Bölüm 52: TABLOMDAKİ RENKLER

1.7K 166 147
                                    

Selamm😇😇

Bu bölüme uygun şarkı bulamadım. Eğer sizin aklınıza gelen olursa benimle paylaşırsanız çok sevinirim 🎶

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın 💙

İyi okumalarr!!

______________________________

💙Londra'daki son günümüz ve uçağa binmemiz tam bir curcunayla geçti, son gün London Eye'a çıkarken de, Thames nehrinde gezerken de yanımızda Mavi ve annem vardı

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

💙
Londra'daki son günümüz ve uçağa binmemiz tam bir curcunayla geçti, son gün London Eye'a çıkarken de, Thames nehrinde gezerken de yanımızda Mavi ve annem vardı. Hayatımda ilk defa bu durumdan şikayetçi değildim çünkü evlilik teklifini tek bilen kişi annem olduğu için 'Evleniyorum lan.' dediğimde benimle beraber bu sevinci paylaşan bir kişi daha vardı, Beren bu anlarda daha çok utanıyordu. Annem bana eşlik ediyordu. Daha doğrusu Beren bu anlarda Mavi'nin kulaklarını kapıyordu. O hala Göknil'le konuşup söylememiz taraftarıydı ama ben elimden gelse odaya döndüğümüz an kızımı uyandırıp söylerdim. Tamam döndüğümüz an uyandırıp söyleyemezdim belki çünkü o zaman başka şeylerle meşguldüm, annesini memnun etmek gibi ama sabahına muhakkak söylerdim.

Teklifi beraber hazırladığım için de bizi ilk tebrik eden annem olmuştu, Beren'le sarılmaları gerçekten görmeye değerdi. Benim bile gözüm dolmuştu. Sabah kahvaltıya el ele indiğimizde annemle Mavi bizi cam kenarındaki masalarda bekliyorlardı. Annem muhtemelen kaçta uyanacağımızı tahmin etmediği için Mavi'yi doyurmaya başlamıştı.

Haklıydı.

Yatakta gözümü açtığımda ilk yaptığım şey Beren'in çıplak karnımda duran elindeki yüzüğü okşamak olmuştu, bu yüzüğü onun parmağına takana kadar evliliğe bu kadar hazır olduğumu bilmiyordum. Hep diyordum Beren zaten benim eşimdi ama bunu dünyaya duyurmak, herkese, 'Beren Çağlayan, eşim.' dememek için kendimi zor tutuyordum. Baba olmak da benim için böyle olmuştu, kendime bu sıfatı hiç yakıştıramazken en sevdiğim sıfatlarımdan biri olmuştu.

Galiba ben pek doğru kararlar veren bir adam değildim, genelde o kararların beni bulması gerekiyordu. Çünkü onlar bulunca her şey çok daha güzel oluyordu. Beren de öyle olmuştu işe o benim gelip arabama atlamıştı, kızımda da öyle olmuştu o anne-baba olarak bizi seçmese ben imkanı yok baba olamazdım.

Beren'in yakut taşlı altın yüzüğünde gezinen parmaklarım önce ince bileğine ardından beyaz teninin kapladığı çıplak kollarına gitti. Yumuşak teninde gezdirdiğim parmak uçlarım elektrik akımına kapılmış gibi karıncalanırken o da bunları hissetmiş gibi olduğu yerde hafifçe kıpırdanarak siyah kirpiklerinin arasından gözlerini araladı. Gözlerini görmemle aydınlanan yüzüm dudaklarına kocaman bir öpücük kondurma isteğimle doldu taştı. 'Günaydın karıcım.'

O benim gibi uyanır uyanmaz yüzüğünü yoklamadığı için yüzünü ufak bir şaşkınlık kaplasa da sonra ne demeye çalıştığımı idrak etti. 'Daha imzaları atmadık Ogeday Bey.'

Bir Gençlik HikayesiМесто, где живут истории. Откройте их для себя