Wattpad'de ki bütün Dramione'leri okudun ama başka bulamadın mı?
Maalesef bende bulamadım. Bende kendi hikayemi yazmaya karar verdim.
Wattpad' de ki en iyi Dramione'leri okudum ve hepsi bana ilham verdi.
Umarım benim hikayem de size ilham verir.
...
Sabah bir baykuşun camımı tıklatmasıyla uyanmıştım. Kızlar buluşmak istiyorlardı. Luna evleneli iki hafta olmuştu ve bu iki haftada doğru düzgün görüşememiştik. Bugün cumartesiydi ve bir işim yoktu. Kızlara geleceğimi haber veren bir mektup yazıp gelen baykuşa verdim ve penceremi kapattım. Ardından banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve odama girdim. Üzerimdeki kedili pijamalarımı yeşil bir kazak ve siyah bir Jean pantolon ile değiştirip odamdan çıktım ve mutfaktaki ailemin yanına gittim. Fincanlara çay dolduran annemin yanağına küçük bir öpücük kondurup masadaki yerime geçtim. "Günaydın." dediğimde bana gülümseyip "Günaydın." dedi ve çaydanlığı ocağa bırakıp masadaki yerine geçti. Masadaki eksikliği fark edince anneme döndüm. "Babam nerede?" Elindeki fincanından bir yudum aldıktan sonra bana döndü. "Biraz önce sekreteri aradı. Sabah randevusunu unutmuş. Şimdi gitti." dedi ve kahvaltısına geri döndü.
Bende bir yandan kahvaltımı yaparken aklıma sabahki mektubun gelmesiyle anneme döndüm. "Sabah kızlardan bir mektup aldım. Çatlak Kazan'da buluşacağız. Bugün bir işin yoksa bize katılsana." dediğimde çatalını bırakıp bana döndü. "Çok isterdim tatlım ama Narcissa evine davet etti. Bugün ona uğrayacağım." dediğinde şaşkınca ona bakıyordum. "Narcissa mı?" "Evet. Neden şaşırdın?" "Bilmiyorum. Peki ne konuşacaksınız?" diye sorduğumda gülmeye başladı. "Tatlım saki ol. Sadece sohbet edeceğiz." dediğinde hala gergindim. Kahvaltımı hızla bitirip annemi öptüm ve ceketimi giyip gülümsedim. "Sonra görüşürüz anne." "Görüşürüz tatlım." Salona geçip şöminenin üzerindeki kavanozdan biraz uçuş tozu aldım ve şömineye girdim. "Çatlak Kazan."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İs içinde şömineden çıktığımda ilk işim üzerimdeki kurumları asamla temizlemek oldu. Etrafıma baktığımda dükkanın her zamanki gibi kalabalık olduğunu gördüm. Önümde oturan çift masalarından kalktıklarında onların yerine geçip oturdum. Yaşlı Tom yanıma geldiğinde gülümsedim. "Hoş geldiniz sayın bakan hanım." dediğinde gülümsedim. "Ben sadece Muggle Dairesi Bakanı'yım Tom, Sihir Bakanı'ymışım gibi davranmana gerek yok." dediğimde "Peki, öyle olsun savaş kahramanı Bayan Granger." dedi. O böyle söyleyince kahkahamı durduramadım. "Her zamanki gibi çok naziksin Tom." dediğimde gülümsemekle yetindi. "Ne alırdınız?" diye sorduğunda "Arkadaşlarımı bekliyorum, onlarla birlikte sipariş veririz." dediğim sırada kızlar yanımıza gelmişti. Pansy "Dört kaymak birası Tom. Biri zencefilli olsun lütfen." dediğinde Tom onu başıyla onayladı ve yanımızdan ayrıldı. Bende yerimden kalkıp tek tek kızlara sarıldım.
Hepimiz sandalyelerimize oturduğumuzda ilk konuşan her zamanki gibi Ginny olmuştu. "Yüce Godric! Sizi çok özlemişim." dediğinde hepimiz gülmüştük. Ginny, Pansy ve Luna'ya dönüp "Eee, evliler. Evlilik nasıl gidiyor?" diye sorduğunda onu yanıtlayan Luna oldu. "Muhteşem. Sevdiğin adamın her zaman yanında olması büyüleyici bir şey." dediğinde Pansy onu başıyla onayladı. "Kesinlikle katılıyorum. Eskiden evime gittiğimde onu özlüyordum. Şimdi yan odaya gittiğinde bile özlüyorum." dediğinde Ginny ve ben aynı anda iç çekmiştik. Ardından Pansy ve Luna gülmeye başladı. Ginny "Hiç komik değil." dediğinde onu başımla onayladım. Bu sırada biralarımız gelmişti. Ben zencefilliye uzanıp bir yudum aldığımda Pansy konuşmaya başladı.
