Bölüm 29: KABULLENİLMİŞ GEÇMİŞ

1.4K 129 82
                                    

Selamm😇😇
Sizi bölüme uğurlamadan bir iki bir şey söylemek istiyorum.
Öncelikle, okullar açıldı, keyifler nasıl? Sonbaharı nasıl karşılıyoruz? Umarım en kolay şekilde adapte olursunuz, her şey istediğiniz gibi gider🙏🏽
İkinci olarak da bu bölümün şarkısını kimin kısmına koyacağıma karar veremedim bu yüzden direkt bölüm şarkısı yaptım. Birde ben bu versiyonunu çok seviyorum umarım siz de beğenirsiniz😊

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın 💙

İyi okumalar!!

Bu bölümü, canım dostum darotii ve onun dünyalar güzeli oğlu Uzay'a ithaf ediyorum🤱🏻
Aramıza hoşgeldin teyzecim 🩵
Bu dünyanın annen gibi kadınların yetiştirdikleri erkek çocuklarına ihtiyacı var. Çünkü burası biraz çirkin bir yer onu güzelleştiren senin gibi bebeklerin varlığı.
-Prongs

________________

(Cem Adrian , Mabel Matiz – Geçti Dost Kervanı)

🧚🏻‍♀️

Bistroda ağrılığımı bir ayağımdan diğerine verirken gerginlikle Ateş ve Hakan'ın gelmesini bekliyordum. Döndüklerinde uzun bir aradan sonra beşimizin olduğu gruptan konuşulmaya başlanmış ve bu akşam için dışarı çıkma planı yapılmıştı. Şimdi ise Simge'nin beni sakinleştirmelerinin yanında onların gelmesini bekliyordum.

'Geliyorlar.' Buğra ve Simge'nin yanında olmaktan ne kadar rahatsam, Ateş ve Hakan'ın yanında olunca bir o kadar geriliyordum. Onlar en azından ilişkimi 'sineye çekebileceklerini' söylemişlerdi. Ateş ve Hakan'ın Ogeday'a güttüğü düşmanlık bambaşka bir boyuttaydı.

'Yanmış mı onlar?' dedi Buğra gözünü kısarak bakarken.

'Ibiza'dalardı hayatım. Ne bekliyordun? Eminim üstlerine gömlek bile götürmemişlerdir.'

'En azından geçirdikleri tatilden sonra benle çok uğraşmazlar diye umuyorum.' dedim Kızıl Deniz'i ikiye yaran Musa Peygamber gibi gece kulübündeki kalabalığı yararak gelen ikiliye bakarken. Ateş'in üzerinde siyah, Hakan'ın üzerinde beyaz gömlek vardı, ikisinin de kendine olan güveni mekandaki her kızın onlara iç çekerek bakmalarına neden oluyordu. Daha doğrusu Simge ve ben hariç her kızın. İkisi de önce Simge'ye sarıldılar ardından Buğra'yla bir süre sohbet ettiler. Sıranın bana gelmesi için çaresizce bekliyordum. Sonunda ikisinin de dikkati bana döndüğünde acaba sıra bana gelmese miydi diye düşündüm. İkisi yanımda öyle dikilirken kendimi o kadar ufak hissetmiştim ki. Hakan şöyle eğilip arkama doğru baktı. Üstümde siyah deri bir etek ve siyah bralet olduğu için ne yaptığını tam anlayamadım. 'Napıyorsun be?'

'Sırtındaki keneyi arıyorum.'

Koluna bir tane vurdum. 'Kene sensin.'

'Birde şiddet ha?' kolunun altına sıkıştırdı beni. Ufak tefek olduğum için beni sürekli sıkıştırabildiklerini unutmuştum.. 'Sen o sevgilin yüzünden bizle görüşme sonra da gel birde döv.'

Hakan'ın kolunun altından kurtulmaya çalışırken bir yandan da yüksek sesli müzikten dolayı sesimi duyurmaya çalışıyordum. 'Benle görüşmeyen sizdiniz.'

'Oğlum bırak. Kız nefessizlikten boğuldu.' dedi Ateş beni Hakan'ın kolunun altından kurtarırken.

Ateş sayesinde Hakan kolunu gevşetti. Topuklularımın üzerinde biraz geriye doğru sektim. 'Allah razı olsun Ateş.'

Bir Gençlik HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin