Gül'e Ait (TAMAMLANDI)

Gül'e Ait 7. Bölüm 2. kısım

Suçlu ifadeleriyle yüzüne bakan kadınların normal şartlarda hallerine güleceğine emin olan genç adam, Gülizar'ın henüz hazır olmadığı durum karşısında kötü etkileneceği endişesiyle kapıyı açtı. Bir kaç gündür karşılaşacakları güne hazırlık olması için muhabbet arasında anlattığı hanımların, genç kıza çok iyi geleceklerini, tereddüt etmeden içlerine alacaklarını bilse de şu aşamada vaziyeti iyi idare etmesi gerektiğini düşündü.

"Yenge, Çağla... Sizi beklemiyorduk, hazırlıksız yakalandık."

"Asaf abicim, vallaha misafirin olduğunu bilmiyorduk. Biz..."

"Önemli değil yenge, hoş geldiniz. Lütfen buyurun."

Konuşabilmesi için Çağla'nın elindeki tencereyi alan genç adam, geri çekilip bankonun üzerine bıraktıktan sonra çekingen hareketlerle içeriye giren kadınlara hitaben işaret diliyle uyarılarını yapmaya girişti.

"Yenge, ayrıntıları sonra Faruk veya abim anlatır. Sizden konuyu deşmemenizi rica edeceğim."

"Tabii!.. Dayak mı yemiş abi?"

"Maalesef evet..."

"Oooohhh... Ama nasıl?"

"Uzun hikaye, şu an yanında konuşamayız çok utanıyor... Lütfen, buyurun oturun."

Konuşmayı yarım bırakıp kıza dönen genç adam, her iki dili birden kullanarak, "Gülizar, lütfen bakar mısın?" diye seslendi. Ürkek bir ifadeyle kafasını kaldırmasının ardından karşısına yerleşen kadınlara göz atıp bakışlarını kendisine çevirmesi üzerine, yeni durumdan çok ürktüğünü anladı.

"Ee... efendim Asaf!.." 'Ya beni istemezlerse, o zaman ne yaparım? Bu halde nereye giderim? Asaf gönderir mi acaba? Sorsam! Olmaz. Adamın iş yeri, mecburen bırakmak zorunda kalır. Yaptığı onca iyiliğin üzerine işverenleriyle arasının bozulmasına izin veremem. Ya bir daha Asaf'ı göremezsem. Allah'ım lütfen yardım et!'

"Seni kardeş olarak kabul ettiğim ve o niyetle sevdiğim dostlarımın eşleriyle tanıştırmak istiyorum. Sağ kenarda oturan bayan, Pınar yengem, Çınar abimin eşi... Yanında yakın arkadaşım Faruk'un nişanlısı Çağla..." derken kapının çaldığını duyunca, 'Irmak!..' diyen genç kadının sesiyle yerinden kalkarak verandaya bakan kapıyı açtı.

"Yenge, mutfakta oturuyoruz buradan gelebilirsin."

"Pınar'la Çağla içeride mi abi?"

"Evet..." Cevabın arkasından yanına doğru ilerleyen kadına işaret diliyle hızlıca gerekli açıklamaları yapan genç adam, soru sormamasını rica ederek cevap vermesine sıra kalmadan içeriye aldı. Gülizar'ı fark etmesiyle irkildiğini hissetse de sesini çıkartmadan Pınar'ın yanına yerleşen kadını izledikten sonra kenarda duran sandalyeyi çekerek genç kızın yanına oturdu. İyice kalabalıklaşan ortamda dört tane sus pus oturan kadının hallerine duyduğu gülme isteğini baskılarken "Ve bu bayan da Cesur'un eşi Irmak yenge..." diyerek genç kıza döndü.

Bakışlarını ilk defa gerçek anlamda karşısına çeviren genç kız, kendisine dönük üç çift gözün karşısında kaçma isteğini baskılamaya çalışırken, kısık sesle, "Mer... merhaba, memnun ol... oldum. Ben, Gül... Gülizar!" diye zorlukla söyleyeceklerini toparlayarak tepkilerini bekledi. Sarışın olan kadının gülümsemeye başlaması üzerine ne yapacağını şaşırdığı sırada titreyen dudaklarının istemsizce karşılık verdiğini hissetti. 'İyi birisine benziyor. Bu kadar zenginliğin içinde ne kadar mütevazi!.. Asaf'ın anlattığı kadar merhametliyse belki bir süre daha kalmama karşı çıkmaz.' Ellerini de kullanarak konuşan kadının ne yaptığını anlamaya çalışırken, Asaf'ın Çağla hakkında söylediklerini hatırlayarak arkadaşı için işaret dilini kullandığını tahmin etti.