-73

241 30 101
                                    

Koridorda el ele yürüdüğümüzde tüm sorunlarım havaya uçmus gibiydi. Artık başkalarını umursamadan yaşamayı seçmiştik. Yanımızdan geçen Asena Kanat'tan kötü bir bakış aldığında, içimde soru işaretleri oluşmuştu. Ne olmuştu da Kanat bu kadar rahatsızdı bu kızdan? Tek hatırladığım o son hipotermi olayında görüştükleriydi. "Kanat? Sen Asenaya neden öyle kötü baktın?" diye meraktan sorduğumda, "boşver öyle hazmetmedim" demişti kestirerek. Kanat'ın ilk defa bu kadar rahatsız olduğunu görmek beni bile rahatsız etmişti. "Hm anladım kıza ölüm bakışı attın da-" diye konuşmaya çalıştığımda, "boşver Ekim geçmişte kalan bir olay" demişti yine kestirerek. Beni konudan saptırmak için bir an kolumu tutmuştu. "Bugün oyunumu izlemeye geliyorsun değil mi?" dediğinde, "kimin kazanacağı belli ama ben yinede gelirim" demiştim ona göz kırparak. Kanat önemli bir mesaj aldıktan sonra "hoca çağırıyor, oyunda görüşürüz" demişti kısa bir öpücük kondurarak.

Büyük bir sinirle bana doğru gelen Ozan beni şaşırtmıştı. "Ekim!" diye koridorda bağırdığında, "Ozan noldu neden bağırıyorsun?" demiştim. "Sen ne kadar egoist bir kızsın?" diye sorduğunda, sorusunu anlamamıştım. "Ozan sen bi ağzını topla ve laflarına dikkat et. Sakinleştiğinde konuşuruz" dediğimde, kolumu sıkıca tutmuştu. "Sen böyle büyük bir kararı nasıl iki kişi için verebilirsin?" diye yüksek sesle kızdığında, Ayşe de yanımıza gelmişti. "Ozan bi kendine gel!" dediğinde, "sen bi karışma!" demişti onun lafını kestirerek. "Sen nasıl mahkeme kararını yalnız verebilirsin bana danışmadan?!" diye konuştuğunda neyden bahsettiğini anlamıştım. 2 gün önce Ozan ve benim adıma babamızda kalmak istemediğimizi yazmıştım. Neden sinirlendiğini anlamadığım için bende yükselmeye başlamıştım. "Bizi büyüten insanların yanında kalmak istediğimiz için bunu yazdım" dediğimde Ozan gülmüştü. "Sen nerden biliyorsun benim ne cevap vermek istediğimi?" dediğinde şaşırmıştım.

Onu büyüten insanlar ona çok mu önemsizdi? Neden babamın yanında kalmak istiyordu ki bu kadar ısrarla? "Ozan saçmalama ikimiz o adama baba bile söylemiyoruz" diye konuştuğumda, Ozan kafasını tutmuştu sakinleşmek için. "Kafayı yicem ya tabi senin için kolay. Ekim'in kanından canından annesi var ama Ozan zaten çöp çocuğu o önüne gelen herşeyi kabul eder dimi?" diye bağırdığında, gözleri dolmuştu. Ozan'ın ne kadar kırıldığını görsem bile anlam verememiştim. "Ekim ben belki öz babamda kalmak istedim. Ben belki bana danışmanı istedim" diye sakince konuştuğunda, "Ozan senin hayır diyeceğinden emin olduğum için-" demeye çalışmıştım. "Tabi sen beni çok iyi tanıyorsun. Kanatla karıştırma beni ben kimseye dinlemem Ekim" diye parmağıyla beni tehdit ettiğinde, öğretmen araya girmişti. "Çocuklar nedir bu gürültü?" dediğinde, bizi izleyen kişileri de sınıflarına yollamıştı. "O davayı geri çek!" diye üstünden bastırdığında, "hayır" demiştim kendimden emin bir şekilde. "Ben o adamda senin yüzünden yaşamam" diye konuştuğumda, "ozaman yapcaklarımdan kork" demişti beni tehdit ederek. Ondan uzağa gittiğimde arkamdan daha bağırıyordu. "Sen benim kardeşim felan değilsin, duydun mu?!" dediğinde, yutkunmuştum. İlk defa bu kadar ciddi anlamda kavga etmiştik.

Kanat'ın oyununu izlemeye gittiğimizde, biraz ağlamıştım. "Ayşe, Leyla ben o adamda kalamam Ozan yüzünden" dediğimde, Leyla Ozan'ı sövmüştü. "Çocuğa bak bide Kanat'a bağlıyor olayı" diye kızdığında, "sinirlenmiş çocuk bu gayet normal" demişti Ayşe anlayış göstererek. "Sen o çocuğa hiç danışmadan bir hareket yapmışsın" dediğinde, ayakkabılarımı bağlamıştım soyunma odasında. Benim yerime Leyla cevap vermişti. "Ayşe saçmalama Ekim'in babasının Ekimle Ozan'a önem verdiği yok, bir amacı vardır" demişti kendinden emin bir şekilde. "Belki de değişiyordur ve kim bilir belki Ekim daha da lüks ve mutlu yaşayacak Ozan ve babasıyla" dediğinde, Leyla gülmüştü. "İyi bari 9 sene sonra aklına gelmiş bide hiç tanımadığı ve çöpte bıraktığı oğlunu hatırlamış" diye dalga geçtiğinde, "sende Ozan'a aşıksın diye mantıklı düşünemiyorsun" demişti Ayşe'nin kalbini kırarak. Ayşe biraz yutkunduğunda, kabinden çıkmıştı. "Üf Leyla niye ordan vuruyorsun kızı?" diye sorduğumda "ne bilim saçmalamaya başladı" demişti biraz ağzını tutarak. "Tamam biraz dilimin freni yok ama napim kızım bende böyleyim" demişti benimle giyinerek. Kabine diğer kızlar girdiğinde, Asena'yı süzmeye başlamıştım. Gözüm bu kızı tutmamıştı Kanat'ın reaksiyonundan sonra.

Herkes giyinip kabinden çıktıktan sonra kapıyı Asena ve benim üzere kitlemiştim. "Napıyorsun?" diye çıkmak istediğinde, "Kanat'a ne yaptın?" demiştim çok tehditkar bir ses tonuyla. Gülmeye başladığında "ay Ekim senden korkacak değilim" demişti. Onu boğazından tutup duvara sıkıştırdığımda, ne kadar ciddi olduğumu anlamıştı. "Birşey yapmadım" diye çırpındığında, "yardım edin!" diyerek bağırmıştı. Bir elime saçını doladığımda, "konuşacak mısın artık?" demiştim. "Kanat öyle durduk yere birisine huylanmaz" diye hafif saçlarını çektiğimde "tamam tamam çekme dur!" demişti anlatmaya başlayarak. "Kanat ve benden kayak tatilinde resim çektim seni kıskandırmak için" dediğinde, "nasıl bir resim?" demiştim ona yine yaklaşarak. "Onu sadece öpcektim resim için başka bir şey olmadı" diye kaçtığında, gözlerim sinirden dönmüştü. Kanat'ın ilk defa o aşırı sinirini hissetmiştim. İlk defa elimi yumruk şekline getirdiğim an, Asena'nın gözleri pörtlemişti. "Ekim ona birşey yapmadım" dediğinde, "sen onu uyuttun dimi?" diye daha da kızmıştım. Kapıya tıklayan Melisa "fena sıkıştım sonra kavga edin Ekim" demişti bizi bölerek. "Bak kızım bir daha Kanat'a yakınlaşmaya çalış bak sana ne yapıyorum" diye saçını son kez tuttuğumda onu yere atıp kabinden çıkmıştım. Direkt soyunma odasına koşan Melisa ise gerçekten sıkışmış olmalıydı çünkü bizi yoldan kaktırmıştı.

Oturduğum tribünlerde Kanat'ı izlemeyi başlamıştım. Yanımdaki Leyla "noldu kız?" diye omzuyla çarpmıştı bana. Gerçekten sinirli olduğumu farkettiğinde, biraz gülmüştü. "Kız yoksa sen o Asena yılanını mı dövdün?" diye elini ağzına koyduğunda, "inanılmaz sen ve birisini sıkıştırmak" demişti şaşırarak. "Leyla sonra anlatırım" diye konuyu değiştirmek istediğimde, Leyla'nın yanına Aziz oturmuştu. "Sen niye oynamıyorsun Aziz?" diye direkt soru sorduğunda, "spor benim işim değildir" demişti ciddi bir şekilde. "A doğru senin işin matematik ve fizik" diye konuştuğunda, Aziz birden "benim işim sensin" demişti. "Bunun ne olduğunu bilmiyorum ama tüm akşam seni düşündüm" dediğinde Leyla şok içinde kalmıştı. "Sen bana yoksa-" demeye çalıştığında, Aziz ağzını kapatmıştı. "Sonunu getirme çünkü ben kendimi kimseye bağlamamaya yemin etmiştim" demişti. "Aziz bir kere hisslerinin peşinden git" diye konuştuğunda, "hisslerim beni zaten evin kurbanı yaptı" demişti Aziz soğuk bir şekilde. "Bırak onların sana yaptığı zararı tamir edim" diye elini tuttuğunda, Aziz elini çekmişti. "Beni kimse tamir edemez" diyerek önüne döndüğünde, Leyla bu çekingenliğinden rahatsız olmuştu.

Oyunun her dakkasında bir şut atan Kanat ara sıra gözlerini benimkileriyle buluşturmuştu. Çok iyi bir hız alarak karşısındaki rakibinin aklını karıştırmıştı. Son kez de topu sabitledikten sonra öğretmen oyunu bitirmişti. "Basketbol kaptanı belli olmuştur" dediğinde, "Kanat Günay" demişti bağırarak. Ben çok sesli bir şekilde alkışladığımda Kanat'ın gözlerinin içi parlamıştı. Yanına indiğimde, Ozan bana çelme takmıştı. Çok şükür Kanat'ın tam kollarına düşmüştüm ama bu senaryo başka bir türlü de bitebilirdi. "Ozan dikkat etsene!" diye daha hiç birşeyden haberi olmayan Kanat'a cevap vermeyen Ozan onu şaşırtmıştı. "Neden böyle bir şey yaptı?" diye kızdığında, "neden yaptığını boşver, kimin kollarında olduğum umrumda şu an" demiştim flört ederek. Spordan dolayı biraz terleyen Kanat havluyla bir yandan boğazını kurulamıştı. Hemen yumuşayan Kanat "mh öyle mi?" demişti ağzıma yaklaşarak. „Evet öyle bana senin kollarından gerisi yalan" diye konuştuğumda, "bu belli olmadı mı kaptan Günay?" demiştim. "Bu kollar sadece sana açık zaten kahraman kız" diye artık kollarını belime sardığında, "bu lakapları bırakmıştık diye hatırlıyorum" demiştim dudaklarına yapışarak. „Ekim ve Kanat dersten sonra buraya gelin!" diye kızan öğretmen Kanat'ı güldürmüştü. "Gülmesene anneme anlatırsa asar beni" demiştim korkarak. "A a kahraman yerine korkak kız olmuşsun" diye dalga geçtiğinde, "Kanat ciddi kal annemi ararsa bittim ben" demiştim korkarak. "Öğretmen sevgisizlikten kuruduğu için bize takıyor işte" diye konuştuğunda biraz ayıp bulmuştum dediğini.

"Siz ikinizi bir kere daha okulda bu kadar sarmaş dolaş görürsem, ailenizle konuşacam"....








Merak ettim sizce Ekim mi Ozan mı haklı?
Bir tık daha uzun yazdım bu sefer :)
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Kendinize iyi bakın ❤️❤️

Kalbimin sırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin