Bölüm 4*10 SEZON FİNALİ 4

522 36 4
                                    

"-Bana şu Ankara muhabbetinden bahsetsene biraz! Niye Ankara ya gidiyorsunuz? Emir ve Melis de geliyordu sizle."

Emir ve Melis öldükten sonra sürekli  Seda'nın aklını kurcalıyordu bu Ankara düşüncesi . Neden Ankara ya gideceklerini çok merak ediyordu. Melis ölmeden önce Emir'e çaktırmadan çıtlatmıştı kulağına. Ancak daha fazla açıklayacak zamanı kalmamış hayatını kaybetmişti.

" +Şöyle açıklayayım; Bu salgın başladıktan sonra ilk belirtilerine Balıkesir ve çevresinde rastlandı. Ya da biz öyle sanıyoruz. Hayatını kaybedip dönüşen ilk insanlardan birinin üzerinden örnekler alıp onu Ankara ya Hacettepe tıp a götürmek üzere görevlendirildik. Aldığımız örnekler üzerinde bir takım deneyler yapılacaktı. Ancak yola çıktıktan sonra işler değişti. Salgının boyutunun sandığımızdan daha büyük olması ve tüm Türkiye de etkili olması bizim aldığımız örneklerin gerekli olmadığını gösterdi. Çünkü Tüm Türkiye artık salgına yakalanmış insanlarla doluydu. "

.
..
...

Yağız'ın dediği gibi salgın başladıktan sonra ilk elle tutulur örnekleri Balıkesir den çıkmıştı. Ancak neredeyse farkedilmeyecek kadar kısa bir süre içinde Tüm Türkiye yi ve Dünyayı etkisi altına almıştı. Her ülke  bu salgın için önlemler almaya başladı ve kendince bir çözüm yolu bulunması için araştırmalara başladı. Türkiye de de birçok üniversite hastanesi salgına biçare olmak için çalışmalara başladı. Bunların merkezi ise Ankara ve İstanbul daki üniversiteler idi. Ancak çok geçmeden İstanbul salgına yenik düşünce geriye sadece Hacettepe tıp kaldı. Ancak Ankara dışındakiler için Hacettepe tıpı'nda durumu meçhul. İletişim için gerekli bağlantılar koptuğu için Ankara' nın şuan ne durumda olduğu bilinmiyor.

.
..
...

"-Yani siz doktor falansınız? Bende tıp öğrencisiyim. Ancak ben çok fazla olayların içinde olamadım."

"+Aslına bakarsan tam olarak doktor sayılmayız.  Araştırma  görevlisiyiz. Gizem ve Murat tıp fakültesi mezunu ben ise genetik mühendisliği mezunuyum. Aracımızın bagajında da deri, kan ve salya örneği var."

"-Peki bunları Ankara'ya götürmek için geç kalmadınız mı? Salgın başlayalı 1 ay oldu herhalde. 1 ayda sadece Bursa'ya kadar mı geldiniz?"

Seda'nın soruları Yağız'ı artık sıkmaya başlamıştı. Yağız'ın aklında olan tek şey Gizem'i bulup bulamayacakları idi. Gideli saatler olmuş çok fazla silah sesi duymuşlardı. Hemen 200 metre ileride olmalarına rağmen neden hala dönmediklerini deli gibi merak ediyordu.

"Ben daha fazla dayanamıycam. Gidip bakmam lazım onlara."

"Saçmalama şuan ne durumda olduklarını bilmiyoruz. Hala silah sesleri geliyor."

"Ya başları dertteyse ya bi köşeye sıkışıp kalmışlarsa."

"Merak etme sen. Aslı ve Ferit varken bişey olmaz onlara. Ne badireler atlattılar onlar. 9 canlılar mübarekler."

Seda'nın bu tenkinlerine rağmen Yağız yerinde duramıyordu. Sürekli camdan dışarıyı bakıp geliyorlar mı diye kontrol ediyordu.

"Peki bana Melis ve Emir ile nasıl tanıştığınızı anlatır mısın?"

"Şu an bunları konuşmak istemiyorum. Lütfen daha fazla soru sorma. Şu a....a koyduklarım gelsinler biran önce. Tek istediğim bu."

Seda peki deyip sessizce köşeye çekilip beklemeye başladı. Yavaştan o da tedirgin olmaya başlamıştı aslında. Aslı lar gideli  saatler olmuş ve silah sesleri neredeyse hiç kesilmemişti. Tabi bu kadar ses etrafta meraklı ne kadar ölü varsa hepsini de trio ya çekmişti. Trionun etrafı şimdi hiç olmadığı kadar kalabalıktı. Birkaç gün önce Melis'in ölümüyle sonuçlanan o günün bir tekrar nın daha yaşanması an meselesiydi.

Bir kaç saat sonra...

Apartmanın duvarları bir anda kurşunlarla dövülmeye başlandı. Bu bir işaretti ama. Triodan çıkışta eğer zor bir durumla karşılaşırlarsa binaya ateş açarak Yağız ve Seda dan yardım isteyeceklerdi. Yağız hemen mesajı alıp silahını eline aldığı gibi trio ya doğru yola çıktı. İstedikleri yardımın sebebi belliydi. Kapının önü miting alanı gibi hıncahıç doluydu. Yağız hemen araca atlayıp kalabalığın üstüne sürdü aracını. Hiç durmaksızın önüne geleni altına alarak kapının önüne güzelce bir koridor açtı. Koridorun oluşması ile önde Ferit ve Murat arkada ise Aslı ve Tayanç triodan çıkarak arabaya bindiler. Yağız tekrardan gaza yüklenip bu sefer eve çevirdi direksiyonu. Arabanın sileceklerini de çalıştırıp çarptığı ölülerden kalan pis kanı ve irini camdan temizledi....

"Yihhhu<.)"

Yağız keyifli bir şekilde aracı kullanırken birden Gizem'in arabada olmadığı dikkatini çekti.

"Lan Gizem nerde? Bulamadınız mı orada?"

Bu soru karşısında hiçbiri nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. Çünkü Gizem Murat için önemli olduğu kadar Yağız içinde önemliydi. Gizem i Murat'tan çok önce tanımıştı ve oldukça yakın bir arkadaşıydı. Hatta Murat ve Gizem'in bir araya gelmesinde payı büyüktü.

"Size diyorum hey! Gizem'i orda bulamadınız mı?"

Bunun üzerine Aslı:
"Yok bulamadık işte. Orda olsaydı şuan bizimle bu arabada olurdu değil mi?"

Aslı'nın bu cevabına Ferit oldukça şaşırmıştı. Gerçeği söylemek yerine böyle bir yalana neden başvurduğunu anlayamamıştı.

"Murat? Olum sana noldu? İyi misin?"

Bunun üzerine Aslı yine çıkışıp;
"Az biraz susarmısın? Kızı hala  bulamadığımız için canı sıkkın tabi. Biran önce eve gidip dinlenmek istiyoruz."

"Tamam be ne kızıyorsun! Geldik işte."

Murat hemen banyoya geçip kusmaya başladı. Yağız da peşinden kontrol etmek için banyoya gitti.

"Murat iyi misin? Bak bişey varsa söyle.

Murat cevap veremiyordu. Gözü yaşlı bir şekilde boş boş Yağız a bakıyordu sadece.

" Yoksa Gziem'e bişey mi oldu? Olum konuşsana lan,! "

Murat daha fazla dayanamayıp hıçkırıklar içinde Yağız a sarılmaya başladı. Yağız'ın aklına direk Gizem'in başına kötü birşey geldiği düşüncesi geldi. Hemen Murat'ı kendinden uzaklaştırıp;

"Bana bak eğer Gizem'e birşey olduysa ve sen bana söylemiyorsan çok fena bozuşuruz ona göre."

Bunun üzerine Murat ağlamayı bırakıp Yağız'a olan biten herşeyi anlatmaya başladı. Kısa bir süre sonrada tekrar ağlamaya başladı. Yağız duydukları karşısında beti benzi atmış bir şekilde boş gözlerle dimdik Murat'a bakakaldı. Nasıl tepki vereceğini bilemiyordu. Yapabileceği tek şey ağlamaktı onunda. Murat'ın yanına diz çöküp o da ağlamaya başladı. En yakın arkadaşının sevgilisi ve aynı zamanda en yakın arkadaşlarından bir tanesi hiç haketmediği bir şekilde can vermişti. Bunu sindirebilmesinin bir yolu yoktu. Bunu hazmedebilmesi imkansızdı.

Ancak bu zamanda herkesin yaptığı gibi Murat ve Yağız'ında hayatına devam etmesi gerekecekti. Birkaç gün önce Seda'nın ondan önce de Aslı ve Ferit in yaptığı gibi. Hayat hala devam ediyordu. Murat'ın başına gelenler Seda, Aslı ve Ferit'in aklına kaybettikleri arkadaşlarını getirmişti. Hepsi kayıplarına rağmen bir şekilde yaşamaya devam ediyorlardı. Bu dünya artık böyleydi.

.
..
...
....
.....

Sezon burada bitti. Yeni sezon çok kısa bir süre sonra başlayacak. Ama ondan önce sezon arası özel bölümü gelecek. Lütfen kitabın şimdiye kadar ki gidişatı hakkında yorumlarınızı yazınız....

Ve lütfen sonda ki şarkıyı dinleyiniz!!!!

ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now