3.7 | dracula'nın tehditleri

1K 157 203
                                    


Her şey, Sirius Black'in gözlerinin önünde öyle inanılmaz gerçekleşiyordu ki, James kendisini sokak lambasının altına sürüklemese ortada, öylece duracaktı.

Ünlü ölümsüz vampir Dracula, tekrar yüzüne ürpertici bir gülüş ekledikten sonra, Voldemort'u yerden birkaç karış kadar yukarı kaldırmıştı. Onu boğuyor gibi görünmüyordu çünkü Voldemort'un hızlı nefes alış-verişlerini duyuyordu Sirius. Adamın göğüsü hızla inip kalkıyordu ve burun delikleri açılmış görünüyordu.

Lestrange'lar, Voldemort'un halini gördüklerinde geriye doğru zıplayıp korkmuşlardı. Bu sırada, Dracula'nın sesi tekrar duyuldu.

"Senin sıran, Victoria."

Daha sonra, Dracula'nın arkasındaki karanlıktan bir beden, Bellatrix'in üstüne zıpladı. Sirius, kesinlikle kuzeninin yerinde olmak istemezdi. Pelerinli kadın, doğruca Bellatrix'in yüzüne bir pençe gibi savurmuştu elini. Ardından ise Sirius, Bellatrix'in kanının direkt burnuna dolduğunu hissetti. Victoria adlı vampir öyle bir savurmuştu ki elini, Bellatrix'in yanağını kesmişti.

Sirius, kanın tatlı kokusunu iyice hissettiğinde dilini dudaklarının üstünde gezdirmeden edemedi. Bunu fark eden James ise, Sirius'un koluna yapıştı ve kulağına eğildi. "Kendine gel, Pati." dedi fısıltıyla.

Sirius, dilini ağzının içine sokup kafasını toplamaya çalıştı. Kanın, üzerindeki etkisini en aza indirmek için çok çabalamıştı ve başarılıydı da. Sadece bir anlık boşluk ile öyle davranmıştı.

Bu sırada Rodolphus, asasının işe yaramayacağını düşünerek fırlatmış ve karısının yanındaki pelerinli vampiri arkasından tutup geriye doğru fırlatmıştı. Victoria, yere doğru düşerken, lambanın altına saklanmış ikili ilk defa onun yüzünü gördü. Her ne kadar James kadının yüzünü görmesiyle bir şey hissetmese de Sirius Black çok şey hissetmişti.

Eli, kontrolsüzce boğazına doğru gitti. Bu yüz, bu gözler... Sirius, tanıyordu onları. O gece, evet o gece... Bir vampir olduğu gece de bu yüz ve bu gözler vardı.

"Sirius, iyi misin?" diye fısıldadı James. Sirius'un, eğlenen yüz ifadesi kaybolmuş, yerine ürpertiyle bakan bir yüz gelmişti.

"Bu o..." dedi Sirius, kafasıyla tekrar Lestrange'lara doğru saldıran Victoria'yı göstererek. Eliyle, boynunu ovuşturdu. Birden buz gibi bir his kaplamıştı tüm vücudunu.

"Kim?" dedi James anlamayan gözlerle bakarak.

"Beni dönüştüren vampir."

James, bunu duymasıyla kafasını hızlıca kadına çevirip, kaşlarını çatarak süzdü. Hala, Lestrange'lar ile kavga ediyordu ve bu halleri, uzaktan bakıldığında gülünçtü.

"Gitme vakti, Sirius." dedi James soğukkanlı gibi bir sesle. Burada dönen olaylara, hele de Sirius'un söylediklerinden sonra karışmamaları gerektiğini anlamıştı. "Diğerleri yukarıda."

Daha sonra iki arkadaş, anlaşmış gibi çitin etrafından dolanarak arka bahçeye çıktılar ve bir zıplama büyüsüyle ikinci kat pencerelerine tırmanmışlardı. Dışarıdaki kaosun aksine içeride daha sakin bir hava vardı. Dorcas, iki Ölüm Yiyen'i, iplerle sarıyordu. Sirius maskeleri nedeniyle kim olduklarını çıkaramadı

"Ah, James! İyisin!"dedi kızıl saçlı kadın, pencereden içeri süzülen James'i görmesiyle. Hızla ona doğru koştu. Ardındaa sıkı sıkı sarıldı. James, neredeyse bu sıkı sarılma nedeniyle geriye doğru düşüyordu.

"Dışarıda neler oluyor, Sirius?" dedi daha ciddi bir edayla Dorcas.

"Voldemort geldi." dedi Sirius. "Ardından ise Dracula."

Creatures of the Night ◈ the MaraudersWhere stories live. Discover now