Bölüm 30: PETER PAN VE TINKER BELL

1.6K 122 115
                                    

Selamm😇😇

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın🧡🩵

İyi okumalar!!

"Tenin almış beyazlığını Ay'dan, saçlarının rengi geceden, bundan geceye sevdam."
__________________

🍊

'İçin rahatladı mı?'

Ogeday ve Beren yanımızdan ayrıldıktan sonra Ateş beni kollarıyla veranda arasına sıkıştırmış kehribarlarını gözlerimin en içine dikmişti çünkü bunun kavgasını çok etmiştik. O bin kere 'O siktiğimin Ogeday'ından özür mözür dilemeyeceksin' demiş.

Ben de 'Sana mı soracağım be?' diye bağırmıştım ve sonunda istediğimi almış vicdanımdaki yükü temizlemiştim. Beren, Mavi'nin tekrar derslere başlayacağını söylediğinde sevincimi gizleme gereği duymamıştım. Çünkü -bir öğretmen olarak bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama- Mavi'nin yeri bende ayrıydı. Belki de yaşadıklarını bildiğimden ona kol kanat germek istiyor yüzüne bir gülümseme de ben kondurmak istiyordum.

'Rahatladı.' dedim ellerimi Ateş'in omuzlarına koyarken. 'Yaptığım yanlıştı bunu sen de biliyorsun.' Bunu görmesini istiyordum, Ogeday'dan ne kadar nefret ederse etsin, benim herkesin ortasında ona tokat atmak gibi bir hakkım yoktu.

'Hak etmişti.' Ellerimi omuzlarından kollarına indirdim.

'Tokat atmak bir çözüm değildi.' Daha fazla bu konu üzerinde konuşmayalım diye başka bir konuya geçtim. 'Sen nasılsın? Beren'le ikisi konusunda?'

Yüzünden arkadaşı için endişelendiğini belli eden bir hüzün geçti. 'Beren çoktan kendini Mavi'nin annesi yapmış.' dedi Mavi'yle ikisini ilk kez yan yana görmek onu şaşırtmıştı, Beren'in Mavi'ye olan bakışları ikisini tanımayan birinin bile dikkatini çekebilecekken Ateş elbetteki o bağı görmüştü.

'Beren zaten Mavi'nin annesiymiş Ateş. Sadece siz bilmiyormuşsunuz.' Onların Mavi'yi yeni öğrenmeleri üçünün beraber yaşadığı yılları silmiyordu.

'Tamam küçük cimcime karşı konulması imkansız bir tatlılığa sahip onu anladık, peki ya Ogeday? Beren onunla nasıl başa çıkacak?' arkadaşının tekrar dağılmasından korkan bir tını var sesinde.

Bu konuda ben de endişeleniyordum. Beren, Mavi'nin hayatında tekrar olmaktan o kadar memnundu ki Ogedaylı kısımlara çok takıldığını düşünmüyordum. Ya da bize yansıttığı gibi kendi de bu detaydan uzak durmayı tercih ediyordu.

'Bizim yapacağımız tek şey onun yanında durup ona destek olmak Ateş, istediği kadar istediği yere kadar fazlası değil eksiği değil anlaştık mı?'

'Simge'lik yapıyorsun.' dedi dudaklarını sarkıtarak.

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. 'Haklı olduğunu biliyorsun.' Duyduğu hoşuna gitmediği için bakışlarını benden kaçırdı. 'Hem artık küçük bir hayranın var gibi duruyor. Ben de mi kıskansam napsam?' dedim neşesini yerine getirmek için.

Kendini toparlayıp hemen kibirli bir ifade yerleştirdi yüzüne 'Ne diyebilirim yavrum? Çocuk yakışıklıdan anlıyor.'

Kahkaha attım. 'Babası da öyle diyordu.'

'Babası kadınlardan aldığı beddualarla o başını daha çok taşlara vurur. Cimcime nasıl da gülüyordu.' Derken kendi gülümsemesini görmüyordu tabi. Yine de Ateş'in kurduğu cümle aklıma bir ihtimali getirdi. 'Ateş.' dedim korkarak.

'Efendim?'

'Ya bizim de kızımız olursa?'

'Olsuun.' dedi sırıtarak. Elleri saçlarımın ucuna gitti. 'Şöyle senin gibi sarışın bir şey.'

Bir Gençlik HikayesiМесто, где живут истории. Откройте их для себя