Bölüm 4*3 KARAKOL

706 44 4
                                    

"Delirdiniz mi siz? Oraya gidemezsiniz."

"Gitmek zorundayız... Gizem büyük olasılıkla onların yanında. Tabi ölmediyse! "

" Ya öldüyse! O zaman ne yapacaksınız? Hayatınızı ve bizi boşa tehlikeye atmış olacaksınız. "

" Ya ölmediyse Ferit? Ya hala hayattaysa. Bu işi şansa bırakamayız. Gizem bizim için çok değerli. Onun hayatta olup olmadığından emin olmalıyız... "

Ferit ile Yağız arasında geçen konuşma hiç de Ferit'in istediği gibi ilerlemiyordu. Ferit ne kadar gitmemeleri konusunda ısrar etsede ne Yağız ne de Murat vazgeçmeyecekti. Bunun üzerine Ferit onlar giderse kendisinin de geleceğini söyledi. İkiside aynı anda reddederek Ferit'i tersledi. Bu seferde Ferit kararından vazgeçmeyeceğini söyledi...

Ferit ve diğerleri tartışadursun odanın kapısının ardında davetsiz bir kulak misafiri onlara eşlik ediyordu. Ev sahibi Tayanç istemsizce tartışmalarına dahil olmuş ve bir süre onları dinlemişti. Sonunda daha fazla dayanamayıp odaya daldı ve konuya dahil etti kendini...

"Ferit haklı! Oraya gitmeniz hem sizin hem Gizem hem de bizim için çok tehlikeli. Böyle yaparak herkesin hayatını tehlikeye atarsınız! "

" Peki ne yapmamızı önerirsin Tayanç? Boş boş burda Gizem'in geri dönmesini mi bekleyelim? Üç gündür yaptığımız gibi!"

Bu sorunun üzerine Tayanç bir süre düşünüp kendisinden beklenmeyecek bir cevapla Murat'a dönerek ;

"Bu şekilde oraya gidemezsiniz demek istemiştim. Elinizde ne yürüyen cesetlere ne de onlara karşı kendinizi savunabileceğiniz silah yok. İki tabanca ile kız kaçırmaya gidildiği nerde görülmüş?"

"Peki silahı nerden bulacağız? "diye atıldı Murat.

" Yakınlarda olmadığına eminim ama Görükle'de bir polis karakolu olduğunu hatırlatmak isterim. Tabi hala duruyorsa!"

Bunun üzerine Ferit atılarak :

"Ne yapıyorsun sen Tayanç? Ateşe körükle gidiyorsun resmen. "

" Yapacak birşey yok Ferit. Adamlar gitmekte kararlı. Onları engelleyip köstek olacağımıza yardım yol gösterip yardım ederek destek olalım. "

Ferit bunun üzerine sessizliğe çekilerek düşünmeye başladı. Ardından Murat söze atılıp;

" Nerde bu polis karakolu? Biran önce gidip varsa silah falan toplayalım. "

" O zaman ben götürürüm sizi. "
diye tekrar atıldı Ferit.

" Tamam o zaman çok geçmeden hazırlanıp karakola doğru yola çıkalım... "

Bir kaç dakika sonra Ferit, Murat, Yağız ve Tayanç hazırlanıp karakola doğru araçları ile yola koyuldular. Karakol Tayanç 'ın evinden yaklaşık beş kilometre ilerde oldukça merkezi bir noktada idi. Oraya gidebilmek için üç yolları vardı. Ya Atatürk caddesinden direk önüne çıkacaklardı ya Tayanç'ın evinin batısından gidip caddenin üstünden karakolun önüne ineceklerdi ya da doğudan gidip arka tarafına çıkacaklardı. Karar yıllardır burda oturan Tayanç'a aitti...

Tayanç kısa süre düşündükten sonra gitmek için en ideal yolun batıdan yani Atatürk caddesinin üstünden paralel ilerleyip karakolun önüne inmek olduğuna karar verdi. Verdiği karar oldukça yerinde olup 15 dakika gibi kısa bir sürede karakolun önüne çıkmalarını sağladı. Ancak karakol merkezi bir konumda olması nedeni ile oldukça kalabalık bir çevreye sahipti. Hemen karşısında mezarlık ve çevresinde ise oldukça fazla sayıda konut vardı. Yakın çevresinde ise Ferit'in görebildiği kadarı ile 50 60 civari yürüyen ceset vardı. Hepsi şuursuz bir şekilde seyrek adımlarla sürü halinde  yürüyorlardı. Onlardan herhangi birinin dikkatini çekmek sürünün tamamının dikkatini çekmek demekti.

Küçük bir dikkat dağıtma planından sonra araçtan ayrılıp yerlerini aldılar. Murat ve Yağız mezarlığın içinde saklanarak Ferit ve Tayanç'ın sürünün dikkatini çekerek uzaklaştırmaları için beklemeye başladı. Bu sırada Ferit ve Tayanç karakolun arkasından dolaşıp aynı zamanda sürününde arkasına geçtiler. Oldukça seri kanlı bir şekilde Tayanç silahını sürüye karşı ateşleyip dikkatleri üstüne çekmeye başladı. Silah seslerine istinaden ceset sürüsü gözlerini Tayanç'a çevirdi. Kendileri için oldukça hızlı, Ferit ve Tayanç için ise oldukça yavaş bir tempoda ayaklarını sürterek yürümeye başladılar. Bir kaç el atıştan sonra etraftaki tüm yürüyen cesetlerin dikkati Tayanç ve Ferit'in üstüne yoğunlaştı. Etrafta ne kadar yürüyen ceset varsa hepsi Ferit ve Tayanç'a hareket etmeye başladı. Kısa sürede karakolun önü boşalıp Murat ve Yağız için güvenli hale geldi...

Yürüyen ceset sürüsü iyice uzaklaşıp Ferit ve Tayanç'ın arkasından ara sokaklarda kaybolunca Murat ve Yağız saklandıkları yerden çıkıp karakola yöneldiler. Oldukça dikkatli bir şekilde bahçeye girip binaya yöneldiler. Tam kapıyı açıp içeri gireceklerdi ki kapının kilitli olduğunu farketmeleri küçük bir hayal kırıklığına neden oldu...

"Siktir!! Ne yapacağız şimdi nasıl gireceğiz?"

Yağız hızlıca bahçeden bir yangın tüpü bulup kapıya vurmaya başladı. Birkaç vuruştan sonra kapı gevşeyip kısa süre sonrada açıldı. Ancak kapının açılması pek de istedikleri gibi olmadı.

Kapı açılır açılmaz kulakları sağır eden alarm sesleri çevreye yayılmaya başladı. Çevreye yayılmasıyla Ferit ve Tayanç'ın peşinden giden ceset torbaları yönlerini tekrar karakola çevirdi. Ferit ve Tayanç ne kadar çaba gösterse de karakola dönmelerini engelleyemediler. Bu sırada karakolda olan Murat ve Yağız hızlıca karakolun içinde silahları aramaya başladılar. Ancak silahtan ziyade ölü polis bedenleri ve zombileşmiş mahkumlar çıkıyordu karşılarına. Labirent gibi koridorlarda bir o odaya bir bu odaya girerken alarm seslerinin çevredeki ceset torbalarını üstlerine çektiklerinden haberleri yoktu...

5 dakika sonra ;

"Aha buldum sonunda! Şükürler olsun. Hadi toplayalım şunları. "

Murat ve Yağız silahları hızlıca çantalara doldurup kapıya yöneldiler. Labirent gibi koridorlardan geçerken demir parmaklıklar ardından gelen bir ses bir an durup beklemelerine neden oldu.

" Yardım ediğn! Burdayım! Yağdım ediğn! "

İLK başta yanlış duyduklarını düşünüp umursamadılar ve siren sesleri de duymalarını engelliyordu. Pek de umursamayıp tekrar kapıya yöneldiler. Ancak bahçeye yaklaşırken ilerden gelen karanlık silüetler oldukları yere çivilenmelerine neden oldu.

" Şimdi sıçtık! "

Gittikçe kalabalıklaşan silüetler hep beraber karakola akın ediyorlardı. Murat hemen kapıyı kapatıp arkasına destek yaptı. Yağız da kapıya yaslanıp destek vermeye başladı. Ancak kapıya abanan cesetlerin sayısı gittikçe artıyordu. Ferit ve Tayanç ne kadar sayılarını azaltmaya çalışsalarda kapıya dayanan cesetlerin sayısı gitgide artıyordu...

.
..
...

ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now