Gül'e Ait 17. Bölüm 2. kısım

58.3K 3.4K 103
                                    




Uzun zamandan sonra gerçek anlamda bahçe sınırlarının dışına çıkacağı için hafif bir tedirginlik duyan genç kız, Asaf'la beraber olacağını bilmenin verdiği güvenle, rahatlamaya çalışarak mutfağa geri döndü. Kendisini bekleyen genç adamı ayakta görünce sesine kalktığını tahmin ederek gülümsedi.

'Ne oluyor? Sanki beni fark edince irkildi! Yine garip bakıyor. Kaşları kalktı, kesin bir sorun var!'

Bir süre dikkatli bakışlarına anlam vermeye çalışarak karşılıklı dikilirken, silkinen adamın gülümsemesiyle derin bir oh çekti.

"Ben hazırım Asaf." 'Herhalde bana öyle geldi! Kıyafetimi mi beğenmedi acaba? Eteğinin boyu biraz kısa diye sinirlenmiş olabilir. Ama o aldı, hem altına kalın çorap giydim! En iyisi sormak, sokakta tatsızlık yaşamanın alemi yok.'

"Tamam, oyalanmadan çıkalım o zaman. Bugün cumartesi, kalabalığa kalmak istemiyorum."

"Olur. Şey Asaf, üzerindekiler uygun mu?"

"Çok güzel... Yani yakışmış, gayet iyi!"

Kıyafetlerini kendisinin seçtiğini düşünerek içinden küfrederken, zevkli olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Neredeyse dizine kadar inen koyu yeşil eteğin üzerine açık tonlardan oluşan triko kazağın uyumuna hayran olmakla birlikte, üst kısmın bedenine oturmasından ve biçimli bacaklarını ön plana çıkmasından hoşnut kalmadığına karar verdi.

"Hava çok soğuk, keşke pantolon giyseydin Gülizar, üşüyeceksin."

"Yok, üşümem. Ne zamandır dolapta duruyordu, nasıl duracak diye merak ettim. Hem kapalı mekanda dolaşacağız demiştin, o yüzden şey yaptım, eee... Ama istersen değiştirebilirim."

"Gerek yok, böyle gayet iyi!"

Gözlerini tehlikeli bölgelerden zorlanarak uzaklaştırmaya çalıştığı sırada, bu sefer de omuzlarında salınan koyu renk saçların güzel yüzüne ayrı bir hava kattığını fark etti. Beyaz tenine tezat ışıl ışıl parlayan siyah gözlerine, sürdüğü rujun belirginleşmesine sebep olduğu dolgun dudaklarına bakarken kaşlarını çatarak yutkundu.

"Teşekkür ederim!"

"Bir şey değil. Hadi gidelim artık." diyerek koridora yönelirken, güzelinin garip nazarlarla yüzüne bakması üzerine yavaşlayarak yanında durdu. Başını kendisine kaldıran genç kızın kafası karışmış görüntüsüne, biraz kırgın, incinmiş ve tavrını anlamaya çalışırcasına mahcup ifadesi karşısında, derin bir nefes alarak usulca beline sarıldı. Mis gibi kokusunu içine çeke çeke bedenine sokulurken, tek eliyle saçlarını omzundan attıktan sonra uzanıp alnına öpücüğünü kondurdu. Beline sarmaşık gibi dolanan kolların izin verdiği ölçüde geri çekildiği sırada, boncuk gözlerinde o çok sevdiği parlamayı ve dudakların gidebildiği son noktaya kadar kıvrıldığını fark edip rahatladı.

'Allah'ım, sana geliyorum! Asaf'ım aşkım, nihayet öptü!'

"Çok güzel görünüyorsun Gül'üm, kıyafetlerin üzerinde harika durmuş."

'Vazgeçtim, lütfen gelmek istemiyorum Allah'ım... Müsaade et, sevdiğimin yanında zaman geçireyim, Gül'e Ait'imin tadını çıkarayım."

Biraz daha bu halde dururlarsa olabileceklerden çekinerek, konuşma yetisini kaybetmiş gibi görünen kızını kolunun altına sıkıştırıp vestiyere doğru ilerledi. Bir kıyafetine bir de dolabın içine baktıktan sonra en uzun pardösüyü eline alıp üzerine geçirdi.

Gül'e Ait  (TAMAMLANDI)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz