Bir Gençlik Hikayesi

Bölüm 5: KÖPRÜLER

Selamm😇😇
Geçen her bölümde yaptığınız beni güldüren, sevindiren yorumlarınız için teşekkür ederim🙏🏽 Hepsi benim için çok çok kıymetli🧡
Birde artık geçmişleri hakkında "biraz" daha fikrimiz var değil mi?🙈 Teorileriniz de daha bi şekilleniyordur herhalde 👀
Neyse lafı uzatmadan sizi bölüme yolcu ediyorum ⬇️

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın 🍊🔥

İyi okumalar!

________________

🔥

'Bozuldun mu?' sorusunu duymazdan gelmek istedim. Ama yapamadım. Ya da yapmadım.

'Sarı pipi sevgilin kıskandı diye benle görüşmeyecek olmana mı? Yoo Aslı niye bozulayım. Malım ya ben.'

'Senle görüşmeyeceğim demedim ki.' Sesi yine kısıldı. 'Kurdu kafasında bir şeyler işte. Aramız bok gibi.'

'Özgüvensiz piç.' Söylenmemi saklama gereği duymadım. Yaklaşık bir buçuk saattir telefondaydık ve hala duyduklarıma inanamıyordum. Aslı'nın benden uzağa savrulduğunu hissediyordum ve bu canımı oldukça fazla sıkıyordu.

'Ateş iyi misin diye aradın, daha çok üzüyorsun beni.'

'E üzülme sen de. Bırak ne düşünüyorsa düşün.' Adem'in ne düşündüğü gram umurumda değildi. İsterse arkamdan küfretsin sik ucu kadar kafama takmam. Ama işte Aslı üzülüyordu. Onu arada bırakıyordu piç.

'Geri zekalı ya.' O yükselince doğru yolda olduğumu anladım. 'Hayır sen benim doğduğum beri hayatımdasın be. Ona noluyor?'

'Hiç.' Yaktım çıranı Adem. 'Kıskançlık ne hem ya? Hangi yıldayız?'

'Yemin ediyorum bu ülkenin havasından ya. Başka bir açıklama bulamıyorum ben.'

'Ülkeye bok atma kızım. Senin sevgilin çürük.'

'Yine de birkaç gün sular durulana kadar görüşemezsek...'

Bak yine aynı konu. 'Tamam Aslı anladım ben.'

'Ateş alınganlık yapma bana şimdi. Kaç kız için beni ortada mal gibi bıraktığın günleri de biliyorum ben.'

'Kiiiim? Ben miii?'

'Yok amcam. Salak salak konuşturuyorsun beni. Azıcık anlayış istiyorum senden. Seve seve alışacak senin hayatımdaki varlığına.' Yoksa ben sike sike alıştırırdım zaten. 'Sadece seni gördüğünde daha çok coşuyor bir egolu hallere bürünüyor falan. O zaman ben de sinirleniyorum.'

'Egosunu siktiğim, coştururum ben onu.'

'Ben diyorum Hatay sen diyorsun Yozgat, Ateş.'

'Ne diyorsun kızım ya?'

Derin bir nefes aldı. Onu şu an yatağının üzerinde bağdaş kurmuş olarak hayal edebiliyordum. Kesin saçları yine saçma sapan bir topuzdu. Sağ bileğinde kırmızı bilekliği vardı böyle ince ipten. Önünde bir kaç tutam yüzüne dökülürken o avuç içini alnına bastırıyordu. Bana laf anlatırken krize girmemek için de derin derin nefesler alıyordu.

'Anlaştık mı?'

'Cık.Anlaşmadık.'

'Ne istiyorsu Ateş? İlişkimi mi bitireyim?'

'Bitir.' Hiç düşünmeden cevap verdim.

'Pışıık.' Diye anında karşılığımı buldum. 'Bak Berlin'de olsak ben de görüşmem birkaç gün ikimiz de kafamızı toplarız ama olmuyor. Nereye gitsin? Ben nereye gideyim adam iki oda yanımda kalıyor.'