Wattpad'de ki bütün Dramione'leri okudun ama başka bulamadın mı?
Maalesef bende bulamadım. Bende kendi hikayemi yazmaya karar verdim.
Wattpad' de ki en iyi Dramione'leri okudum ve hepsi bana ilham verdi.
Umarım benim hikayem de size ilham verir.
...
Bu şey, bu şey bir... dişi aslandı. Dişi aslan mı? Dişi aslanın Yasak Orman'da ne işi var? Aslan Greyback'i kafasıyla ormanın içine itmeye başladı. Greyback aslanın sağ omuzuna bir pençe attığında aslan acıyla hırladı ve o da Greyback'e bir pençe attı. Greyback acıyla ulurken aslan onu omuzlarından ormana itmeye başladı ve bir pençede yüzüne attı. Attığı pençe izinden kanlar akarken Greyback acıyla inildedi ve aslandan uzaklaşmaya başladı. Aslan önünde durup bir anda kükrediğinde Greyback hızla ormanın içine doğru koşmaya başladı ve gecenin karanlığında gözden kayboldu. Ardından aslan bir anda bana dönünce afallayıp bir adım geriye attım ve bir köke takılıp yere düştüm. Aslan yavaşça bana doğru gelirken ne yapacağımı şaşırmıştım. Aklıma asam gelince hızla ona doğrulttum. Ama lanet atmadım. Tam önümde durup bal rengi gözleriyle bana bakmaya başlayınca ne yapacağımı bilemedim. Sonra hiç beklemediğim bir şey oldu. Aslan tam ayaklarımın dibine yığıldı. Ve, ve dönüşmeye başladı. O-o... Hermione.
Omuzumda bir el hissedince irkilip arkama döndüm. Dumbledore asasından çıkan ışığı yerdeki kanlar içinde yatan Hermione'ye tutmuş bana bakıyordu. "Bay Malfoy? Siz iyi misiniz?" dediğinde bir ona bir Hermione'ye bakıyordum. "Hermione, o-o yaralandı." dediğimde asasını Hermione'ye doğrultup onu havalandırdı. Sağ omuzundan kan aktığını görünce tam ona yaklaşıyordum ki Dumbledore'un sözleriyle durmak zorunda kaldım. "Siz şatoya gidip Poppy'ye haber verin Bay Malfoy. Ben onu getiririm." dediğinde onu başımla onaylayıp şatoya doğru koşmaya başladım. Ormandan çıktığımda hızımı kesmeyip koşmaya devam ettim ve şatoya girip sağlık kanadına doğru koşmaya başladım. Sonunda sağlık kanadına ulaştığımda Madam'ın odasının önüne gidip kapıyı yumruklamaya başladım. Kapı bir anda açılınca elim havada kaldı. Madam Pomfrey büyümüş gözlerle bana bakıyordu. "Siz iyi misiniz Bay Malfoy?" "Her-Hermione, o yaralandı. Omuzu kanıyor. Profesör Dumbledore haber vermemi istedi." dediğimde hızla odasından çıkıp yatakların olduğu bölüme koşmaya başladı. Tam o sırada Dumbledore ve havada süzülen Hermione içeriye girdi. Madam elini ağzına siper edip bir şaşkınlık nidası attı.
"Yüce Merlin! Ona ne oldu?" Dumbledore Hermione'yi boş bir yatağa yatırıp bana döndü. "Bunu bize Bay Malfoy açıklayacak ama ilk önce Bayan Granger'ın yarasıyla ilgilenmen gerek Poppy. Yolda çok kan kaybetti." dediğinde Madam hızla yatağın başına geçip Herm'i kontrol etmeye başladı. Asasını Herm'in omuzuna doğrultup yarasını temizledi. Ardından bir kaç büyü fısıldayıp yarasının bir kısmını kapattı ama pençe izi olduğu hala anlaşılıyordu. Yatağın yanındaki komodinden kırmızı bir şişe alıp tıpasını çıkardı ve birazını Herm'in aralık dudaklarından içeriye döktü. Sonra yatağın başından ayrılıp Dumbledore'un yanına geçti. "Biri ona saldırmış Albus. Büyük ve güçlü biri." dediğinde ikisinin de bakışları bana döndü. "Bay Malfoy, lütfen bana odama kadar eşlik edin." "Ama Profesör, Hermione..." "Poppy ona çok iyi bakacaktır. Lütfen beni takip edin." dediğinde mecburen dediğini yapıp revirden çıkan profesörü takip etmeye başladım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
