Bölüm * 24 *

22.2K 1.7K 166
                                    

Keyifli okumalar diliyorum kınalı kuzular

artık bu haftalık benden bu kadar

selam ve dua ile



**


       

Size neden tıp okumak istediğimi anlatmış mıydım daha önce? Benim küçüklükten gelme bir rahatsızlığım var. Öyle büyük ve ölümcül değil. En azından ben çok büyütmüyorum kafamda bu hastalığı. Kan değerlerim bir süre kontrol edilmezse oldukça düşüyor ve tedavi görmeden kendime gelemiyorum. Erken evrede yapılan bir tahlille belirlendiğinde ilaçla tedavi edilebilecek bu rahatsızlık kontrol edilmeyip ciddi belirtilerle kendini belli edene kadar beklendiğinde hastanede yatıp birkaç ünite kan ile desteklenmeden düzelmeyen bir hastalık. Çocukluğumda birkaç kere bayılana kadar ailemin çok önemsemediği hallerim nedeni ile ilk zamanlardaki tedavim meşakkatli ve uzun sürmüştü. O dönemde yüzümüze bakmayan, burnu havada ilgisiz doktorların tavrı beni çok etkilemişti çocukken. Hani derler ya kötü komşu insanı ev sahibi yapar diye kötü doktorlar da bir çocuğu ileride doktor olmak için hırslandırabiliyor bazen.

Şuan tahlilimi vermiş sonucunu bekliyorum hastane koridorunda. Halsizliklerim ve unutkanlıklarım başlayınca hastalığım da kendini hatırlatmıştı bana. Kınalımın yanında düşüp bayılmak istemiyorum. Hele ki Pazar günü için yapılacak olan büyük eyleme beraber gitme sözü almışken böyle atraksiyonlara girmeye hiç lüzum yok kanaatimce.

Bu bizim Feride değil mi? Müstakbel gelinimiz Feride. Tahlil vermiş o da. Yanına gidip selam versem mi? Çok da yakınlaşmak istemiyorum açıkçası bu kızla. Ama sonuçta görümcesi olacağım değil mi?

İsteksizce yerimden kalkıp karşıda arkadaşı ile sessiz ve sakin bir şekilde bekleyen gelinimiz yanına ilerledim. " Selam Feride." Dedim başımı usulca uzatarak.

Beni görünce şaşıran ve panikleyen Feride'nin halleri pek de anlam yüklenecek cinsten değildi. Benden gözlerini kaçırarak " Merhaba Yağmur, Ne işin var burada?" diye sordu Feride. Arkadaşı ile sorgulayan gözlerle bakışırken beni de garip bir şekilde işkillendirmeyi başarıyordu bu şüpheli hareketleri. Bu kızın burada ne işi vardı acaba?

" Kan tahlili verdim canım. Biraz halsiz hissediyorum da." dedim kendimden emin bir şekilde.

Feride dehşetle gözlerini açıp aşağı sarkan çenesi ile " Hamile misin yoksa?" dedi şaşkınca.

Gözlerimi devirdim. İnsanların sürekli bu soruyu sorması canımı sıkıyordu bazen. Özellikle annemin her bulduğu fırsatta " Bebek yok mu bebek?" diye sorguya çekmesi yüzünden bu soruya karşı bünyesel bir alerjik tepkime oluşturmuştu zihnim. " Yok canım, rutin bir kontrol için geldim." Diye cevap verdim kısaca. " Senin ne işin var burada?" diye sordum gayet normal bir merak içerisinde. Kalbimde hiçbir şüphe yoktu bu soruyu sorana kadar açıkçası.

Feride sorduğum soru karşısında ufak çapta bir panik yaşayınca benim tiklilerin de kanı bitlenmeye başladı elbette. Biraz mırın biraz kırın eden müstakbel gelinimiz " Ben de üşütmüşüm biraz. Ciğerlerimi kontrol etmek istedi doktor." Gibi bir şey zırvaladı. Bana! Tıp okuyan bir kıza üşüten bir insanın kan tahlili verdiğini söyleyecek kadar aptal olamazdı bu kız değil mi? Tamam, birinci sınıf olabilirim daha ama bu kadar da bilgisiz değilim.

Kaşlarımı kaldırıp " Ya." Dedim imalı bir şekilde ama hiç bozuntuya vermeden devam ettim " Geçmiş olsun. Havalar değişken malum. Dikkat et kendine. Gelinimize bir şey olmasını istemeyiz." Diye de ekledim muzip bir dille. Kısa bir muhabbetin ardından arkadaşının da Feride'yi uyarması ile yanımdan uzaklaştı ikili. Feride mahcup ve solgun görünüyordu. Fena halde işkillenmiştim hareket ve tavırlarından. Ben bu işin peşini bırakır mıydım? Tabi ki hayır!

YAĞMUR'UN SESİ Where stories live. Discover now