Bölüm 2*11 ZAMAN YOK

1K 90 14
                                    

"Sonunda!
Buldum sizi!
Canım Ayşem! Ömerim!
Günlerdir sizi aradım durdum biliyor musunuz. Sizi o kadar çok özledim ki!
Bir an için hiç bulamayacağımı sanmıştım. Ama buldum.
Şu an o kadar mutluyum ki!
Bakın ağlamadan duramıyom.
Beni böyle görmek istemediğinizi de biliyorum ama napiyim duramıyom işte!
Şu an dünyanın en mutlu insanıyım biliyormusunuz?
En yakın dostlarıma kavuştum sonunda daha ne olsun.
Siz gittikten sonra o kadar çok şey yaşadım ki.
Nerden başlasam bilemiyorum. Sizden sonra Ahmet, Fatih ve İsmailde arkanızdan gitti. Hemde beni tek başıma bırakıp. Onlara o kadar çok kızmıştım ki anlatmaya kelimeler yetmez.
Ama artık onları da affettim. İnşallah yakında onlarıda bulacam.
Siz nasılsınız? Eminim iyisinizdir.
Ne de olsa benim yaşadıklarımı yaşamaktan kurtuldunuz.
İnşallah birliktesinizdir ki şuan burda benim karşımda birliktesiniz.
Aslında sizi yeni tanıştığım bir kızla tanıştırmak istiyordum. Ama o benimle gelemezdi. Onun kendi arkadaşları var ve birisi yaralı. Umarım durumu iyidir. Tek başıma gizlice gelmek zorunda kaldım. Yoksa izin vermezdi gelmeme..."

...
..
.

Aslının mutluluğu tarif edilemeyecek düzeyde yüksekti. Günlerdir aradığı en yakın dostlarının mezarlarını sonunda bulmuştu. Başlarına oturup dakikalarca ağlamaklı gülmekli kendi kendine konuşup durdu. O sürede çevrede neler yaşandığı umrunda değildi. Arada bir toprağı avuçlayıp başlarındaki mezar taşlarını okşuyordu.
Ancak içinde bir rahatsızlık başlamıştı ki dakikada bir arkasına bakıp duruyordu.

"Buldum seni! "
Bu ses Aslıya oldukça tanıdık gelmişti...

...
..
.

" Bence bu yolu kullanmamalıyız. "
Sinemin sesi oldukça endişeliydi. Sanki kötü birşey olacakmış gibi hissediyordu içinden. Ancak Canberk ve İsmail birşey olmayacağını düşünüyordu.
" Korkma kızım biz yanındayız"
İsmail'in sesi oldukça kendinden emin bir şekilde çıkmıştı. Yol zaten görünürde boş ve sakin görünüyordu ve Sedanın dediği toplama kampınada çok yaklaşmadan ilerliyorlardı. Yinede tedbiri elden bırakmayıp o yola girmekten vazgeçtiler ve bir üst yolu kullanmaya karar verdiler. Bu yolda diğer yol gibi oldukça normal ve güvenli görünüyordu. Yerde parçalanmış insan cesetleri, kan gölleri falan oldukça normal bir Görükle sokağı.

Terkedilmiş sokakta herşey sakince giderken sokağın tam ortasına geldiklerinde kulakları sağır eden bir silah sesiyle İsmail'in sağ kolunda kanama başlaması bir oldu. Henüz sesin nerden geldiğini anlayamadan İsmail'in kanlar içinde yere düşüşüne şahit oldular...

Canberk ve Sinem hemen yere atılıp İsmail'in üstüne siper oldular. Ancak silah ikinci kez ateşlendi ve bu sefer vurulan Canberk oldu. Tam boynundan vurulmuştu ve anında şuurunu kaybedip İsmail'in yanına yığılıverdi. Çok hızlı kan kaybediyordu artık ikiside.

Sinem ne yapacağını bilemiyordu. Hangisine yardım edeceğini şaşırdı. İkisinide sırayla güvenli bir yere sürükleyerek çıkarmaya karar verdi. Ama Canberk'i taşırken ikinci kez vuruldu Canberk. Bu kez sırtından. Sinem onun öldüğüne artık kanaat getirmişti. Onu olduğu yerde bırakıp kendini bir duvarın arkasına atıverdi. Ancak bu seferde İsmail yolun ortasında tek başına yaralı kalmıştı. Kıpırdamaya çalışıyordu ama kolunun acısından hareket edemiyordu. Gözünün ucuyla Sineme bakıp göz hareketleriyle "git burdan" diyordu. Sinem hayır anlamında kafasını salladı, gitmemekte kararlıydı...

Ta ki bu karardan vazgeçmesini sağlayacak kurşuna kadar. Acımasız herif İsmail'i hiç düşünmeden boğazından tek atışta vurdu. Artık İsmail ve Canberk'ten geriye sadece cansız bedenleri kalmıştı.

...
..
.

"Buldum seni"
Bu ses Aslıya oldukça tanıdık gelmişti. Yüzünü arkasına çevirdiğinde karşısında duran Seda'dan başkası değildi. Seda hiç düşünmeden sanki hiçbirşey olmamış gibi direk Aslı'nın boynuna atlayıverdi. Aslı neye uğradığını şaşırmıştı. Sedayı görmek olmasını beklediği son şeydi şuan. Tabi sarılmanın ardından yediği tokatta öyle. Hiç beklemediği anda Seda bir anlık sinirle Aslıya sert bir tokat geçirivermişti.

Bu tokat Aslı'nın canını hiç açılmamış ti ama. Neredeyse senin vurduğun yerde gül biter diyecekti Sedaya. O da çok özlemişti Sedayı.

"Seni kahpe! Neden bıraktın bizi? " Aslı bu soruya boynunu eğerek cevap verebilmişti. Ona böyle yaptığı için çok üzgün ve pişmandı ancak bunuda yapmak zorundaydı. Arkadaşlarını son kez görmek için.

Turgut daha fazla uzatmanın anlamı olmadığını ve hava kararmadan önce güvenli biryere sığınmaları gerektiğini belirtti. Ancak uzaklardan gelen 5 el silah sesi ve Sinemlerin hala gelmemiş olması da onları biraz endişelendirdi.

...
..
.

"Durmamalıyım! Dayanmam lazım. "
Sinem bunları söylerken nefes nefese kalmıştı. Dakikalardır aralıksız koşuyordu. Çünkü durursa yakalanacağını biliyordu. Diğerleriyle varması gereken hedefe de çok az kalmıştı. Dakikalar sonunda mezarlık artık az ilerde onu bekliyordu. Sevinçle hızını artırıp biranda mezarlığa dalıverdi.

Mezarlık malesef beklediği gibi değildi. Ne Seda ne de Turgut hiçkimse yoktu. Aklına Aslı'nın tarif edilen evi geldi biranda. Ancak yerini tam olarak hatırlayamıyordu. Seda ayrıntıları daha çok Canberk'e vermişti. Tek hatırladığı mezarlığı 100 metre gerisindeki sitede olduğu idi. Ancak etrafta bir sürü site vardı. Hepsini tek tek kontrol etmesi gerekiyordu. Bulamasa bile birazdan hava kararacağı için saklancak güvenli bir yer bulmalıydı kendine.

Seda'nın tarif ettiği adrese yakın evlerden birine sığınmaya karar verdi.

...
..
.

Vote ve yorum lütfen esirgemeyin. Medyada Görükle haritası ve hikayede geçen yerler işaretli gösteriliyor.

ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇDonde viven las historias. Descúbrelo ahora