Gül'e Ait 12. Bölüm 3. kısım

61.7K 3.2K 245
                                    



"Evet beyler, gelelim konumuza... Durum malumunuz, tekrar baştan sarmaya gerek yok. Tanışmamış olsak da Gülizar Hanımın başına gelenler ortada. Maalesef, gücü yettiği için kadına istediği gibi davranabileceğini zanneden erkekler yüzünden, şiddet ülkemizin acı bir gerçeği... O cephede işler biraz karışınca, size bilgi verme zorunluluğu doğdu."

"Tehlikede mi?"

Asaf'ın araya girmesiyle bakışlarını yüzüne sabitleyen genç adam, "Şu an için değil." derken konu iş meselesi olduğu zaman ciddi bir havaya bürünen tutumuyla, çok önem verdiği belli olan kızın akıbetini anlatmaya devam etti. "Değişkenleri kontrol altında tutabilirsek, bahçede kaldığı sürece sittin sene de olacağını zannetmiyorum."

"Bu bir çeşit hapis hayatı!"

"Orası öyle... Ölü misali kaçak ve ailesinden uzakta, dünyadan stabil bir şekilde yaşaması lazım. Nüfus sayımına bile katılamaz, ya da oy kullanamaz. Hoş başına gelenlere bakılırsa mahkumiyet fikri kişiye göre de değişebilir. Eminim burası onun için cennetten farksızdır. Bırak böyle bir yerde hayatını devam ettirmeyi, cezaevine girmeyi kurtuluş olarak gören kadınlar biliyorum. Asaf, herifler beklediğimden inatçı çıktılar, pes etmiyorlar abicim ve ölüsünü görene kadar edeceğe de benzemiyorlar."

Gayri ihtiyari yumruk haline gelen elleriyle öne doğru eğilerek, "Siktir, önce benim ölümü çiğnemeleri lazım!.." diye hırsla konuşurken bakışlarını patronuna çevirip derin bir nefes aldı. Düşüncesi bile ürpermesine, oto kontrolünü yitirmesine sebep olan durum karşısında, anlayışlarına sığınarak sakinleşmeye çalıştı. "Abi, kusura bakmayın."

"Rahat ol Asaf, içimden geçirdiğimi sesli dile getirdin. Devam et Tahir, seni dinliyoruz."

"Tamam... Kız evden kaçtığından beri akla gelebilecek her yerde aradıklarını söylemiştim. Ayrılmadan önce çalıştığı iş yerini ve sahibinin evi dahil kontrol altında tutuyorlar. Düzenli olarak, hastane, otogar, tren garı, morg ve eee... Artık kardeşlerini ne olarak düşünüyorlarsa, kendileri gibi azılı bir kaç arkadaşıyla genelevlere varıncaya kadar İstanbul'un altını üstüne getirdiler. Ellerindeki resimle, sormadıkları, girip çıkmadıkları mekan kalmadı."

Devam edeceği sırada dikkatle kendisini izleyen beş çift göze bakışlarını gezdirerek, başta Asaf olmak üzere asılan suratlara aynı şekilde karşılık verdi. Çınar'ın peşine taktığı güvenlik elemanlarıyla ortak yürüttükleri takip sürecinde, kontrol altında tuttukları heriflerin son marifetini yüzünü buruşturarak gündeme getirmeye hazırlandı. Moralinin çok bozulduğu belli olan adamın, asıl bundan sonra duyacaklarından hoşlanmayacağına emin olduğu konuya değinmek için ilk adımı attı.

"Elebaşları en büyük abisi Mahmut, o ve bir küçüğü Muzaffer'in telefonlarını dinlettiğimizi biliyorsunuz. İlk bir kaç hafta kaçtığı duyulmasın diye çevreye işten ayrıldığını ve memlekete gönderdiklerini yaydılar. Muhtemelen o aralıkta bulacaklarını düşünmüş olmalılar. Kendi çabalarıyla altından kalkamayacaklarına kanaat getirince, ekiplerine güvendikleri arkadaşlarını aldılar. Mahmut denilen herif anlattığınız kadar var, öküz diyeceğim ama adama paye vermiş olurum diye dilim varmıyor. Hırslı puştun teki... Kardeşinin bir yerlerde ölüp kalması umurunda değil, hatta şu aşamada öyle olduğunu öğrense sevinecek. Anlaşılan en büyük derdi namusu kirlendi sıfatıyla olmayan karizmasının çizilmesi, ondan da öte kardeşini para karşılığı sattığı için zor duruma düşmesi."

Gülizar'ın, eniştemin amca oğlu dediği şerefsizden bahsettiğini anlayan genç adam, "Allah kahretsin!.. Adam mı geldi yoksa?" diye yerinde dikelirken istem dışı nefretle parlayan gözlerini dostuna dikti.

Gül'e Ait  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin