KUDÜS 3 (ÖZEL BÖLÜM 3)

624 34 17
                                    

17.06.17

Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından tutuklu alıkonulacağım yere getirildim. Gözlerim hala kapalı bir şekilde ayakta bekletiliyordum. Başımdaki israil askerlerinin konuştuklarının bir kısmını anlamakla birlikte genellikle neyden bahsettikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. Beni öldüreceklermiydi yoksa hapse mi atacaklardı bilmiyordum. Defalarca Türk olduğumu ve görev icabı Kudüse geldiğimi söylememe rağmen beni anlamıyorlardı.

Kısa bir süre beklemenin ardından bir asker kolumdan tutup beni ağlama seslerinin yükseldiği bir odaya getirdi. Seslerden çok kalabalık bir ortam olduğu belliydi. Ara sıra Arapça yardım edin sesleri geliyordu. Hızlıca yürümeye devam edip sonunda anlayacağım dilde yani ingilizce geldik dedi. Gözlerimi ve ellerimi çözüp beni birkaç adamın olduğu bir odaya soktu. Yine ingilizce yakında kontrole geleceklerin olacağını ve beklememi söyledi...

Geldiğim odanın hali içler acısıydı. Ağır bir koku ve nem hakimdi ortama. Odada 4 kişi vardı ve kimsenin yatacak yeri yoktu. Kapıdan içeriyi kısaca bir süzüp selam verdikten sonra bir köşeye geçtim. Diğer adamlar bana acı dolu gözlerle boş boş bakıyorlardı. Onlarında benim gibi hastalık korkusuyla apar topar getirildikleri belliydi.
Kısa bir süre sonra içlerinden biri bana yaklaşıp Arapça ismimi sordu. Arapçam çok iyi olmadığı için ingilizce bilip bilmediğini sordum. Neyseki adam ingilizce biliyordu. Adı Araf mış. Onunla tanıştıktan sonra diğerleride sırayla yanıma gelip kendilerini tanıttılar. Araf dışında kimse ingilizce bilmiyordu. Az biraz İbranice biliyorlardı ki o da İsrail'de yaşadıkları için.

Araf ile tanıştıktan sonra iki gündür olan bitenden konuştuk. Bana müslüman mahallesinde olan biten herşeyi anlattı. Ailesinin başına gelenlerden komşularına olanlara kadar. Karısı ve 3 çocuğu ile hastaneden kaçmak zorunda kalmış dün. Ancak çok geçmeden yakalanmışlar. Tüm ailesini farklı odalara göndermişler. Nerde oldukları hakkında hiçbir fikri yoktu. Biraz sohbetin ardından birazdan beni kontrol etmeye geleceklerini ve yapacaklarını anlattı. Anlattıkları cidden hoş değildi. Dikkatli olmamı tembihledikten sonra bir köşeye geçip oturdu.

Yaklaşık 1 saat sonra 2 asker kapıya geldiler. Kapı açılır açılmaz içerdeki adamlar kapıya yönelip arapça birşeyler demeye başladılar. Ancak askerler duymazlıktan gelip silahlarıyla geri ittirdiler. Onlardan kurtulduktan sonra bana yönelip ingilizce ayağa kalkmamı ve dışarı çıkmamı söylediler. Dediklerini uygulayıp odadan çıktım. İkisinin yönlendirmeleri ile 5 dakikalık bir yürüyüşten sonra sağlık odası olduğunu düşündüğüm bir yere geldim. Burası beklediğimden çok daha büyük ve kalabalıktı. Heryerde doktor, asker ve bir
o kadarda yaralı insan vardı. Kusmuk ve çığlık seslerinin arasından geçip kontrolden geçeceğim odaya geldim. Oda da genç sayılabilecek bir adam beni bekliyordu. Adımı ve soyadımı sorup beni oturmam için sedyeye yönlendirdi. Eline birkaç alet alıp yanıma geldi. Önce gözlerimi ve ağzımı kontrol ettikten sonra kan örneği aldı. Daha sonra üstümü çıkarmamı söyledi. İlk başta kabul etmedim ancak bunun prosedür gereği olduğunu ve çıkarmazsam zorla çıkaracaklarını söyledi. Bende daha fazla uzatmayıp çıkarmaya başladım. Tamamen soyunduktan sonra vücudumu köşe bucak incelemeye başladı. Ayağımın altından kulaklarımın arkasına kadar. Kısa sürede işini bitirip giyinmemi söyledi. Kontrol bittikten sonra yine aynı askerlerle odama gönderildim.

Kapıda Araf beni karşıladı. Olan biteni anlatıp beklemeye başladık. Bu koğuşta şartlar gerçekten çok kötüydü. 2 adam sürekli öksürüyor, diğeri ağlayıp duruyordu. Gece olduktan sonra bir köşeye çekilip uyumaya başladım. Ancak uyumak imkansızdı. Sürekli çevreden çığlık ve ağlama sesleri yükseliyordu. Arada bir silah sesleride eşlik ediyordu. Burda tutulanların çoğunun müslüman olduğunu düşünürsek İsrail'in ne denli iki yüzlülük yaptığı ortadaydı. Yahudilerin hiçbirinin böylesine bir müdahaleye maruz kalmadığına eminim. Kudüse girerken hepsinin otobüslerle güle oynaya şehirden ayrılışı da bunu gösteriyordu...

ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now