Bölüm 3*4 YENİ BİR GRUP

756 67 4
                                    

"Bütün ilaçları alıyorlar birşey yapmamız lazım!"

"Silahları olabilir, sessiz olmalıyız... "

Ferit ve Seda masanın altında adamlarının gitmesini beklerken adamlardan biri içerde de ilaç vardır umuduyla Ferit ve Seda'nın saklandığı odaya girdi. İlaç olabilecek tüm yerleri didik didik aramaya başladı. Bu sırada Seda daha fazla dayanamayıp ortaya attı kendini.

"Hey! Bütün ilaçları alamazsınız! "
Adam Sedayı görür görmez hemen belindeki silaha attı elini. Ancak Seda çoktan silahı ona doğrultmuştu. Bu sırada Ferit te ortaya çıkıp silahını adama doğrulttu. Bu sefer eczanedeki diğer
adam da odadan gelen sesleri duyup elinde silahla odaya daldı.

" Meksika çıkmazı hım m. Elinizdeki silahları bence hemen bırakın. Yakında diğer arkadaşlarımızda burada olacak. Sizin için pek iyi olmaz gençler. Özelliklede senin için güzel bayan! "
Silahlı adam Sedaya bakıp pis pis sırıtmaya başladı. Seda ve Ferit in içini küçük bir korku kapladı. Adam silahları bırakmaları konusunda ısrarla diretiyordu. Aynı zamanda Seda'da adama silahını bırakması için direriyordu.

Bir süre böyle devam ettikten sonra silahsız diğer adam kendisine yakın olan Feritin silahına ansızın atlayıverdi. Buna karşılık Ferit geri hamle yapıp silahı kurtrdıktan sonra Sedaya verdiği işaretle ateş etmesini istedi. Aynı anda diğer silahlı adamda Sedaya namluyu döndürüp tetiğe bastı.......

...
..
.

Dakikalardır aralıksız ağlıyordu. Daha önce tanık olmadığı bu manzara karşısında elinden gelen hiç birşey yoktu zaten. Çıkıp kız için zombilerle savaşamazdıki. Elinden gelen tek şey ağlayıp zombilerin ordan uzaklaşmasını beklemekti. Ancak zombilerin ordan uzaklaşmaya niyetleri yok gibiydi. Emir ve Melis in içerde olduğunu anlamış olmalılar ki bir grup bakkalın kapısına dayanmaya başladı. Zaten bir dolap koymuşlardı önüne ancak kalabalık artarsa kurtarmayacağı belliydi. İkinci dolabıda güç bela önüne yığdıktan sonra dağılıp gitmelerini beklemekten başka çareleri kalmamıştı.

Yaklaşık bir saat sonra sayıları git gide artıyordu. Kapıda yavaştan kıpırdamaya başlamıştı. Artık dua etme zamanı gelmişti anlaşılan.

Bir süre daha geçtikten sonra kapıya uygulanan baskı gitgide artıyordu. Artık Emir ve Melis'te kapıya destek olmak için arkadan kapıyı ittiriyorlardı. Ancak ne kadar dayanabilecekleri meçhul..

Emir iyice umudunu kaybetmişti sonunda. Belliki zombiler gitmeyecekti burdan. Anlaşılan Onları buraya çeken birşey vardı. Kısa bir süre beyin fırtınası yaptıktan sonra karnındaki kanamayı farketti. Uzun süredir adam gibi tedavi olmadığı için sürekli kanama halindeydi. Zombilerde insan istedikleri  için belkide kan kokusunu alabiliyorlardır. Bu düşünce sonunda Emir'in aklını büyük bir korku ve pişmanlık kapladı. Kendisi yüzünden Melis inde burda paramparça olacağı düşüncesi beynini kemirmeye başladı.

"Emir ne oldu? Ne düşünüyorsun? "

" Benim yüzümden! Burda ölecek olmamız benim yüzümden! Benim kanıma geliyorlar baksana yine kanamam var."

"Emir saçmalama, niye sana gelsinler. Bizi görmüşlerdir o yüzden burdalardır."

Emir iyice paranoyak olmuştu. Bu hali Melisin hiç hoşuna gitmiyordu. Ancak Emir iyice zıvanadan çıkıp dışarı gitmeye karar verdi. Melis duyduklarına inanamıyordu. Bu fikre kesinlikle karşı çıkıyordu. Kendisi için Emir'in hayatını hiçe saymasına izin veremezdi. Ancak Emir gitmekte kararlıydı. Yoksa kendisiyle birlikte Melis inde ölümüne neden olacağı düşüncesiyle bu dünyadan bin pişman ayrılacaktı. Yavaşça öndeki ilk dolabı kaydırmaya başladı. Bu sırada Melis dolabın karşısından geri ittiriyordu. Gitmesine izin vermemekte kararlıydı.

"Aşkım hayır gidemezsin. Buna izin vermeyeceğim dedim sana. "

" Bana engel olamazsın, senin hayatını tehlikeye atamam. Benim yüzümden ölemezsin. "

Emir var gücüyle dolabı yavaş yavaş Melis'e rağmen kaydırmaya başladı. Melis artık engel olmakta zorlanıyordu. İlk dolabı kaydırıp sıra ikinciye gelmiştiki dışardan gelen araba sesiyle İkiside biran duraksadılar...

...
..
.

" Hadi gidelim buradan. "

" Peki bunlar ne olacak? Böyle mi bırakacağız? "

" Ne yapalım Seda yanımızda mı taşıyalım birazdan kendine gelir bu. "

Ferit ve Seda arkalarında bir ölü ve bir baygın adam bırakıp eczaneden işlerine yarayabilecek tüm ilaçları aldıktan sonra tekrar eve dönmek üzere yola koyuldular. Az önce yaşadıkları günlük adrenalin limitlerinin dolduğunun göstergesiydi. Zaten şu iki günde yaşananlar günümüze kadar yaşadıkları adrenalinin tamamına eş değerdi. Artık geriye sadece Turgut'un kendine gelmesi ve bir an önce eve dönmek kalmıştı...

...
..
.

"Yardımmmm edinn! Burdayız! Buradaa! "
Emir ve Melis tüm nefesleriyle arabadakilere seslerini duyurmaya çalışıyorlardı. Bi yandan camı tekmeleyip bir yandan bağırıyorlardı. Sonunda hedeflerine ulaşıp arabadakilerin dikkatini çekmeyi başardılar. Arabadakiler kapıya yığılan zombilerin dikkatini dağıtmak için kornaya basmaya başladılar. Bir taneside sese duyarlı olmayan zombiler için koluna bıçakla küçük bir çizik atıp kan ile dikkatlerini çekmeye başladı. Kısa sürede tüm zombiler artık arabanın peşindeydiler. Yavaş yavaş bakkaldan uzaklaşıp tüm zombileri peşinde sürükledi. Bakkalın önü boşalınca Emir ve Melis hemen kapıyı açıp topladıkları yiyeceklerle evin yolunu tuttular.

Kısa sürede eve varıp bi güzel soluklandıktan sonra balkona çıkıp kendilerine yardım eden arabanın nerde olduğuna bakmaya başladı Emir. Ancak ne arabadan ne de peşindeki zombiler den herhangi bir iz yoktu. Bir süre daha bekleyip belki geri gelirler diye düşündü. Ve beklediğinede değdi. Araba tekrar sokağa girdi. Emir el kol işaretiyle arabadakilerin dikkatini çekerek eve gelmelerini sağladı...

ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now