0.1 | ani teklif

5.3K 382 415
                                    


Fire Tales üzerinde öğle güneşi yükseliyordu. Kırmızıya boyanan muggle everine karşın bir baba misali yükselen Potter'ların köşkü güneşin kırmızı ışığından alev almıştı. Canlı çimenlerin, yapraklarını kelebekler için kollarını açar gibi açmış çiçeklerin ve sıcak yaz gecelerine ev sahipliği yapan o tahta çardağın da üstü güneşin kanıyla ıslanmıştı.

Huzurlu sokak da usul usul yankılanıyordu ev sakinlerinin horlaması. Hatta bu evlerden birinde, James Potter'ın horlaması o kadar net duyuluyordu ki tam yan odasındaki Sirius Black sinirden çıldırıyordu.

Fakat işte tam da o sabah gözlerini açmak istemiyordu. Günlerdir James Potter ile gece yarılarına kadar dışarıda dolaşmışlardı. Üstelik okul dönemine birkaç hafta vardı ve şu kısa zaman diliminde dibine kadar uyumak istiyordu.

Sirius Black, huysuzca üstündeki yorganı çekti. James'i büyüyle susturamayacağı için bunun tek yolu kalkıp James'in odasını basmaktı.

Çektiği yorganın altından, kuşa dönmüş saçları ve uykusuzluğun verdiği mahmurlukla daha gözlerini dahi açamayan bir Sirius çıkmıştı elbette. Parmaklarını saçlarında gezdirdi belki açılırlar umuduyla ancak hemencecik anlamıştı siyah saçlarının duş almadan açılmayacağını.

Şöyle bir kafasını salladı ve ayaklarını da yataktan çıkardı. Bu sene boyu o kadar uzamıştı ki geçen seneki pijamaları ona kısa geliyordu. Ancak okullar açılıncaya kadar bunlarla idare etmek zorundaydı. 

Uykusu yavaş yavaş açılırken hızlıca ellerini ve yüzünü yıkadı. Ardından tekrar odasına geldiğinde caddeye açılan perdeyi kaldırıp sakinliğe bir göz attı. Gerçekten de ortalık hiç olmadığı kadar sakindi. Şimdi evler güneşin kanlı ışık oyunlarıyla değil, sarı ile beyaz arasında değişen bir ışıkla aydınlanıyordu.

Uyuşuk uyuşuk esnedi Sirius. James'in odasından gelen horlama sesleri hala kesilmemişti. Eh, Sirius Black yapacağını biliyordu tabi! James bu sefer kötü bir şeyleri gerçekten hak etmişti.

Hogwarts'tan ve daha da önemlisi Zonko'dan uzakta Sirius'un şaka arşivi pek de dayanmamıştı. Böylece James ve Sirius soluğu muggle şaka dükkanlarında almışlardı. Aslında muggleların çok bayat şakaları vardı. Hiçbir gerçekliği olmayan maskeler, garip sesler çıkaran balonlar derken Sirius pek az şey beğenmişti dükkanda. Mugglelar Zonko'yu öğrense akılları kafalarından zıplayarak uzaklaşırdı herhalde.

Ses balonların çıkarıp bir köşeye attı. James'e yapacağı Potter ailesini rahatsız etmemeliydi. Ardından ise üç tane korku maskesini yatağına koydu. Eğer vakit gece olsaydı pekala James'i bunlarla korkutabilirdi. Ama bu ışıkların ardında maskelerde güldürmekten başka şey yapamazdı.

Ve ardında Sirius eline geçen malzemeyle kocaman sırıttı. Elindeki dükkandan çıkarken son anda merakına yenik düşüp baktığı köpüktü. Sirius'un aklında planlar bir bir kurulurken hızla odasından fırlayıp James'in odasına sızmıştı.

James'in horlaması burada daha da netti. Her zaman olduğu gibi karışmış görünen siyah saçları beyaz yastığından sarkıyordu. Gözlüğü masanın kenarında duruyordu. Yüzü tavana bakıyordu ve bacakları yorgana sarılmıştı.

Sirius, ayak parmaklarının ucunda James'in yanına ilerledi. Masasında duran yuvarlak gözlüğü masum bir tavırla aldı ve James'in gözlerine yerleştirdi. Ardından ise James'in yataktan aşağıya doğru uzattığı koluna yaklaştı. Elindeki köpüğü bonkörlükle genç arkadaşının eline sıktı. Eh, gerisi ise basitti.

Gülmemek için kendini zor tutuyordu Sirius. Elindeki kabı masanın üzerinde koyduktan sonra pijamasının cebine sıkıştırdığı tüy kalemi çıkardı. İşte en zevkli kısmı başlıyordu.

Creatures of the Night ◈ the MaraudersWhere stories live. Discover now