33.Bölüm-İhtiyaç Odası-

3.5K 146 271
                                    

Pansy'nin Ağızından

Sabah uyandığımda istemsizce sırıtıyordum. Gözümü her kapattığımda aklıma diz çökmüş kızıl saçlı sevgilim geliyordu. Komodinin üzerindeki saatime göz attım. Kahvaltı saatine az kalmıştı ve ben nişanlımı daha fazla bekletmek istemiyordum. Nişanlım. Kulağa çok hoş geliyordu. Gülümseyip yatağımdan kalktım ve hızla hazırlanıp ortak salona indim. Herkes bir anda sessizleşmişti. İşte bu tuhaftı. Onları umursamayıp ortak salondan çıktım ve yemekhaneye ilerledim. Yemekhanenin girişini gizleyen meyve tablosunun önüne gelince armudu gıdıklayıp tablonun açılması için bir kaç adım geriye çekildim. İçeriye girince gülümsedim. Burnuma odanın her yerinden değişik ama güzel kokular geliyordu. 

"Merhaba Bayan Parkinson, bir şey mi istemiştiniz?" Sesin geldiği yöne yani aşağıya bakınca gülümsedim. "Merhaba Dobby. Senden büyük bir tatlı tabağı istiyorum. Bana hazırlar mısın?" diye sorduğumda ev cini gülümsedi. "Tabii ki hazırlarım Bayan Parkinson." dedi ve diğer cinlerin arasına karıştı. Bir dakika sonra elinde büyük bir tatlı tabağıyla karşımda duruyordu. "Buyurun Bayan Parkinson, tatlılarınız." Küçük kollarıyla uzattığı tabağı alıp gülümsedim. "Teşekkürler Dobby." dediğimde o da güldü. Arkamı dönüp yemekhaneden çıktım ve büyük salona ilerledim.

Ortak salonda olduğu gibi koridorda da bir çok insan bana bakıyordu. Bunların derdi ne böyle?  Büyük salona vardığımda yüksek kapılardan geçip Gryffindor masasına ilerledim. Ron, Hermione, Harry ve Ginny oturmuş kahvaltılarını yapıyorlardı ve hiç biri beni fark etmemişti. İlerleyip Ron'un arkasına geçtim ve tatlı tabağını önüne koydum. Hızla arkasını döndüğünde gülümsedim. "Unutmamışsın." dediğinde yanağından öpüp yanına oturdum. "Tabii ki unutmadım." dediğimde gülümseyip önüne döndü ve tatlılarını yemeye başladı. Diğerlerine dönüp "Günaydın çocuklar." dediğimde üçü de "Günaydın." diye karşılık verip tabaklarına geri döndü. Bende önümdeki kahvaltılıkları tabağıma doldurmaya başladım. Hepimiz sessizce kahvaltımızı bitirdiğimizde masadan ilk ben kalktım. "Ben derse gidiyorum çocuklar, sonra görüşürüz." "Biraz daha kal." diyen Ron'a gülümseyip kızıl saçlarını karıştırdım. "Bir daha derse geç kalırsam Profesör Slughorn beni cezaya bırakacak." dediğimde oflayıp "Peki." dedi.

Masadan kalkıp büyük salondan çıktım ve uzun koridorları aşıp zindanlara giden merdivenleri inmeye başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Masadan kalkıp büyük salondan çıktım ve uzun koridorları aşıp zindanlara giden merdivenleri inmeye başladım. "Parkinson!" Adım boş koridorda yankılanmıştı. Arkamı döndüğümde benimle aynı binadan olan Amanda Chase'i görünce şaşırdım. Bu kızla pek konuşmazdım ve şimdi bana seslenince gerçekten şaşırmıştım. "Evet?" "Aptal sevgilin nerede?" dediğinde kaşlarım çatıldı. "Sen ne..." "Ah pardon. O geri zekalı senin nişanlın değil mi?" Asamı cüppemin cebinden çıkartıp ona doğrulttum. "Onun hakkında düzgün konuş!" dediğimde itici bir şekilde sırıttı ve o da asasını çıkartı bana doğrulttu. "Konuşmazsam ne olur? Beni o aptal Gryffindor arkadaşlarına şikayet mi edersin? Ya da kanı bozuk sevgiline." dediğinde içimdeki büyü bir anda kabarıp asamın ucundan çıkmıştı.

Hogwarts Aşıkları (Dramione Ransy Hinny Nuna)Where stories live. Discover now