3.5 | gizli bir oda ve gizli bir bilgi

1K 155 191
                                    


Leona, karanlık taş duvarın dibine doğru saklandı ve asasının ışığını yaktı. Kalbi küt küt atıyordu. Kitaplığın arkasından duyulmayacağını umdu. O kadar sesliydi ki, sesi bastırmak için sağ eliyle kalbine baskı yaptı.

Korku ve adrenalin bedenini sardığında dolayı, tek dikkati dışarıdaki ayakkabı sesleriydi. Bir topuk sesi olduğunu anlıyordu. Demek ki gelen kişi kadındı.

Her saniye topuk sesleri yaklaşırken, Leona kulağını kitaplığın arkasına yasladı. Bir konuşma duyma umudu taşıyordu.

"Ah, ah!"

Dertli bir sesleniş duydu. O kadar alçak ve bozulmuş geliyordu ki Leona'nın kulağına, kime ait olduğunu anlayamadı. Daha fazlasını duymak için kulağını daha çok bastırdı.

"Leonard..." dedi kadın sesi. Bu ismin söylenmesiyle, Leona'nın karnından yukarı bir alev yükseldi. Hemencecik asasının ışığını söndürdü ve yerine sindi. Kimse onu buradan göremezdi, öyleyse ismi neden söylenmişti?

"Seni çok ..., beni çok erken ...."

Leona, ses kesik kesik geldiği için ne dendiğine anlam veremese de bir şimşek misali çaktı kafasında gerçekler. Leonard tabii! Büyükbabasının ismiydi bu. Leona'nın uzun süre bir erkek olacağı umulduğu için, daha doğmadan kendisine Leonard denmeye başlamıştı. Ancak o bir kız olarak doğduğunda, yine de ailesi Leonard demekten vazgeçmemişti. Büyük bir hayal kırıklığıydı Dracula ailesi için bu. Her zaman yaptıkları gibi, hayal kırıklıkları hiç var olmamış gibi devam ediyorlardı hayatlarına.

Şimdi de sesin Leonard diye seslendiği kişi büyükbabası olmalıydı. Leona, buna dayanarak konuşan kişinin büyükannesi olduğunu tahmin etti. Yaşlı kocakarının bu vakitte dışarı çıkmasına oldukça şaşırmıştı. Ayrıca kendi kendisine konuşuyordu ve bu yaşlı Nadira için oldukça garip bir durumdu.

Kadının sözleri, aralarındaki duvar nedeniyle belirsiz gelmeye başladı. Belli ki duvarın, Leona'nın içinde kaldığı kısmından uzaklaşmıştı. Leona, rahat bir nefes aldı. Onun bu gece burada ne yaptığını bilmiyordu fakat uzaklaştığına emin olduğu an bu şatodan tüyecekti.

Bu sırada, söndürdüğü asasının ışığını tekrar yaktı ve nerede olduğuna baktı. Küçücük bir odaydı burası. Asasının ışığı karşı duvarı dahi aydınlatıyordu. Parlak, koyu renk ahşaplarla kaplanmıştı oda ancak her yer örümcek ağları ve tozla kaplıydı.

Şatoda gizli geçitler, saklanmış odalar, oynayan taş duvarlar Leona'ya yabancı değildi elbette. Hatta küçükken, kuzenleriyle beraber bu gizli odalarda saklambaç oynadığını çok net hatırlıyordu.

Fakat kütüphanedeki bu gizli oda... Leona ilk defa buraya geliyordu.

Ayağa kalktı ve üstüne yapışmış ağları ve tozları silkeledi. Ardında asasının ucunu kaldırıp ileriyi aydınlattı. Odanın tam ortasında, taş bir masa duruyordu. Oldukça eski görünüyordu. Yer yer yosunlanmış, ince işlemeleri dökülmüştü.

Üstünde koyu kapaklı bir kitap duruyordu. Leona, belini geçecek kadar yüksek olan masaya yaklaştı. Üstünde duran kitap, Victoria ile evlenen büyükbababasının yazdığı kitapların kapaklarıyla aynıydı. Kapak koyu bir siyah renkti. Dış kısmından birkaç santimetre içeri dikdörtgen şeklinde kabartılar vardı. Leona, usulca kitabı olduğu yerden kaldırdı. Asasını dudaklarının arasına yerleştirdi ve bir eliyle kitabı dik bir şekilde tutarken diğer eliyle sayfaları şöyle bir havalandırdı.

Sayfaları havalandırmasıyla birlikte, sayfaların arasından iki kağıt parçası yere yuvarlandı. Buna hazırlıksız yakalanan Leona, düşen yaprakları havada yakalayamadı. Kitabı kapatıp yerine koyarken dudaklarının arasından asasını aldı.

Creatures of the Night ◈ the MaraudersWhere stories live. Discover now