Bölüm * 45 *

21.2K 1.7K 346
                                    

selam kınalı kuzular

öncelikle ygs ye girecek arkadaşlara zihin açıklığı diliyorum Rabbimden. Allah bildiğinizi yaptırsın,bilmediğinizi attırsın attığınızı tuttursun inşaAllah :)

ygs öncesi keyifli bir bölüm olsun size istedim eğer sınava girmeden son bir bakalım bölüm var mı derseniz diye. size sınav hediyem olsun bu bölüm ;)

keyifle okumanız dileği ile..

selam ve dua ile ...

**

       

Bu kısa tatil benim kendimi keşfetmem için güzel bir fırsat oldu. Kendimle ilgili en büyük keşfim de yüzme bilmediğim oldu. Ben suyun içine girip birkaç çırpındıkça öğrenilecek bir şey sanıyordum yüzmeyi. Biraz da bu sebepten son ana kadar her yaz Miami'deki yazlığımıza gidermişiz ben de sayılı milli yüzme sporcularından biriymişim gibi havalı bir tavır takındım kocama.

İlk gün sabah mis gibi açık havada kuş sesleri eşliğinde kahvaltımızı yapıp biraz atıştırmalık, yedek kıyafetler, şemsiye, havlu gibi şeyleri arabaya doldurduk ve sahile indik. Gece geldiğimiz yerden biraz daha farklı göründü burası gözüme. Biraz da kalabalıktı nispeten. Dip dibe olmasak da akşamki tenhalık yoktu yine de.

Sahilde etrafı daha uzak mesafede komşularla çevrili boş bir alan bulup yerleştik. Hamza şemsiyeyi kurarken ben havlularımızı sermiştim. Hamza işini bitirdikten sonra kuma oturmuştu ve denize bakıyordu. "Hadi girelim." Dedi bana dönüp. Elleri ile tshirt'ünü çıkarmak için gerindiğinde " Hop, davranma!" diye seslendim telaşla.

Hamza garip bir merakla bana baktı. " Bir şey mi oldu?" dedi. Şaşırmış ve biraz afallamıştı.

" Kıyafetini niye çıkarıyorsun bakayım?" dedim bu sefer gözlerimi kısarak. Öyle ya burada onlarca namahrem göz vardı. Ve bizimki utanmadan soyunuyordu el âlemin içinde bir de!

" Denize gireceğim Yağmur. " dedi Hamza sinirle ve hatta bezginlikle çıkan bir ses tonunda. Zaten evden çıkmadan önce şortlarını kısa bulduğum için elimden gelen çirkefliği ardıma koymamış ve Osman babamın uzun ve biraz da desenleri yaşlı işi olan haşemalarından giydirmiştim kocama. Hamza'nın boyu uzun kaldığı için şortta kısa bir bacak payı kalmıştı. O da sadakamız olsun artık gören gözlere ne yapalım, ancak bu kadar sakınabiliyorum sevgili kocamı kem gözlerden.

" Biliyorum denize gireceğini kocacığım." Dedim sevimli bir şekilde. Sonra bir anda ciddi bir ifade takınıp " Ama o kıyafet çıkmayacak. Yani öyle de yüzebilirsin sanırım." Dedim. Ardından gözlerimi kısıp kocamın vereceği cevabı bekledim. Pusuda bekleyen bir kedi gibi hissediyordum kendimi.

" İyi misin Yağmur?" dedi Hamza gülümseyerek. Eğleniyor gibi bir hali vardı. Bence hiç eğlenceli değildi açıkçası. Yani kocamı yiyecek gibi bakan kadınlardan sakınmak oldukça yorucu bir işti.

İyi değildim. Bu doğal ortam içimde saklı tuttuğum vahşinin ayyuka çıkmasına vesile olmuştu bir şekilde. Sabah gelirken o yumuşak bir pamuk gibi olan ipekten ellerinle sevdiğin sevimli kediye bir tekme atıp ' git kendini sevdirecek başka birini bul, kocamı rahat bırak!' diye haykırıp kükremek istediğimi söylese miydim acaba kocama?

" Şu anda bir komandoya kafa tutuyorum. Sen düşün nasıl olduğumu." Dedim gözlerimi haince kısmaya devam ederek.

Hamza bir kahkaha atıp başını geriye doğru devirdi. Sonra yüzünü eliyle ovuşturup omuzlarını düşürdü. " İyi, peki." Dedi. Israrcı olmanın faydası olmadığını bu sabah yeterince tecrübe etmişti anlaşılan. Ayağa kalkıp kendini şöyle bir süzüp " böyle mi gireceğim ben denize?" diye söylendi.

YAĞMUR'UN SESİ Where stories live. Discover now