Bölüm * 23 *

23.1K 1.8K 250
                                    

selam kınalı kuzular 👻

✍🏻hemencecik geldim bölümle bu haftaki ikinci bölümümüz ona göre yorum yapın uzulnluğuna ;) 👀

sizi seviyorum 💕💕

keyifli okumalar💕💕

❤️❤️❤️❤️❤️





" Biliyordun." Diye mırıldandım. Gecenin ayazında içi bir kuş yuvası gibi sıcacık olan arabamızda, kulaklarımı uğuldatan sessizliği bıçak gibi yırtmıştı kısık sesim.

" Neyi biliyordum?" diye sordu Hamza kaşlarını çatarak. Sanki anlamamıştı ne demek istediğimi!

" Biliyordun işte!" diye tekrarladım bu sefer kalbimdeki kırılan aynanın keskin bir köşesini batırır gibi daha sertçe.

Hamza başını ağır hareketlerle çevirdi, bana döndü ve kısa bir süre yüzüme baktı. Utanmıştım. Mahcuptum. Ama öfkem hepsinden ağır basıyordu şimdi.

" Neyi bildiğimi sorguluyorsun? Anlamadım." Dedi. Beni konuşmak, itiraf etmek için zorluyordu belli ki. Sen söyle diyordu bana çaktırmadan, yediğin haltları anlat beni yorma diyordu paşam!

" Eylemlere gittiğimi ve gerisini anlatmıştır Murat komiser." Dedim bu sefer gözlerimi devirerek. Ayrıntıya girecek kadar hevesim yoktu. Aslında kocamın bu sakin tavrına şükretmeliydim. Şafak yaptıklarımı öğrendiği anda beni hastanelik ederdi, orası kesin. Ama sevgili kocam belki de ilk günden beri bildiği halde bana bir kere bile sormamıştı, sabırla beklemişti benim anlatmamı. Sorgulamamıştı, irdelememişti ve hatta eleştirip yermemişti beni.

" Evet nezarethaneye girecek kadar gözü kara bir eylemci olduğunu biliyorum." Dedi Hamza dudakları hafifçe ucundan kıvrılırken. Sinirden mi yoksa alaydan mı kıvrıldığını anlamadığım o dudaklar şuh bir âşık gibi süzülüyordu şimdi karşımda.

" Neden sustun peki?" diye sorguladım. Evet, hem suçluydum hem de hesap soran bendim. Garip bir şekilde öfkeliydim de. Susup sessizce beklemesine, beni sinsice arkadaşının evine kadar götürmesine tepki vermeliydim.

" Ne yapmamı bekliyordun Yağmur?" diye sordu kınalım bu sefer sesi gür ve soğuk bir şekilde çıkarken. " Seninle bu konuları en başında konuştuğumuzu hatırlıyorum. Ve sana fikrimi söyledim. Sen kocaman bir kızsın. Kendi düşüncelerin var. Ve bunları savunmak senin en büyük hakkın, Sana bu konuda saygı duyuyorum. Ama hak aramakla devlete karşı gelmek arasındaki ince çizgiyi aşmak çok kolay, bunu bilmelisin. Tecrübe ettiğini düşünüyorum bazı şeyleri ve artık bundan da ders aldığını görüyorum. Benim müdahale edeceğim bir durum yoktu." Diye devam etti Hamza sözlerine.

Bana saygı duyduğu için, hak verdiği için hesap sormamıştı kocam. Bunlar pek alışık olduğum tepkiler değil benim. Fikrime saygı duyan, hakkımı savunduğumda başımı okşayan bir ailem olmadı. Belki de kocamın ilgisizliğine yorduğum ve hatta sinsilik yaptığını düşündüğüm bu davranışı güzel bir şeydi de ben bunu idrak edebilecek bir ortamda yetişmemiştim. Kafam çok karışık şuan...

Ben suskunca bu cümleleri düşünürken Hamza konuşmasına devam etti. " Murat benim okuldan samimi, sevdiğim bir arkadaşım. Ona gidişimizde kötü bir niyet arama. Ben görevdeyken seni emaneti gibi görüp kollayan insandır o. Hatırı var üzerimde."

Ah be kınalım... Sen göreve giderken bir de beni arkadaşlarına mı emanet ediyorsun? Gözün arkada mı kalıyor bu deli kızı tek başına bırakınca? Anarşist olmamdan korkan ama üzerimde baskı kurmaktan da çekinen kınalı perçeminde yaşlanıp ömrümü sardığım adam... Sevdirme kendini bu kadar be adam! Yorma kalbimi...

YAĞMUR'UN SESİ Where stories live. Discover now