"Yaşadığımız yerde..."
"Neresi?"
Asaf'ın kendisine karşı kötü şeyler düşüneceğinden korkarak bahsetmekten çekinen genç kız, isteksizce, "Gaziosmanpaşa'yı bilir misin?" diye sorarken bakışlarını masanın üzerinde duran kahve fincanına indirdi.
"Evet! İstanbul'un öbür yüzü... Gitmedim ama burada yaşayıp da nasıl bir muhit olduğunu bilmeyen yoktur."
"Tahmin ederim. Hele oranın Sarıgöl Mahallesi çok ünlüdür. Dere diye de bilinir."
"Hı hı duymuştum!"
"Polisin bile ancak baskınlarda uğradığı bir bölge... Mecburiyetten veya niyeti uyuşturucu almak değilse mahalleli dışında kimsenin uğramadığı, her an silah sesinin duyulabileceği yerler."
Yaralı yüzüne rağmen hareketlerindeki asaletten, konuşmasındaki üsluptan dolayı şaşıran genç adam, yoksul bir bölgede yaşadığını tahmin etse de bahsettiği yeri kafası almayarak, "Yanlış anlama lütfen, seni oraya yakıştıramıyorum! Kapkaç, uyuşturucu, çalıntı mal ticareti ile ünlü Roman mahallesi!.. Sen Roman mısın Gülizar?" diye sorarken bile aklına yatmadı.
"Teşekkür ederim. Hayır değilim. Ağırlıklı Roman aileler çoğunlukta olsa da uzun yıllardır yerleşik yaşayan farklı belgelerden göç etmiş insanlar da var. Babam ve annem aslen Çorumlu..."
"Sarıgöl'e ne diye yerleşmiş?"
"Geçmişi var."
"Anlayamadım!"
"Eskide kalmış bir olayla ilgili... Babam çok sinirli bir adamdı. Dediğim dedik, kendinden başka kimsenin sözüne kıymet vermeyen inatçı biri. Ailesiyle arasında sorun yaşayınca kapıyı çarptığı gibi çıkıp İstanbul'a gelmiş. Kendi aşiretinden ahbaplarını bulduktan sonra..."
"Aşiret mi? Çorum da!.."
"Evet. Çorum'da aşiretlerin olduğu pek bilinmez."
"Hıııı... Haklı olabilirsin. Aşiret deyince akla hep doğu, güneydoğu geliyor!"
"Çorum'a yayılmış birçok farklı kültür ve yaşam tarzını sürdüren, hem de çok eskiye Osmanlı dönemine dayanan on altı büyük aşiret vardır. Konar göçerler olarak bilinirler. Daha o zamanlar geniş araziler verilerek belli bölgelere yerleştirilmişler. Çorum ve civardaki topraklara kök salıp yayılmışlar."
"Çok ilginç!.. Buna benzer bir şey okuduğumu hatırlıyorum. Yerini olmasa da köyler ve iskân politikaları gereği yerleşik yaşayan topluluklara zarar vermelerini engellemek amacıyla göçebe aşiretlerin toplu yerleştirildiklerini biliyordum. Göçebe Türkmenler!.. Peki, neden İstanbul'a gelince o bölgeye yerleşmiş?"
"Oraya geliyorum. İstanbul'a ilk geldiği yıllarda Gaziosmanpaşa şimdiki gibi problemli bir bölge değilmiş. Ahbapları yol yordam gösterince hâlde işe girip Sarıgöl mahallesinde kendisine ev yaptıktan sonra yerleşmiş. Ardından memleketinden bir tanıdığının kızını istetip annemle evlenmiş. Sonrası malum..."
"Bir kere alışınca, şartlar da uygun olmayınca bulunduğu bölgeye çakılıp kalmış."
"Aynen öyle... İlk oğlan çocuğundan sonra büyükleri araya sokup ailesiyle barışmış."
"Neden ilk oğlan dedin?"
"İlk çocukları kız da ondan."
"Yaaa! Anladığım erkek çocuklarına kıymet veren bir ailen var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül'e Ait (TAMAMLANDI)
RomanceDuygularını rafa kaldırmayı hayat biçimi olarak seçen genç adam, sevmenin ne demek olduğunu bilse de sorumluluğunu almak istemez. Kendisi için biçtiği gelecek yalnızlık üzerine kuruluyken, hele kendi şeytanlarıyla savaş verirken hiç istemez. Tabi m...