakınıyordum birisi gördümü diye. "Çırpınma!" diye cevap veren Kanat, beni arabasına sokmaya başarmıştı.

Eline ne geçecek bu odunun hiç bilmiyordum. "Tamam hırçın bir kızsın orayı anladık, ama bu kadar olma" diye sessizliği bozan Kanat, beni delirtmişti. "Ya senin işin yok mu? Mesela Melisa'yla öpüşmek gibi?" diye sorduğum soruma hafif gülerek "Kıskanıyorsan öpmem" demişti. Bu sefer elimi karnıma koyup kahkaha attığımda "bu kız psikopat mı?" diye endişelenmişti. "Sen kendini ne sanıyorsun?" diye sorduğumda "Senin yakında aşık olacağın oğlan" diye cevap vermişti. Bu çocuk harbiden kendini tepelerden görüyordu. Kanat'ın listesi bugün dolcak gibi görünüyordu. "Saçmalamayı bıraktıysan indir beni burda!" diyen ben, içimden dua ediyordum kimsenin beni görmemesi için. Kanat arabasını tam evimin önüne getirip, bana yaklaşmıştı. İkinci tokatını hazırlayan ben, 2 saniye sonra sadece kemerimi çözdüğünü anlamıştım. "Evde iyice kurulan, çünkü bizim yüzme kursumuz bitmedi hırçın kız" dediği an arabasından çıkmıştım. Ya ben şu Kanat'ı hayal dünyasından nasıl geri alabilcektim? Bu olanlardan sonra daha nasıl yüzüme bakabiliyordu? Kanat'a elimle "sür artık" hareketi yaptığımda, arabasıyla 2 saniyede yok olmuştu.

Ayakkabılarımı çıkardığım an, anahtarla evi açmıştım. "Anne ben geldim" diye eve giren ben, annem'in öldürücü bakışı ile baş başa kalmıştık. "Kimin arabasıydı o?"






Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Sizce Kanat'ın amacı ne?

Kalbimin sırrıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora