Bölüm * 21*

29.4K 1.9K 157
                                    

💕💕selamun aleykum kınalı kuzular💕💕

biraz beklettiğimin farkındayım. 😔kusuruma bakmayın artık. geçtiğimiz hafta benim için oldukça yoğun ve hastalıkla dolu geçti...😪

yeni, keyifli ve hiç de kısa olmayan bir bölümle geldim. 🙃🙃

umarım keyifle okursunuz..💕💕

selam ve dua ile kalın...💕💕

❤️❤️❤️❤️❤️





Sıradan bir okul gününü polis bariyerine takılmadan ve nöbet tutan arkadaşlarıma karışmadan geçirip eve sağ salim ulaşmak benim için büyük çaba gerektiren bir vazife artık. Hamza görevde olsaydı belki evde beni beklediği düşüncesi isyankâr yanlarımı durdurmasaydı arkadaşlarımın yanında olurdum muhakkak. Gerçi bir de Murat komiser var. Adam resmen bir daha gelirsen gün yüzü görmeden hapiste çürürsün dedi bana. Bunun beni korkuttuğunu söyleyemeyeceğim maalesef. Biraz ürktüm ilk başta ama arkadaşlarımı okul kapısında görene kadar sürdü ancak bu tedbirli halim. Sonrasında onlara destek vermediğim için yaşadığım utanç daha ağır basmıştı kalbimde. En azından onurumla çürürdüm hapiste.

Tövbe ya Rabbim ne diyordum ben akşam akşam! Hamza doğuda teröristlerle mi savaşacak hapisteki karısını mı düşünecek? Öyle bir kocanın hanımına yakışır mı devlete isyan etmek? Her ne olursa olsun sınırlarımı korumak zorundayım. En azından sevdiğim adamın hatırı için birkaç adım geride durabilirim. Yine de şimdi arkadaşlarımın yanından boynu bükük bir şekilde okuldan çıkmak mahcubiyetimin tavan yapmasına vesile oluyordu. Ne vardı yani herkesi kayıtsız şartsız, kılığına kıyafetine bakmadan, ırkına cinsine bakmadan okula alsalardı? Zaten biz onca sınavdan geçmiş ve okumayı alın terimizle hak etmiş çocuklarız, bu kadar uğraştırmalarına ne gerek vardı anlamıyorum.

Sinsice eve girmeye çalışıyordum yine. Eve geç kaldığımda annemden yediğim azar ve Şafak'tan gelecek darbelere karşı savunmasız kalmamak açısından sessizce eve girmeyi huy edinmiştim ben. Fakat bu sefer her ihtimale karşı gizlice eve girdiğimde karanlık ve sessiz ev beni karşıladı. Kınalımın eve sinen kokusu evde olmadığını anlayacağım kadar hafifti ve zor seçiliyordu.

Fırsattan istifade edip üzerimi değiştirdikten sonra hemen mutfağa attım kendimi. Akşamları Gülsüm annemlerde yemek yesek de genel olarak bazen evde yemek de güzel olabilirdi. Hem mutfak benim terapi alanımdı. Ortalama bir ev kızıyım ben bakmayın öyle tıp falan okuduğuma. Annem kafama vura vura mantı açtırırdı daha küçük yaşlarımda. Severim mutfakta oyalanmayı.

Güzel bir mercimek çorbası yanına tavuk ve patates kızartması ve pilavla keyifli bir menü hazırladım. Güzel bir salata da koydum ortaya. Tamam, biraz basit gelebilir ama kısa zamanda ancak bu kadar oluyor. Ben sofranın son düzenlemelerini yaparken Hamza da eve gelmişti. Daha kapıdayken başını uzatıp " Çok güzel kokular geliyor." Diye sayıklamaya başladı. " Yemek hazırladım." Dedim içimdeki en şımarık kızın hareketleri ile. Hamza kaşlarını kaldırıp bana baktı. Geçmişteki pişmemiş et tecrübem ile ilgili bir ima değildi bu umarım. İştahla ve neşe içinde yememiş olsaydı kesin bu yönde düşünecektim ama hamdolsun ki beğenilerini ve iltifatlarını eksik etmedi yemek boyunca.

Yemekten sonra salona geçtik ve televizyonu açtık. Ama izleyecek bir şey bulamadık yani bana kalsa romantik bir dizi izlerdim ama Hamza pek hevesli değildi tabi ki. Birkaç kanal değiştirdikten sonra televizyonu kapatıp yüzünü bana döndü kınalım. Gözlerini kısarak bana bakmaya başladı. " Ne? Ne var?" diye tepkimi koydum önce. Ne yapmayı planlıyor şimdi bu adam Allah aşkına? İçimde fesat düşünceler...

YAĞMUR'UN SESİ Where stories live. Discover now