3.0 | yoldaşlık toplantısı

1.2K 175 309
                                    

Sirius Black, karargaha geldiğinde kendisinden başkasının hala gelmiş olmaması nedeniyle şaşırmıştı. Oysaki her zaman birileri burada, diğerlerini beklerdi.

Karargah, Londra'nın kuzey tarafında bulunana, Albus Dumbledore'un ayarladığı bir evdi. Sirius, bir zamanlar bu evin kime ait olduğunu ve onlar gelmeden önce kimin yaşadığını bilmiyordu. Minik bir muggle mahallesinde, şüpheli görünmeyen, mavi panjurları olan bir evdi. Hatta, ölümcül bir harekat için fazla tatlı bile sayılabilirdi.

Karargahın sır tutucusu Albus Dumbledore'du elbette. Lider, yol gösterici ve aynı zamanda bilge adam... Sirius Black, Yoldaşlık'tan önce Dumbledore'un biraz sıyırmış bir bunak olduğunu düşünürdü ancak gerçek gücünü yolları burada kesiştiğinde anlamıştı.

Evin, beyaz, ahşap kapısını kapatıp kısa koridoru geçti. Evin en büyük ve en çok kullanılan odası toplantıların yapıldığı odaydı. Aslında bir zamanlar burasının mutfakla birleşik bir oturma odası olduğu fark ediliyordu ancak mutfak tezgahı kaldırılmış ve yerine, salonun yarısını kaplayan ahşap bir masa yerleştirilmişti. En kritik kararlar burada alınırdı.

İçeride kimsecikler yoktu. Sirius, üst katta yer alan diğer odalarda birilerinin dinleniyor olabileceğini düşündü ancak kimseyi rahatsız etmek istemiyordu. Özellikle Yoldaşlık'a katılmış Seherbaz'lar sık sık bu evde kalırdı geceleri. Bazen böylesi herkes için daha güvenli olurdu.

Sirius, dışlanmayı hayatta sevmezdi. James'in neden kendisini özellikle Leona ile postalayıp daha sonra kimsenin olmadığı karargaha gitmesi gerektiğini söylediğini bilmiyordu fakat bu durum Sirius'un hoşuna gitmemişti. Özellikle de aksiyonun ve mücadelenin tam ortasında olmak için can atan Sirius Black, James geldiğinde bunun hesabını soracaktı.

Bıkkınlıkla sandalyelerden birine oturdu ve bir sigara yaktı. Lily olsa hemencecik kendisini pencere kenarına kışkışlar ve kokudan hoşlanmadığı hakkında konuşmalar yapardı. Hoş, hiçbirini dinlemezdi Sirius. Lily, James'e söz geçirebiliyor olabilirdi ancak mesele Sirius olunca hiçbir sözü bir şey değiştirmiyordu.

Derin bir nefes çekti sigaradan. Aslında sigaraya başlama hikayesi oldukça hüzünlüydü. Leona'ya o mektubu gönderdikten sonra, ki Sirius Black yazdığı her kelimeyle feci derecede acı çekmişti, pişmanlıkla, Leona ile tanıştıkları parka gitmeye karar vermişti. Park zaten Potter'ların evine yakın sayılırdı ve Sirius Potter'lar ile olan bir sabah kahvaltısından sonra parka gitmişti.

Onunla tanıştığı zaman yazın en parlak zamanlarıydı. Gittiğinde ise, neşeli çiçekler ve dolgun yeşil yaprakların yerinde, çöken sonbaharın dökülmeye başlamış, sert, turuncu yaprakları ve soğuk esen bir rüzgar vardı. İşte o zaman Sirius bu ziyaretin çok kötü bir fikir olduğunu anlamış ancak yine de bir ağacın altına oturup bir süre etrafı izlemişti.

Bu sırada yanına yaklaşan, yaşlı görünümlü bir muggle, Sirius'tan izin dahi almadan yanına gelmişti. Kendisi cebinden bir sigara çıkarmış ve sonra Sirius'a uzatmıştı. Sirius ile reddetmişti kibarca. Sonra muggle adam, "İyi gelir. Çok dertli görünüyorsun evlat." demişti. Sirius da kabul etmişti.

Başta her ne kadar tadı hoşuna gitmese de zamanla Sirius adamın haklı olduğunu anlamıştı. Sigara içerken, normalden daha derin düşüncelere dalıyor ve daldığı yerde hayatının acılarından sıyrılıyordu. Ve acayip bir biçimde acılarına iyi geliyordu.

Hangi ara sigarayı bitirdiğinin farkında olmadı Sirius. Sigarayı, masaya koyduğu küllük içinde ezerken ikinciyi yakmayı düşünüyordu. Ancak bu sırada gürültülü bir kalabalığın sesi geldi evin önünden. Sirius, yerinden kalkıp giriş kapısında baktığında neredeyse Yoldaşlık'ın yarısının, Dumbledore'un arkasında içeri girdiğini gördü.

Creatures of the Night ◈ the MaraudersWhere stories live. Discover now