-50

398 41 105
                                    

Kanat.:
Üzerime beyaz bir tişört geçirip, saçlarımı taradığımda, parfüm de sıkmıştım. "Oldun sen yine" diye kendimi aynanın karşısında uçurduğumda, telefonuma gelen mesaja bakmıştım.
Ozi.: Bugün bağıra bağıra şarkı söylemeye hazır mısın? ;)
Ben.: beni biliyorsun, size eşlik olarak geliyorum. Fazla aktiflik bekleme.
Ozi.: Oğlum çok sıkıcısın
Klasik Ozan işte beni yine garanti olarak istiyordu ve mutlaka coşturacaktı ortalığı. Aslında Ekim olsam tam da onun gibi bir abi isterdim. Bunu düşünürken, aile resmimize doğru yürümüştüm. Evet benimde kardeşim vardı ama o hiç bir zaman kabullenemedi beni. Onunla hiç bir zaman 16. doğum günümü kutlayıp, gizlice abi kardeş kulübe felan gitmemiştik. Ancak benim kendi canımı almamı istiyordu ve bunun için eminim yardım bile ederdi. Çocukluk resmimizin üzerine bir damla yaş düştüğünde, "adam ol Kanat" diye kendimi teselli etmeye çalışıyordum. Resimde mutlu bir şekilde bana sarılan Aziz'i parmağımla okşamıştım. "Sen beni ne kadar da sevmesen, ben seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim.

Telefonuma yine gelen mesaj'a baktığımda, yüzüm düşmüştü. Ekim yerine Asena yazmıştı bana.
Asena-müzik.: Kanat?
Ben.: Efendim
Asena-müzik.: Nasıl olmuşum?

: Nasıl olmuşum?

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

Ben.: Biraz abartı olmuş ama sen bilirsin
Asena-müzik.: kısa buluyorsan, değiştirim ;)
Ben.: istediğini giyinmekte özgürsün

Neydi şimdi bu resim diye düşünürken, yani muhtemelen arkadaşından kıyafet tavsiyesi istiyor diye avutmuştum kendimi. Ekim böyle giyinseydi, asla dışara çıkmasını izin vermezdim. Tamam taş devrinden değildim belki ama bu kadarı benim kıskançlığım için fazla olurdu. Aziz artık kapıma tıklamaya başladığında, "tamam geldim" demeye başlamıştım. Müziği çok severdim ama herkesin içinde şarkı söylemeyi eğlenceli değil saçma bulurdum. Oraya gitmezdim aslında tamamen saçmaydı ama onu görmek için tek imkanımdı. Neden gelmeyi kabul ettiğini bilmesem de yüzünü görmek bana ilaç gibi geliyordu. Kapıdan dışara çıktığımda, Aziz yine telefonunda birşeyler yazıyordu. Ben direk şüphelenip, "bak yine benim hesabımdan başkalarına yazıyorsan-" diye kızmaya başlamıştım. "Hayır yok öyle birşey için rahat olsun" dediğinde, "şu aralar seni telefonundan ayrı görmüyorum da" demiştim şüpheli ve imalı. "Kanat bilmiyorum farkında mısın ama herşey senin üzere değil" diye cevap verdiğinde, "onu bende biliyorum ama sen nedense hep benim üzere yapıyorsun" demiştim. Arabaya bindiğinde, uzun süre sessiz kalmıştık.

Birden "ee ben sizi ayıramadan siz ayrılmışsınız zaten" demişti. "Artık kına yakarsın bi yerlerine" diye hızlandığımda, "tamda yengeme alışmaya başladığımda" diyerek dalga geçmişti. Neden benden bu kadar nefret ettiğini anlamak zordu ama benim için yeni kabullendiğim birşey değildi. Alışkındım onun benim hayatımı alt üst etmesinden. "Yine başladın mı?" diye merak eden Aziz'e "sana ne?" cevabını vermiştim. Aziz merakına yenilip, arkamdan tişörtümü kaldırıp, yine önüne dönmüştü. Birden bire sesi ciddileştiğinde, şaşırmıştım. "Kanat bu normal değil ve böyle acılardan hoşlanman daha da anormal" diye konuşmaya başladığında, "ve bu kadar sinir dolu olup, bir yerden çıkarmak zorunda kalman zaten en az normal olan şey" dediğinde, "sanki sen çok normalsin" demiştim. Aziz bana dönüp, "baksana resmen bizi kıyaslamaya başlamışsın" diye gülmüştü. Sinirim bozulduğu için, "asla beni bir daha kontrol etme, gören de umursadığını sanacak" diye hırslandığımda, biraz daha hızlanmıştım. Aziz kolumu tutup, yavaşlamam için elimi vitese götürmüştü. "Ne yapacaksan yap, umrumda değil ama o sırtındaki yaraları terapi diye görme" diye konuştuğunda, gözlerime ciddi bir şekilde bakmıştı. Sanki ilk defa benim için az da olsa endişelenmişti. "Ölmemi isteyen kardeşim mi diyor bunu bana?" dediğimde, sessiz bir şekilde önüne dönmüştü. Mekana geldiğimiz için, park etmeye başlamıştım. Tabiki merak ediyordum Aziz'in neden buraya gelmek için bu kadar heveslendiğini. Ama illaki vardır bir plan aklında yoksa bunu kendime anlatamazdım.

İçere girdiğimizde, yine abartı bir şekilde karşılanmıştım. "O Kanat bey VIP'ye geçmek ister misiniz?" diye benim babamı tanıyan adam'a, "hayır, burda Melisa Gerçek adına bir rezervasyon için gelmiştik" demiştim. İkimizde önemli kişi olduğumuz için, yanındaki servisçi adama uyarır gibi bakmıştı. "Tabi efendim burdan geçin" diye kırmızı bir bant kaldırdığında, bir odaya geçmiştik. Biraz geç gelmiş olmalıydık çünkü herkes yerinde oturuyordu bile. Gözlerim direk Ekim'in üzerinde kalmıştı. Kırmızı bir elbise giyinip, saçlarını düzleştirmişti. Fazla makyaj gerekmediği için, abartmasına gerek kalmamıştı. O da beni gördüğüne sevinmiş gibi görünüyordu. Hafif bir gülümseme vardı yüzünde. Acaba biraz iyi birisi olabilseydim, bizden olur muydu? Bu tür düşünceler her akşam uyumadan önce kafamda oluyordu. "Size bekledik" diye konuşan Melisa, mikrofonu açmıştı. Bekir direk o mikrofonu görür görmez, eline almıştı. Ekrandan "Spice Girls- Wannabe" adlı bir şarkı açmıştı. Eline Ayşe'yi alıp, ikisi en yüksek sesiyle coşmuştu. "Yo, I'll tell you what I want, what I really, really want" diye bağıran Bekir, "so tell me what you want, what you really, really want" diye yüksek sesle şarkı söyleyen Ayşe'den tamamlanmıştı.

Ekim bir yandan içeceğini yudumluyordu ve diğer yandan da alkışlıyordu arkadaşlarını. Küçük şeyler onu fazlasıyla mutlu edebiliyordu. Herkes eğleniyordu ve eğer bana birisi 2 ay önce hepimizin birlikte bir mekanda eğleneceğimizi söyleseydi, inanmazdım. Geç gelen Asena, "o siz bensiz başlamışsınız bile" diye şakalaşmıştı. Onu gören Ekim, anında gözlerini döndürmüştü. "Kanat?" diye üstüme doğru gelen Asena, sarılmıştı bana. Biraz geri çekildiğimde, "kusura bakma rahatsız ettiysem, öyle arkadaşlar sarılır ya hani" diye kendisini açıklamaya başladığında, "yok ben sadece pek alışkın değilim öyle hareketlere" demiştim. Yanıma oturduğunda, "müzik projemiz için iyi bir ortam" diye yüksek sesle kulağıma konuştuğunda, "ne demezsin" cevabını vermiştim. En sakin halinde oturan kardeşim, Leyla'nın yanında biraz heyecanlı görünüyordu. "Gel" diye yine Aziz'i ayağa kaldırdığında, Aziz hiç istemiyor gibi duruyordu. İstemsizce Aziz'in şarkı söyleme ihtimaline gülmüştüm biraz. O bana ölümcül bir bakış atıp, Leyla'dan çekiştirilmişti. Ekrandan "Reynmen-Leila" şarkısını seçtiği an, bağıra bağıra şarkı söylemeye başlamıştı. Yanında sadece sessiz duran Aziz'in yüzüne doğru şarkı sözlerini söylediğinde, zorla zorla konuşturmuştu onu. Bunu hayatımda hiç bir zaman göremeyeceğim için telefonuma çekmiştim. Ayağını denk almadığı an, onu ifşa etmeye hazırdım bu sefer.

Üzerine birşey döken Asena, "kahretsin ya" diye söylenmişti. Her yerinde su damlaları olduğu için, eline bir mendil vermiştim. "Sağol arkadaşım" diye göz kırptığında, "şey sırtımı silemiyorum da, yardımcı olsan sevinirdim" demişti. Biraz çekindiğimde, elime mendil alıp, hızlı bir şekilde silmiştim suyu. "Bu kız seni etkilemeye çalışıyor, demedi deme" diye kulağıma doğru konuşan Ozan, beni uyarmıştı. "Seninle bunları konuştuk, sadece arkadaşız" dediğimde, "bende bu naif cevabına karşılık bir ayna tutmuştum" demişti. "Baksana yanına sokulmuş, bide kısa elbisenin üzerine su döküyor" diye konuştuğunda, Asena omzumu ellemişti. "Ya biliyorum bırakacaktım ama bi sigara verebilir misin?" diye sorduğunda, paketimi ve çakmağımı eline tutuşturmuştum. "Geliyor musun?" dediğinde, "a hayır ben sonra içerim" demiştim. Kısalıktan yürümekte zorlanan Asena, elbisesini indire indire yürüyordu.

Ekim.:
Yeni telefon almamı zorlayan annem yüzünden yine Tugay numaramı bulmuştu. Artık nerdeyse her gün özür dilemeye çalışan Tugay'a ondan hoşlanmadığımı anlatmaktan usanmıştım. Eğlenen arkadaşlarım için çok sevinirken, gözlerim bana çoktan bakan Kanat'a kaymıştı. Çok çaktırmasam bile, ara sıra gözlerim Asenayla Kanat'a kaymıştı. Ne ara bu kadar sıkı olduklarını bilmiyordum ama bu his hiç hoşuma gitmiyordu. Aslında kıskançlığıma yenilen bir kişi değildim ama ilk defa yenilebilmiştim. Kız çok sinsiydi ve Melisa kadar açık oynamıyordu kartlarını. Arkadaş ayağında, sırnaşıyordu ona ve o maalesef çok naif olduğu için, kolayca kandırılabiliyordu. Çok paradoks bir durum vardı ortada. Ben Kanat'ın hep sigaralarını saklayıp, onu uzak tutmaya çalışırdım ama bu kız onun suçuna ortak olup, birlikte içiyordu. Melisa biraz endişeli baktığında, kendimi sormamak için zor tutuyordum. Ne zaman Asena'yı görse, panikli ve sakin bir şekilde olanları izliyordu. Sanki birşey söylememek için zor tutuyordu kendini. Artık saate bakmaya başladığımda, geç olduğunu fark etmiştim. Tam kalkmak istediğimde, ağlayarak kapıdan içere giren Asena'ya kaymışı gözüm.

"Beni taciz ettiler" diye ağladığında, Kanat ayağa kalkmıştı...








Next bölüm partinin devamı olur
EkKan gelcek merak etmeyin 👀
Sizce Melisa Asena üzere ne biliyor?

Sizi çok seviyorum, tüm reads ve votes'ler için çok teşekkür ederim❤️❤️
Pazartesi yeni part gelir 😘

Kalbimin sırrıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें