0.3 | dolunay'da bir gece

3.3K 332 471
                                    


Maureen son model süpürgesinin üstünde güzel manevralarla geçirmişti Quaffle'ı delikten.

James ve Quidditch takımı o akşam uzun bir antrenamandaydılar. Hava çoktan kararmıştı ancak yine de takım kaptanı Maureen McGonagall takımı bırakmaya karar vermemişti. Evet, McGonagall'larda azim aileden gelirdi.

James, süpürge üstünde Maureen'in hareketelrini izlerken ona hayranlık duymadan edemiyordu. Lily meselesini kenara koyarsak Maureen varlığı itibariyle tapılası derecede başarılı biriydi.

Her şeyden öte safkan ve McGonagall'dı ki bu ismin ağırlığı Hogwarst'ta bayağı vardı. Üstelik ismine uygun bir şekilde, Profesör McGonagall'ın küçük bir kopyası gibiydi. Zeki, sert, güçlü, başarılı, kuralcı... Maureen'e James çok özenirdi.

Üstelik derslerde ve Quidditch'teki başarısını bir kenara koyarsak güzellik konusunda da Maureen ortalamanın üstündeydi. Bir Lily olmasa da, en az onun kadar alımlı ve hoş görünen biriydi.

James, bu kadar şanslı biri olmanın harika olduğunu düşünüyordu elbette. Ancak öteki yandan bu mükemmelliğin Maureen için bazı sonuçları olmamış değildi.

Çok yetenekli, zeki ve güzel olabilirdi ancak kişiliği ister istemez onu uzak durulası bir insan yapıyordu. Her şeye küçüklüğünden beri sahip olması onu sahip olduklarına karşı umursamaz bir tavra sokmuştu. Bu da onu kibirli biri yapmıştı. Üstelik bu umursamaz ve kibirli tavrı onu toplumdan uzaklaştırmıştı.

Bunu umursadığı yoktu elbette Mauren'in. O yalnızlığı bile umursamazdı. Tek başına ve mükemmeldi.

Bir Buldger James'in sırtına çarpınca James gevşettiği ellerini süpürgesine yapıştırdı.

"Daha ne kadar durup beni izleyeceksin?" dedi Maureen beş on metre uzakta James'in karşısında dururken. Sonra biraz ötesindeki Vurucu'ya döndü." Teşekkürler Jason."

James omzunu ovuşturdu. Bu sert gelmişti. Dalgınlığını bir kenara bırakarak süpürgesini Maureen'in yanına uçurdu.

"Beni izlemeye bırakıp oynamaya karar verdin demek, Potter." dedi alayla yanına gelen çocuğa Maureen.

James biraz bu laflara bozulsa da bir şey demedi. "Ee, daha ne kadar antrenman sürüyor? Hava karardı neredeyse."

Maureen karşılarında kendini yavaş yavaş göstermeye başlayan dolunayı işaret etti. "Dolunay yükselene kadar buradayız, Potter. Yoksa sıkıldın mı?"

James'in dolunay yükselmeden gitmesi gerekiyordu, kesinlikle.

"Sıkılmak mı?" dedi gülerek hiçbir şey yokmuş gibi. "Daha yeni ısınıyorum, Maureen."

Gryffindor oğrencileri, Maureen'e pek sık soy ismiyle seslenmezlerdi. Nedeni ise soy isminin Minerva McGonagall ile aynı olmasıydı. Ortak Salon'da birçok yanlış anlaşılma olmuştu bu yüzden.

"Eh, öyleyse bir yarışa ne dersin Potter?" dedi Maureen keyifle.

Ah, işte kaybedeceği yüzde yüz belli olan bir meydan okumaydı bu.

"Neden olmasın?" dedi James gülümseyerek. Kesinlikle kaybedeceğini düşünüyordu. Hatta kaybedeceğini biliyordu.

Maureen, bir Quidditch dehasıydı. Daha 2. sınıfta Quidditch'ten madalya kazanmıştı. Pekala, James Potter da Quididtch konusunda ünlü bir isimdi ancak Maureen'e yetişmesine daha vardı.

"Jason, sen benim Vurucum'sun, Keira sen James'in." dedi Maureen. Ardından dairelerin yanındaki Andrea'ya seslendi. "Andrea, tek kale maç yapıyoruz!" Sonra da biraz ötesindeki üçüncü Kovalayıcı olan Teddy'e döndü. "Sen de sayıları say, Teddy. On yapan kazanır."

Creatures of the Night ◈ the MaraudersWhere stories live. Discover now