Bölüm 31: OLMASI GEREKEN

1.9K 129 132
                                    

Selamm😇😇
Yine tarihimizin en uzun bölümüyle karşınızdayım🙈 İki çifti de hakkını vererek yazmak istediğimde bölümler bu kadar uzuyor, e yolda olan bir çiftimiz daha var o yüzden bundan sonra da aşağı yukarı bölümler bu uzunlukta ilerleyecek gibi duruyor.
Ama siz yorumlarınızda ve yıldızlarınızda cimrilik yapmayın, ben kelimele sayısında yapmıyorum çünkü 😎
Birde söylemeyi unuttum, Instagram'da yaptığımız soru-cevap etkinliğini profilimde sabitlenmiş olarak bulunmaktadır. (_byprongs)

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın🧡🩵

"Severim seni yine elbet, sen buna aldanma."

________________

🧚🏻‍♀️

(Berk Baysal – Yaralarını Ben Sarayım)

Babamı bakım evine yatırıp koskoca evde annemin hayaletiyle baş başa kaldığımdan beri geceleri üşümeye alışmıştım. Uykumda sıcaktan bunalıyor ve sonra yorganı üstüme çekmeye üşendiğim için gecelerimi yarı üşür yarı uyur halde geçiriyordum ve bu ne zaman olsa rüyamda kar yağıyordu.

Babamla aynı evde yaşamayı bıraktığımda 20 yaşındaydım 20 yaşıma kadar her gece gelip üstümü örttü. O örtmeyi bıraktığında ise ben babasını bakım evine yatırmış bir evladın vicdan azabı olarak bu üşümeyi cezam bildim. Ta ki daha önce gelmediğim bir Balkan ülkesinde bahar sonunun meltemi çıplak sırtımı yalarken kollarında yattığım adam beni bilinçsizce kendine çekip tek koluyla beni sarmaya devam ederken diğeriyle pikeyi üstüme çekene kadar.

O an fark ettim ben Ogeday ile geçirdiğim gecelerde hiç üşümedim. Yanağımı onun çıplak göğsüne biraz daha sürttüm, onunsa eli sırtımda gitti geldi. Kalp atışları göğüs kafesinin altından kulağımı dövüyordu. Gülümsedim belli bir sebebi yoktu genel olarak gülümsemek istiyordum. Eli sırtımdan ayrılıp saç diplerime gitti, uyandığını anladığımdan başımı kaldırıp ona baktım. Mavi gözleri sabah ışığının yeni vurduğu denizler gibi bana bakıyordu, dudakları dün akşamki aksiyonumuzu hatırlatırcasına şişmiş ve berelenmişti. Elim tüylerin seyrekçe serpiştirildiği göğüs kaslarının üzerinde gezindi. 'Günaydın.'

'Günaydın bebeğim.' Çenesini indirip alnıma bir öpücük kondurdu. Başımı tekrar kaldırdığım yere koydum. 'Hiç kalkmayalım böyle kalalım istiyorum.'

Yaslandığım göğüsten kalın bir kahkaha çıktı. 'Kalalım. Sonsuza kadar böyle kollarımın arasında dur sen, bana uyar.'

Tabi ki bu romantik anı karnımın guruldaması bozdu, tekrar güldü. 'Belki önce bir şeyler yemeliyiz. Sonra kaldığımız yerden devam ederiz.'

'Kabul.' Beyaz çarşafların arasında oturdum, dün akşam denize girmemizden ve terimizden kalma tuzlar derimizin üzerinde pul pul duruyordu. 'Birde duş alalım.' dedim kendi bedenimi incelerken, bu sırada Ogeday, elini bağımsızlığını ilan etmiş dalgalarının arasından geçirmek istedi ama orada karşılaştığı düğümlerle başarılı olamadı. 'Evet bu da iyi bir fikir.' Uzanıp dudaklarını boynuma değdirdi. 'Belki bana katılırsın ya da ben sana katılırım.'

Elim otomatikman boynuna gitse de ağzımdan çıkanlarla hareketlerim çelişiyordu. 'Hayır.'

Ciddi olup olmadığımı anlamak için geri çekildi. 'Nasıl yani?'

'Banyo benim yalnız kalmayı sevdiğim bir yer onu paylaşmak istemiyorum.' dedim tüm dürüstlüğümle.

Geri çekilirken gözleri şaşkın şaşkın açıldı. 'Ciddi misin?'

Bir Gençlik HikayesiWhere stories live. Discover now