Draco'nun Ağızından
Perdeden süzülüp odamı aydınlatan güneş ışıklarıyla uyanmak zorunda kaldım. Yatağımda biraz esneyip kalktım ve komodinin üzerindeki saatime göz attım. Kahvaltıya daha vardı. Ferahlatıcı bir duşun iyi geleceğini düşünüp kıyafetlerimi hazırlayıp odamdan çıktım ve merdivenleri inip banyoya girdim. Kıyafetlerimden kurtulup kısa bir duş aldım ve yanımda getirdiklerimi üzerime geçirip banyodan çıktım. Salona girdiğimde Hermione merdivenlerden iniyordu. "Günaydın." dediğimde bana dönüp gülümsedi. "Günaydın." "Hadi kahvaltıya inelim." dediğimde başını iki yana salladı. "Sana dün söylemeyi unuttuğum bir şey var." dediğinde meraklanmıştım. İlerleyip yeşil koltuğa oturduğumda o da gelip yanıma oturdu.
"Dün Dumbledore'un şölendeki konuşmasını hatırlıyor musun?" dediğinde başımı 'evet' dercesine salladım. "İyi dostlar edinmek. Savaş başlıyor Draco. Sirius'un planını uygulama vakti geldi. Dün şölende bizimkilerle konuştum. Hepimiz çevremizdeki güvendiğimiz insanların bir listesini yapacağız. Senin ve Pansy'nin de aynı şekilde liste oluşturması lazım." dediğinde ona döndüm. "Pansy'ye söylerim, ama..." "Ama?" dediğinde derin bir nefes alıp verdim. "Ama gruba katılan diğer insanlar Slytherin'den katılacak olan öğrencilere güvenmezler. Hatta bana ve Pansy'ye de." dediğimde gülümseyip elimi tuttu. "İnsanların bu yargılarını yıkmak istiyorsan kendi ön yargılarını da yıkmalısın Draco. Diğer binadaki öğrencilerin yargılayacaklarını zannetmiyorum. Öyle insanları bu gruba almayız zaten." dediğinde gülümsedim. Ayağa kalkıp elimi ona uzattım. "Kendi yargılarımı yıkacağıma söz veriyorum. Hadi artık kahvaltıya inelim." dediğimde gülümseyip elimi tuttu ve birlikte salondan çıktık. Boş koridorlarda ilerleyip nihayet büyük salona geldiğimizde birbirimizden ayrılıp kendi masalarımıza ilerledik.
Slytherin masasına geldiğimde Blaise'in yanına oturup tabağımı doldurmaya başladım. "Ne haber Draco?" dediğinde ona döndüm. "İyi Blaise." Önüme dönüp kahvaltıma devam ederken Blaise'in yerinde rahatsızca kıpırdandığını hissedip tekrar ona döndüm. O ise gözlerini dikmiş Gryffindor masasını izliyordu. Daha doğrusu Pansy'yi. Onu izlediğimi fark etmiş olacak ki hızla bana döndü. "Tatilin nasıl geçti? Yani tatiliniz. Pansy ile gittiniz değil mi?" Olamaz. Pansy'den hoşlanıyordu. Ron bu durumdan hiç hoşlanmayacak. "Evet, Pansy ile gittik. Çok güzeldi." dediğimde yüzü düştü. "Siz ikiniz, yani şey..." dediğinde sözünü kestim. "Arkadaşız. Çok yakın arkadaş. O Weasley ile çıkıyor." dediğimde kaşları çatıldı. "O Weasley'yi sevmiyorum, aptalın teki! Pansy nasıl o salakla çıkar?" "Geçen sene çıkmaya başladılar. Balodan sonra." dediğimde şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Baloda liste yüzünden eş olduklarını sanıyordum." dedi ve omuzları düştü. "Sende Weasley kızıyla gitmiştin değil mi?" dediğimde başıyla onayladı. "Çok...sert bir kız, ama iyi biri." dedi ve bana döndü. "Bak, benim Weasley'ler ile yada Gryffindor'larla bir sorunum yok. Hatta savaş çıksa yanlarında bile olabilirim. Benim tek sorunum Ron. Pansy'yi benden aldı." dediğinde ben sadece tek bir noktaya takılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts Aşıkları (Dramione Ransy Hinny Nuna)
FanfictionWattpad'de ki bütün Dramione'leri okudun ama başka bulamadın mı? Maalesef bende bulamadım. Bende kendi hikayemi yazmaya karar verdim. Wattpad' de ki en iyi Dramione'leri okudum ve hepsi bana ilham verdi. Umarım benim hikayem de size ilham verir. ...