Gül'e Ait (TAMAMLANDI)

Gül'e Ait 14. Bölüm 5. kısım

Tava gelen kefalin büyük bir özgüvenle doğrulmasının ardından, artistik bir edayla mantosunu çıkarıp Muzaffer'e fırlatmasını, cahil cesaretinden mi yoksa aptallıktan mı kaynaklandığını merak etti. Açık alana doğru ilerlerken aynı işlemi yapan Asaf'ın montunu yere atmasıyla, altından çıkan sırım gibi kaslı vücudu hayranlıkla takdir etti.

"Saçma salak işlere girişme koçum." diye seslendiği dostunun cevap olarak başını sallamasını, mesajın yerine ulaştığına yordu. Bu havada siyah bir faniladan başka üzerinde bir şey bulunmayan Asaf'ın, soğuğun farkında değilmiş gibi gayet rahat görünmesini yadırgadı.

"Bu herif ne yiyip içiyorsa ben de ondan istiyorum! Hey koçum be nerede büyüttün o pazıları aslanım benim."

"Çalış senin de olur abi."

Kafasını çevirip yanında dağ gibi dikilen adama bakarken, bu manyakların çocuk yaştan itibaren formlarını korumak için saatlerce çalıştıklarını bilerek, "Diyorsun, öyle mi Suat! Sağ ol almayayım abicim, vücudumun altın oranını bozmak istemiyorum. Kızlar bu halimi çok beğeniyor." diye karşılık verdi. Geldiklerinden beri Cesur ve Çınar'ın yanından bir saniye bile ayrılmayan, olası bir tehlikeye karşın görev paylaşımı yaptıkları belli olan adama sırıttı. Asaf'la kıyaslanınca, Mahmut'un kafadan dövüşmekten vazgeçeceği sessiz deve, kalıbı itibariyle saygıyla selam çaktı. Dövüşecekleri alana yaklaşırken halinden memnun görünen can dostuna dönerek durum tahlilinde bulundu.

"Çınar, şuna bak kralın soytarısına benziyor. Ondan tek farkı aynı derecede akıllı olmaması."

"Güzel benzetme, tabansız, temelsiz ve maalesef akıldan yoksun. Sıfatına baktıkça hayat üzerimde ağırlık yapıyor, herif içindeki insan sevgisini tüketti."

"Ne anlamda koçum! Dürüst olalım, cennet gibi yerde yaşıyorsun, bu primatlarla karşılaşma olasılığın binde bir. Ulan seni yoran hayat, tabiri caizse bizim ağzımıza sıçar."

"Biliyorum Tahir, haklısın. Yine de bir türlü bu tiplere alışamadım. Bunun parayla ya da yaşadığım yerle alakası yok. Adamın tarzına, davranış şekline tahammül edemiyorum. Asaf'ın hakkı olmasa ekarte edip kendim dövesim geliyor."

"Al benden de o kadar abi."

Kardeşine dönen genç adam, tiksintiyle karışık nefretle buruşturduğu yüzüne bakarak, aynı şekilde hisseden sadece kendisi olmadığını anladı. Çocukluklarından beri, insani ve ahlaki değerler başta olmak üzere, canlı varlıkların yaşam hakkına saygı göstermeyi temel edinen, vicdan sahibi bireyler olarak yetişmelerini hedef edinmiş insanların elinde büyüdüklerine şükretti.

"Hiç şaşırmadım Cesur."

"Herif dağ ayısına benziyor. Çok sinir bozucu abi, para muhabbetinde araya girmemek için kendimi zor tuttum. Sen haklıydın Tahir abi, bu hıyarlar bizim anlamadığımız farklı bir dilden konuşuyor!"

"Ne mutlu sana... İnan anlamak varlığına hiç bir şey kazandırmaz, sinir olduğunda kalırsan. Bak Cesur'um, böyle tipler normal yaşamda her an karşına çıkabilir. Başarabiliyorsan elden geldiği kadar uzak durmaya çalışacaksın. Adamlar karafatma gibi her şartta hayatta kalmayı başaran, buna keza evrimini tamamlayamadan dünyaya gelmiş yaratıklar. Mantıklı açıklamalarla ya da vicdanına sesleneceğini düşünerek anlaşmaya çalışmak bunların üzerinde işe yaramaz. Algı mantaliteleri farklı, ilkel ve yontulmamış. İki saat dert anlatacağına iki tane çak, kısa yoldan saygısını kazanır dimağına ulaşırsın. O derece ahmaklar anlayacağın. Maalesef bizim meslek itibariyle mütemadiyen iç içe olmak zorundayız. Hazırlıklı değilsen, yüz yüze geldiğinde ya katil olursun ya da maktul."