Bölüm 2: KULLANMA KILAVUZU

2.2K 166 195
                                    

Selamm😇

İlk bölümleri elimden geldiğince sık atacağımı söylemiştim görüyorsunuz ki sözümü tutuyorum✌🏽
İlk bölüme yaptığınız güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim🙏🏽 Hepsi beni çok ama çok mutlu etti🧡
Geçmiş kadınlar günümüz kutlu olsunn 🎈🚺
Daha özgür daha mutlu bir ülkede yaşama hayalinin artık gerçek olmasını diliyorum🙏🏽
Not: 3.Bölüm: BEŞ GÜN yarın akşam 21:00'de yayında 🥃

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın 🔥🍊

İyi Okumalar!

___________________

🔥

"İki gün oldu Ateş. Seni sabah erken uyandırmamın cezası ne zaman bitecek?"

Gelen mesaj telefon ekranında öylece duruyordu. İki gündür aynı şehirdeydik ama onu eve bıraktığımdan beri yüz yüze gelmemiştik. Özellikle kaçındığımdan değil tabi de o sarı pipiyi göresim yoktu. İç huzursuzluğumu görmezden gelerek telefonun tuş kilidini açsam dahi elim o ismin üstüne bir türlü gidemedi. Bu yüzdendi belki titremeye başladığında heyecanla kulağıma götürmem.

'Alo?'

'N'apıyorsun oğlum telefon elinde mi bekliyorsun?' Ece'nin Aslı'ya benzeyen ama aynı olmayan sesini duyunca hayal kırıklığımın sebebini sorgulamamaya çalıştım.

'Boş adam değiliz biz de. Bir seks hayatımız var onu idame ettiriyoruz. Tabi unuttun sen böyle şeyleri, kocaydı, bebelerdi falan derken. Dal kıpırdıyor mu Ece Hanım? Var mı bir esinti?' Ece'ye takılma fırsatını yakaladım mı asla geri tepemezdim. Aramızda 10 yaş vardı ama bu hiçbir zaman aramıza abla-kardeş resmiyeti sokmadı. Daha doğrusu benim ona abla demem Datça'da yazlıkta 17 yaşındayken kaslı kaslı heriflerle volaybol oynarken 'Ece abla.' Dememden beri yasaklanmıştı. Ondan beri ben ona abla demezdim ama o yeri geldiğinde bana ablalık etmekten geri durmazdı. Özellikle Atlas adının hakkını verircesine dünyanın en uzak köşesine gittiğinde bir eli hep üstümde oldu, onun kardeşi başka ülkedeydi benim de ağabeyim. Birbirimizin boşluklarını doldurmaya çalışmıştık kendi çapımızda.

'Benim iki çocuklu halim bile seni ikiye katlar beşe böler be.' İşte bizim boşluklarımızı doldurmamız da böyle sevgi doluydu.

'Tabi tabi. Kocan da öyle diyordu.' Anne olmayı seviyor da ama sakin aile hayatına geçtiğine dair bütün imalar ödünü koparıyordu.

'Ateş valla bir gün elimde kalacaksın da amcamla yengeme üzüldüğümden bir şey yapmıyorum. Neyse ben seni asıl ne için aradım...' arkadaki çocuk seslerinden uzaklaşarak sessiz bir odaya geçti. 'Sen bu Aslı'nın sevgilisiyle tanıştın mı?'

'Hıı. Gördüm.' sarı pipiyi diye eklemek istedim ama durdum.

'Ben daha tanışamadım. Nasıl bir tip anlatsana biraz?'

'Casusluk mu yapmamı istiyorsun benden?' Tamam sarı pipiydi, itti, köpekti ama Aslı'yı da satamazdım.

'Ne casusluğu be? Yarın tanışacağız zaten yemeğe gelecekler bize de, senden ön bilgi alayım dedim.' Ne yemeği ya? Bu nereden çıktı? Bir yandan Ece'yi dolduruşa getirmek vardı. Bir iki hödüklüğünü gördüm desem iki sıfır yenik başlardı Adem maça ama... bu da Aslı'yı satmak demekti. İlk oyun arkadaşını arkadan bıçaklamak da bana yakışmazdı.

'Eee söylesene Ateş?'

'Ne söyleyim kızım, havaalanından aldım eve bıraktım pek bir şey konuşmadık yani. Hangoverdım zaten ben kafam sik gibiydi.'

Bir Gençlik HikayesiWhere stories live. Discover now