Bölüm 14: HAZİNE AVI

1.7K 156 142
                                    

Selam😇😇

Öncelikle tekrar hatırlatıyorum, twitterda (@prongs12) görselli alıntı, bölüm şarkısı, bazen ufak spoili resimler falan paylaşıyorum gelmek isteyenleri beklerim. #birgençlikhikayesi tagine bıraktığınız yorumları da tek tek okuyorum, cevap veriyorum. Gelin yani kaynaşırız 👉🏾👈🏾

Keyifler nasıl? Finalleri olanlar, karne alacaklar, ünivetsite sınavına girecek kardeşlerim hepinize en en içten iyi şanslar diliyorum✌🏽 Benim çok sevdiğim bir dua vardır hemen size ondan ediyorum: Allah bilmediğinizi bildirsin görmediğinizi gördürsün, sizin için en iyisi neyse o olsun🙏🏽 Sonrası zaten tatil💃🏻😎🌞🏖️

Tatile giremeyenler de kızmasınlar canım onları da kucaklıyorumm🫂

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın🍊🔥
Keyifli okumalar!

"Yaşarken ölüsün kötüsün dünya kötüsün!"

___________________

___________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍊

(Eski Bando - Ay Ben Ölüyorum)

Ateş'in bir noktada hayatımdan çıkacağını hiç düşünmemiştim. Onun doğana kadar ve benim hiçbir şeyden haberimin olmadığı geçen birkaç ayı saymazsak hep hayatımda olur sanmıştım.

Tabi birde, 8 yıl önceki 5 ay vardı. Tamam bunu iki kere, Ateş'in hayatımdan temelli çıkmasının korkusunu sadece iki kere hissetmiştim. Birinde ben Berlin'deydim yalnızlık öyle bir vuruyordu ki değil özlemek her bir hücrem aile üyelerim için yalvarıyordu adeta. Ama şimdi öyle değil. Şimdi bütün hücrelerim onun sadece için ağlıyor. Beni dinlemeye gelmesi- pardon düzeltiyorum bir kızla beni dinlemeye gelmesinin üzerinden 12 gün geçti. Sözünü tutuyor. Bu süre zarfında ne aradı ne mesaj attı. Sosyal medyada da ölü taklidi yapıyor. Benim paylaştığım her şeye kaçırmadan bakan bir ölü.

Oysa ben ona elimi tut bunu beraber çözelim derken çok samimiydim. Çünkü tek başıma yapamıyorum benim tek başıma bulduklarım baş edemeyeceğim kadar korkutuyordu beni, çıkamıyorum işin içinden.

10-12 yaşlarındayken amcam Ateş'le bana yurtdışından bi oyun getirmişti. Böyle hazine avı gibi bir şey. Görevler var tamamlıyorsun. Okuldan sonra her gün gelir çözmeye çalışır, sonra da akşam Ateş'le nereye kadar geldiğimizi öğrenmek için telefonda konuşurduk. Son iki level kala ben tıkandım, ne yapsam ne etsem ipucunu çözemiyorum. Ateş'ten kopya almayı da kendime yediremiyorum. Sıkıldım dedim bıraktım. Halbuki yalan hala her akşam yatana kadar çözmeye çalışıyor, annem odamın ışığını kapatıp zorla uyutana kadar bununla uğraşıyorum. Ama olmuyor çözemiyorum. Hiç unutmuyorum bir perşembe akşamı kapı çalındı bir açtık amcamla Ateş. Amcamın iş için gelmesi gerekmiş, Ateş de tutturmuş ben de gelicem diye. Sırf benle oyunu çözebilmek için o küçük aklıyla babasını ikna edip İstanbul'a gelmişti. Ateş'le önce babamı ikna ettik sonra üçümüz yalvar yakar annemi ikna etmeye koyulduk. Zafere giden yolda önce çekilen çile okulu kırmaktı. Neyseki annem de ikna olunca koca bir günü oyunu çözerek geçirdik. Ateş tam da istediğim gibi kopya vermedi ama bana yardımcı olmaktan da vazgeçmedi. O levelı geçince ben daha hızlı ilerlerken bu sefer ona yardımcı olma sırası bendeydi. İşte böyleydi bizim arkadaşlığımız, yine öyle olur sandım. Gelir yanıma, bu sefer hayatımıza bomba gibi düşen hazine avını beraber çözeriz sandım. Yanılmışım. Sanki Ateş benimle hazine avına çıkmayacak kadar büyümüştü de ben de onun arkasından öylece bakıyordum.

Bir Gençlik HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin