Bölüm 1*11 SİRENLER

2K 152 4
                                    

27.06.17
Sevgili Türkiye Cumhûriyeti vatandaşları.
Son günlerde beklenmedik bir anda ortaya çıkan virüs bizim güzel ülkemizde dahil tüm dünyayı maalesef ele geçirmiş durumda.
Elimizden geldiğince bu virüsle savaşa devam edeceğiz. Sizinde bizim bu savaşımızda yanımızda olmanızı istiyoruz. Birkaç gün içinde milyonlarca vatandaşımızın ellerimizden kayıp gitmesine şahit olduk. Daha fazlasına nasıl dayanılabilir? Sizden tek ricam lütfen uyarıları dikkate alalım, bu virüse ancak birlikte çalışırsak karşı koyabiliriz. Şimdi birlik ve beraberlik zamanı....

◾◾◾◾◾◾◾◾◾◾◾◾◾◾

Son iki gündür elektrikler el verdiğince televizyonlarda bu mesaj yayınlanıyordu. Birçok TV kanalı yayın hayatına son noktayı koymuştu. Hemen hemen hepsinde ya reklam yada banttan bu mesaj yayınlanıyordu. Ülkenin birçok yeri karanlığa bürünmüştü. Özellikle doğu ve güneydoğu daha ikinci günden elektriksiz kalmaya başlamıştı. Ancak batı illeri oralara göre daha şanslıydı. Bazı yerlerde elektrikler kesilmemişti ve hayat normale yakın devam ediyordu.

Son iki gündür Görükle ise en zor günlerini yaşıyordu. Sokaklar kan gölüne dönmüş iki gün önceki eğlenceli hayat yerle bir olmuştu. Nerdeyse bütün eğlence mekanları kapanmış marketler falan güvenlik kuvvetlerinin kontrolüne alınmıştı. Emir ve arkadaşları ise iki gündür dışarı adımlarını atmamışlardı. Hala Burak' ın yasını tutuyorlardı. Erzakları ise iyice azalmaya başlamıştı. Nerdeyse tüm Görükle için bu geçerliydi. Bunun askerler tarafından farkedilmesi üzerine yeni bir halk ayaklanmasına daha sebep olmamak için asker erzak dağıtma kararı aldı.

Öğlene doğru tek tek tüm evleri gezip yeterli miktarda erzak bıraktılar. Bu erzak bir süre daha insanları idare edebilirdi ancak bu erzağın da bitmesi uzun sürmeyecektir. Öğleden sonra erzak dağıtımı bittikten sonra kısa bir süre için sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. Belirlenen bölgeler dışında bulunmak yasaktı ama.

Sokaklar birkaç gün öncesi gibi yine hareketlendi kısa bir süreliğine.
Emir Melis ve Arda da dışarı çıkmaya karar verdiler. Ancak Seda çıkmak istemiyordu. Evde kalıp yatağında durmak istiyordu. Uzun uğraşlar sonunda Sedayıda ikna edip dışarı çıktılar. Sokak kalabalıktı. Yürüyüş yapan insanlar koşanlar sohbet edenler hasret giderenler her türlü insan sokaktaydı. Bazı kafelerde kısa bir süreliğine açılmıştı. Ancak çalışan yoktu. İnsanlar el birliğiyle mekanı düzeltip eski günlerdeki gibi eğlenceli saatler yaşamak istiyorlardı. Emir ve arkadaşları ilk olarak Burak' ın mezarını ziyaret etmek istediler. Ancak polis onlara izin vermedi. Mezarlık kapalıydı ve etrafında güvenlik oldukça sıkıydı.
Yapacak birşey kalmamıştı. Ya eve döneceklerdi yada şu kısa süreli özgürlüğün biraz tadını çıkaracaklardı. Seda eve dönmek istedi ancak diğerleri eve girmek istemiyorlardı. Bir daha böyle bir fırsat bulamayabilirlerdi. Bunu değerlendirip biraz eğlenceli vakit geçirmek istiyorlardı. Aralarında anlaşıp Sedayı eve bıraktıktan sonra en sevdikleri mekan olan Cafe House a gittiler. Mekan toparlanmış oturmaya elverişliydi. Bir masaya oturup bir kaç saat vakit geçirdiler.

Saatler saatleri izledi nerdeyse akşam olmak üzereydi. Yakında yasak tekrar uygulanmaya başlayacaktı. Ama hala vakitleri vardı. Kafeden ayrılıp başka bir kafeye geçmeye hazırlandıkları sırada Görükle dışındaki ruh sağlığından silah sesleri yükselmeye başladı. Dakikalar sonra Görükle genelinde siren sesleri yükselmeye başladı. Sokağa çıkma yasağının tekrardan başladığının habercisiydi bu sesler. Ruh sağlığı ilk günden beri yoğun çatışmalara sebep oluyordu. Hastane ilk günden karantina altındaydı. Hastalığın beyinde olduğu düşünülürse ruh sağlığı hastalığın yayılması için elverişli ortamı sağlıyordu. Ki öyle de oldu. Hastane dördüncü günde tamamen kaybedildi. İçerde canlı kimse kalmamıştı ve onların dışarı çıkmaması için extra önlemler alınıyordu. İçerde yaklaşık 400 hasta vardı. Onların dışarı çıkması Görükle için en kötü günlerin başlayacağı anlamına geliyordu...

ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon