57.Bölüm-Kitapçı-

1.4K 91 265
                                    

James'in Ağızından

Büyük salonda kahvaltımı yaparken karşıma oturan Lily'nin neşeli sesiyle ona döndüm. "Albus'un Slytherin takımına seçildiğini duydun mu? Bu harika bir şey." dediğinde şaşkınca ona bakıyordum. "Albus takıma mı girmiş? Hangi pozisyonda? Kesin tutucu falandır." deyip güldüğümde karşıma Rose oturmuştu. "Aslında arayıcı James." deyip muzipçe sırıttığında öfkelenmiştim. "O aptalı kim takıma alır ki?" deyip Slytherin masasına döndüm. Albus ve Scorpius neşeyle kahvaltılarını yapıyorlardı. Rose "Onlara aptal deme James. İkisi de senden akıllı." dediğinde ona döndüm. "Hiç sanmıyorum Rose. Şimdi gidip Richard'ı bulmam lazım." dedim ve bardağımdaki kabak suyunu kafama dikip masadan kalktım. Salona kısa bir göz attıktan sonra onu kapıların orada gördüm ve hızla yanına gidip omuzundan tuttum. 

Arkadaşım bana dönüp gülümsedi. "Hey James, ne haber?" "Albus'u arayıcı mı seçtin?" diyerek direk konuya girdim. Şaşkınca bana bakıyordu. "Evet, gerçekten iyi bir arayıcı. Sanırım sizin ailede bu genetik." deyip güldüğünde ofladım. "Onu arayıcı seçemezsin." dediğimde gülmeyi kesmişti. "Neden seçemezmişim? O çok iyi bir arayıcı." dediğinde ofladım. "Seçemezsin işte. Onu takımdan çıkart." dediğimde siyah kaşları çatılmıştı. Öfkeyle "Takımıma kimi istersem onu alırım James, bu seni ilgilendirmez. Ayrıca neden onun takımda olmasını istemiyorsun?" diye sorduğunda ne cevap vereceğimi bilmiyordum. "Bir nedeni yok, sadece istemiyorum." dediğimde şimdi oflayan oydu. "Sırf sen 'sadece istemiyorsun' diye bulduğum en iyi arayıcıyı takımdan atmayacağım. Sahada ne demek istediğimi anlayacaksın." dedi ve gitti. Küçük kardeşim yine canımı sıkmaya başlamıştı. 

Bileğimdeki saate bakınca karanlık sanatlara karşı savunma dersine iki dakika geç kaldığımı fark ettim ve sınıfa doğru koşmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bileğimdeki saate bakınca karanlık sanatlara karşı savunma dersine iki dakika geç kaldığımı fark ettim ve sınıfa doğru koşmaya başladım. Nefes nefese kapının önüne geldiğimde gergince kapıyı çaldım. İçeriden soğuk bir "Gir." sesi geldiğinde hemen kapıyı açıp içeriye girdim. "Görüyorum ki siz Potter'lar zamanın farkına varamayacak kadar aklı havadasınız." "Üzgünüm Profesör Snape." dediğimde profesör bana bakmadan "Yerine geç!" dedi ve tahtaya dönüp kaldığı yerden devam etmeye başladı. Bense boş bir sıraya geçip kitabımı açtım ve dersi dinliyormuş gibi kafamı kitaba gömdüm. Ama aklım hala Albus'un arayıcı olmasındaydı. Onun arayıcı olmasını istemiyordum çünkü benden iyi olmasından korkuyordum. Bunu kendime itiraf etmek zordu ama gerçek buydu. Zaten derslerde benden başarılıydı. Bense sadece quiddtich ve karanlık sanatlara karşı savunmada başarılıydım. Şimdi quidditchte de benden başarılı olursa ben geri planda kalacaktım. Potter'ların salak oğlu olacaktım ve bunu istemiyordum. 

"Bay Potter? Soruma cevap verecek misiniz yoksa boş boş bakmaya devam mı edeceksiniz?" Sıramın yanında bana öfkeyle bakan profesöre döndüm. "Üzgünüm profesör, dalmışım." dediğimde çatılmış kaşlarıyla bana baktı. "Size expelliarmus büyüsünün işlevini sordum Bay Potter!" dediğinde hemen "Karşımızdaki büyücünün asasının elinden fırlamasını ve kendi elimize gelmesini sağlar." dediğimde beni başıyla onayladı. "Doğru ama ne yazık ki size puan vermiyorum. Hem dersime geç kalıyorsunuz, hem de dersime odaklanmıyorsunuz." dedi ve başka birine soru sordu. Yaşlı yarasa işte, asla bir Gryffindor'a puan vermez ve bahanesi hep hazırdır. 

Hogwarts Aşıkları (Dramione Ransy Hinny Nuna)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin