25.Bölüm-Parşömendeki Not-

4.9K 228 319
                                    

Draco'nun Ağızından

Hermione'ye yılbaşı hediyesini verdikten sonra devriye gezmek için salondan çıktık. Koridorda hiç konuşmadan yan yana ilerliyorduk. Zindanlara indiğimizde Hermione elimi tuttu. Saldırıya uğradığı geceyi aklından çıkaramadığını biliyordum. Bir anda durup onu kendime çevirdim. Gözlerindeki korkuyu ve bedeninin gerildiğini görebiliyordum. "Ben yanındayım Hermione. Bir daha kimse sana saldıramayacak." dediğimde elinden geldiğince gülümsemeye çalıştı. "Teşekkürler." dedi ve merdivenlere ilerlemeye başladı. "Bahçeyi de kontrol edip odamıza gidelim. Uyumak istiyorum." dediğinde onu başımla onayladım ve birlikte merdivenlerden çıkmaya başladık.

Issız koridorlardan geçip şatodan çıktığımızda soğuk hava yüzümüzü yalayıp geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Issız koridorlardan geçip şatodan çıktığımızda soğuk hava yüzümüzü yalayıp geçmişti. Hermione'nin titrediğini fark edince cüppemi çıkarıp onun omuzlarına yerleştirdim. "Ama sen üşürsün." "Sen üşümezsen bende üşmem." dediğimde gülümsedi ve ilerlemeye devam etti. Yasak ormanın kıyısına gelince aklıma kurt adamların saldırdığı gece geldi. Hermione ormana girmek istemişti ve bir ağacın kökünü almıştı. Ona dönüp "Saldırıya uğradığım gece bir ağacın kökünü almıştın. Merak ettiğin bir iksir için. İksiri yaptın mı?" diye sorduğumda bir süre cevap vermedi. Sonra "Evet yaptım." dedi. "İstediğin sonucu aldın mı?" "İksiri daha denemedim." dedi ve ellerini bedenine doladı. "Artık gidelim mi? Çok yorgunum." dediğinde "Tamam." dedim ve elinden tutup şatoya ilerlemeye başladım.

Şatoya girdiğimizde Hermione cüppemi geri verdi. Güney kanadındaki başkanlar salonunun önüne geldiğimizde tam parolayı söyleyeceğim sırada Hermione yere eğilip ikiye katlanmış bir parşömen parçasını aldı ve ayağa kalktı. Parşömeni açıp bir süre öylece kaldı. Gözleri donuklaşmıştı ve elleri titriyordu. "Ne oldu Hermione?" dediğimde parşömeni bana uzattı. Parşömeni alıp okumaya başladım.

'Sana arkanı kollamanı söylemiştim bulanık. Görüyorum ki dediklerimi umursamayıp hala kendi arkadaşlarının dışındaki kişilerle takılıyorsun. Madem sözlerimi umursamıyorsun o zaman sonuçlarına hepiniz katlanacaksınız.'   

Kafamı parşömenden kaldırıp Hermione'ye baktığımda ağladığını gördüm. Sonra aklıma şövalye geldi. O, bu notu kimin buraya koyduğunu görmüş olmalıydı. "Şövalye, bu notu buraya kim koydu?" diye sorduğumda Hermione gözlerindeki yaşları silip umutla şövalyeye baktı. Şövalye "Bana adımla hitap edilmesini tercih ederim. Ve daha nazik olunmasını." dediğinde asamı çıkartıp ona doğrulttum. "Seni şimdi ikiye bö..." derken Hermione asa tutun elimi aşağıya indirip şövalyeye döndü. "Adınız Sör Patrick değil mi?" "Evet adım Sör Patrick." "Sör Patrick bu parşömeni kimin buraya koyduğunu gördünüz mü?" "Evet gördüm nazik bayan. Siyah okul cüppeli, uzun saçları olan maskeli bir kızdı. Yani okulda uzun saçlı bir erkek yoksa kesinlikle kızdı." "Peki cüppesinde bina arması var mıydı?" "Evet, bir Slytherin arması vardı. Siz gelmeden az önce köşeyi döndü." dediğinde hızla koşmaya başladım. 

Hogwarts Aşıkları (Dramione Ransy Hinny Nuna)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin