Creatures of the Night ◈ the Marauders

5.0 | buruk bir cenaze töreni

Hüzünlü bir gün, ironik bir şekilde ancak bu kadar güzel bir havaya sahip olabilirdi. Ilık bir meltemin eşliğinde, Thames Nehri'nin kuzeyinde, gizlenmiş bir bölgedeki bu mezarlık o gün, her büyücünün yıllar boyunca bilecekleri fedakarlıkları yapan bu iki insanın cenazesine şahit oluyordu.

Meşe ağaçları tarafından çevrelenmiş Büyücü Mezarlığı, yüzyıllardır hiçbir muggle tarafından bulunmaması için tılsımlarla korunuyordu. Bir mezarlığa göre oldukça büyük ve ihtişamlıydı doğrusu. Yüksek olmayan, gri taşlardan yapılmış bahçe duvarı mezarlığı sarıyordu. Belli düzene göre yerleştirilmiş büyücü mezarlarının çoğunun üstünde süslü heykeller vardı.

Kalabalık, büyücü topluluğu, mezarlığın giriş kısmındaki alana toplanmışlardı. Tören için, yüzlerce sandalye, mezarlığın girişinde bembeyaz taş platforma dönük şekilde yerleştirilmişti. Mermer platform, güneşin parlak ışınlarıyla parlıyordu ve bu hüzünlü gün, gülünç bir şekilde hoş bir havaya şahit oluyordu.

Aslında her şey, Dracula'nın Voldemort'a yaptığı baskından sonra hızlı gerçekleşmişti. İki canavar da birbirlerini tüketmişler gibi görünüyor olsa da, bu cinayetlerin arkasındaki hikaye azınlık tarafından biliniyordu sadece.

O kara gecenin soruşturması, Bakanlığın en iyi seherbazları tarafından yapılmıştı. Deliller tek tek bulunana ve saklı gerçek ortaya çıkana kadar da o gecenin fedakar kahramanlarının cenazesi ertelenmişti.

Sirius'un, Godirc's Hollow'dan biraz uzakta, bir ağaca çarpmış şekilde bulunan motosikleti, yolun ortasında düşürdüğü asası şüphesiz hikayenin başlangıç noktasıydı.

Bu soruşturmanın merkezinde olan isim ise Regulus Black'ti. Voldemort'un malikanesine gelen seherbazlar tarafından tutuklanmıştı o ve Leona.

Ancak daha sonra, hızlıca süren mahkemeler, Dracula'nın kaçışını, Sirius'un ölümünün ardından Kılkuyruk'un ihanetini, Dracula'nın baskı altında bu iki sihirbazı Voldemort'u avlamaya götürmesi derken, birçok büyücü bu iki sihirbazın yaptıklarının büyücü dünyasını kurtardığını ileri sürmüştü. Ayrıca Regulus'un avukatı olan Adeline Albion'ın güçlü savunmalarının da onlara yardımcı olduğu bir gerçekti.

Kılkuyruk'un dostlarına ve büyücü dünyasına ihanetinin cezası Ruh Emici öpücüğüydü elbette. Bunun yanında, Voldemort'un düşüşünün ardından, Bartemius Crouch Snr tarafından Ölüm Yiyenler'in çoğunluğu yakalanmış ve hak ettikler, yere gönderilmişti.

Sonuç olarak, büyücü dünyası, Voldemort'un düşüşüne neden olan Leona ve Regulus ikilisini suçlamalardan aklamıştı. Bu bir haftalık tutukluluk süresi fazlasıyla Leona'yı yıpratmıştı aynı zamanda.

Tabi Bakanlık'taki bu gelişmelerinin ardında, bir çocukluk çetesi olan Çapulcular'ın hazin sonu da o gece gelmişti. James Potter ve Remus Lupin, ihanetin Sirius tarafından yapıldığını sansalar da, Voldemort'un mahzenlerinde bulunan Kılkuyruk ile birlikte Sirius da aklanmıştı. Ancak yine de, Çapulcular'ın aldığı darbe, geriye kalan son iki üyenin günlerini mahvedecek kadar kötüydü.

Özellikle James Potter, onun ve ailesinin yaşaması için iki canın kendini feda etmesini zar zor kaldırabiliyordu. Hele de Maureen'in, ölmeden önce ona söyledikleri... James bunu içinde tutmayı tercih etmişti elbette. Lily'e anlatıp, işleri karıştırmak istemiyordu. Öte yandan, bunu paylaşabileceği yegane insan Sirius Black, daha bu gerçeği öğrenmeden önce gözlerini yummuştu.

İşte bu gerçeklerin ağırlığı altında ezilen James, kendini bırakmamak için var gücüyle ailesine sığınmıştı. Minik Harry Potter sağlıklıydı ve hayattaydı. Lily de yanındaydı.