Bölüm 3*9 AR. AY. Pi.

675 52 1
                                    

26 GÜN ÖNCE

"Emiiir! Hadi kalk artık geç kalacağız yoksa."

"Bir dakika daha lütfenn! "

Emir sonsuza dek uykuya dalmış prensesler gibi kalkmamak için diretiyordu. Seda Emir'i nasıl kaldıracağını çok iyi biliyordu ancak Melis o yöntemi Emir'e uygulamak istemiyordu. Ne zaman öyle kalksa tüm gün huzursuz oluyordu.

Burak çoktan kalkmış Seda ile kahvaltıyı hazırlamaya başlamış Arda ise günlük yarım saat sabah kakasını yapıyordu. Tuvalete götürebileceği ne kadar eşya varsa götürüyordu.-gazete, dergi, telefon hatta bi ara dizüstü bilgisayarı...

"Ardaaaa! Çık artık şuradan. Altıma yapacam yoksa. "

" Bir dakika daha lütfen! "

Bir dakika daha sözü artık deyim haline gelmişti Emir'in evinde. - Bir dakika sonra kalkacam, bir dakika sonra çıkacam, bir dakika daha işemem lazım....

Bir dakika geçtikten sonra Melis gözlerini devirip Seda'nın Emir için özel hazırladığı buz gibi su dolu bardağı eline aldı. Yavaş yavaş Emir'in kafasına doğru taşımaya başladı. Tam suyu boşaltacakken mutfaktan gelen ÇATT sesiyle Emir'in uyanması ve kafasını kaldırıp Melis'in henüz boşaltmadığı bardağa kafasını çarpması bir oldu. Buz gibi su Melis'in yapmasına gerek kalmadan Emir sayesinde Emir'in başına boşaldı.

"Aferim Burak yani! Yaptığına bak! "

Seda kızgın ses tonuyla daha Emir'in çığlığını duymadan azarlamaya başlamıştı Burak 'ı. Derken Emir de soğuk suyun etkisiyle çığlığı bastı. Seda Burak'ın yaptığını unutup sinsi sinsi gülmeye başladı. Burak ta eşlik edeyim derken Seda gülmeyi bırakıp tekrar Burak'a yüklenmeye başladı.

Sonunda Arda tuvaletten çıkıp kahvaltı masasına intikal etmişti.

"Oooo Arda bey! Sıçmanız bitmiş sonunda."

Arda herzamanki umursamaz tavrıyla sanki yarım saattir tuvaleti meşgul etmiyormuş gibi masaya oturdu. Bunun üzerine Seda koşa koşa tuvalete koşup kendi işini görmeye başladı.

"Oğlum naptın lan sabah sabah yine tuvalette? Yarım saat oldu çoktan. "

" Burak sana bişey diyim mi? Bu sabah haberlerde bir sisten..... "
Arda lafını bitiremeden Melis ve Emir kavga ede ede mutfağa daldı.

" Ya Emir suyu ben dökmeyecektim aslında. Seda dökmek için zorladı. "

Bunu duyan Seda tuvaletten bağırmaya başladı;

"Yalan Emir! Deli gibi seni ıslatmak istiyordu. E haklı tabi otobüse yetişmemiz lazım değil mi?"

"Sen sus kız! Emir!! Aşkım kızma bana sadece erkenden uyanmanı istemiştim..."

.
..
...

16.08.17

Hayatınızın ve hayattaki varlıklarınızın değerini iyi bilin. Ne zaman neyi kaybedeceğinizi yada ne zaman kaybolup gideceğinizi asla ama asla bilemezsiniz. Bir gün varsınız ya öbür gün...

Emir son kahvaltısını yaptığından bu yana 26 gün geçmişti. Bu süre içinde 2 kadim dostunu, ailesini - ki yaklaşık 20 gündür haber alamadığı için öyle düşünüyor. - ve daha onlarca yakınını kaybetmişti. Ancak Melis'i kaybetmesi diğerleri gibi atlatılabilir cinsten olmayacaktı.

.
..
...

Etraflarında ki ölü bedenlerin bir bir yere düşmesinden sonra ilk şoku atlatan Seda ve diğer ikisi hemen toparlanıp onları kurtaranların el işaretlerine doğru koşmaya başladılar. Aslı ve Ferit oldukça mutlu ve heyecanlı bir şekilde kurtuluş yoluna gidiyorlardı. Ancak Seda için aynısı söylenemezdi. İçinde bir parça alev alev yanıyordu adeta. Kötü bir his içini kavuruyordu. Ancak ne olduğundan emin olamadığı için şuursuz bir şekilde kurtarıcılarının peşinden gidiyordu.

Kısa süre içinde bir kafenin bahçesine ordanda kafenin üstündeki binanın girişine vardılar. Kapıda onları ellerinde uzun namlulu tüfekleriyle 2 erkek karşıladı. Hızlıca binaya girip en üst kattaki daireye çıktılar. Seda, Ferit ve Aslı hemen balkona koşup aşağıda olup bitenleri izlemeye başladı. Az önce aşağıda o yürüyen cesetlerin arasından kurtulduklarına hala şaşırıyorlardı. Az sonra ilerden deccal çıkacakmışcasına mahşeri andıran bu meydanı boş gözlerle izlemeye başladılar.

Biraz dikkatli izleyince Ferit meydanın ilerisinde, geldikleri noktada fazla hareketlilik olduğunu farketti. Seda ve Aslı da o tarafa yönelince savaşan başka insanlar olduğunu gördüler. İlk başta peşlerinden gelen silahlı insanlar olduğunu düşünüyorlardı ancak Seda'nın o savaşan adamlardan birinin Emir olduğunu farketmesi uzun sürmedi.

"Emir! Emir bu Emir! Ne arıyor burada? "

Seda hemen silahlarını alıp tekrar meydana yöneldi. Ferit ve Aslı da hiç tereddüt etmeden peşinden meydana indi. Kurtarıcıları adamlar da bir insanı daha kurtarmak için peşlerinden meydana indiler. Binadan çıktıktan sonra ellerine aldıkları sopalarla önlerine gelen ölüleri tek tek yere sererek Emir'e doğru ilerlemeye başladılar. Kurtarıcıları da silahlarıyla yardım ediyordu.

Kısa sürede Emir'in yanına varıp sanki yüzyıllardır görmüyormuş gibi boynuna atıldı Seda Emir'in. Uzun bir süre Ferit ve diğerlerinin koruması altında sarılmaya devam etti. Emir de Sedayı görmenin şokuyla elindeki silahı düşürüp ona sarılmaya başladı. Bir süre böyle devam ettikten sonra Emir'in aklına Melis'in tek başına olduğu geldi. Hemen Seda ya olan biteni anlatıp bu sefer Melis'i aramaya başladılar. Çok geçmeden yakınlardan gelen çığlık sesiyle herkes Melise yöneldi. Koşa koşa Melis'in yanına gidip üstündeki 3 zombiyi tam ısıracakken üstünden aldılar. Hemen Melisi ayağa kaldırıp kurtarıcılarının evine yöneldiler. Yine koşa koşa kısa sürede eve döndüler. Ama yolda gelirken Melis'in sendelediğini farketmemişlerdi......

.
..
...

Murat ve Yağız Emir'in peşinden gittikten sonra Gizem araçta tek başına kalmıştı. Uzun süredir ikisinden de haber alamıyordu. Daha fazla dayanamayıp yanına aldığı silahlar ile araçtan ayrıldı. Araçtan çıkar çıkmaz anında 4 zombi üstüne çullanıverdi. Sırayla hepsini atlatıp savaşın içine attı kendini. Heryer de onlarca ölü beden açlık oyunları misali canlı olan herşeyi avlamaya çalışıyordu. Daha dördünü yeni atlatmışken bu sefer onlarcası  üstüne gelmeye başladı. Sağdan soldan arkadan önden etini kemiğinden ayırmaya geliyorlardı. Bunlardan kaçmanın imkansız olduğunu anlayan Gizem tekrar arabaya koşmaya başladı. Kısa sürede araca varıp içine atıp kendini kitledi. Peşindeki onlarca zombide arabanın etrafını çevirdi. Artık kaçacak yeri kalmamıştı. Bazı camlarda kırık olduğu için arabanın içindede saklanamıyordu. Son çare tavandaki cam havalandırmayı açıp aracın üstüne çıktı.

Aracın etrafı 3 sıra çember halinde zombi doluydu. Atlayıp üstlerinden kaçması çok zordu. Ancak burda beklemek ölümü beklemekten farksızdı. Arabanın kaputuna tırmanmaya başlamıştı bile bazı zombiler...

.
..
...
....
.....
......

ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now