64.Bölüm-Sahildeki Kulübe-

1.2K 79 279
                                    

Lily'nin Ağızından

İki Ay Sonra...

Okul kapanalı iki ay olmuştu. Şu anda ise evde büyük bir telaş vardı. Keyn ailesinden iki gün önce bir mektup almıştık. Sahil kenarındaki yazlık evlerine davet edilmiştik ve şu anda hepimiz eşyalarımızın arasında kaybolmuştuk. Üç saatlik bir hengameden sonra sonunda hepimizin bavulu kapının önündeydi. Tam evden çıkacakken annemin konuşmasıyla durup ona döndük. "Şimdiden hepinizi uyarıyorum orada uslu olacaksınız, kavga yok." Son kelimesini James'e bakarak söylemişti. Evden çıkıp boş bir yer bulduğumuzda babam hepimizi cisimlendirdi. 

Geldiğimiz yer muazzamdı. Sahile sıfır, ferah, ağaçlar ile çevreli bir sahil kulübesiydi. "Hoş geldiniz." Peter üzerinde açık mavi bir t-short, altında krem rengi bir kapri ve gözünde güneş gözlükleriyle yanımıza geldiğinde gülümseyerek onu izliyordum. Bana kaçamak bir bakış attı ve annemin yanına gidip elindeki bavulunu aldı. Annem "Teşekkürler tatlım." dediğinde gülümsedi ve önden giderek bize yolu gösterdi. Evin verandasına çıkıp içeriye girdiğimizde bizi Bay ve Bayan Keyn karşıladı. Bay Keyn yeşil kısa kollu bir gömlek ve kapri giyerken Bayan Keyn ise mavi kısa kollu bir gömlek ve etek giyiyordu. Oldukça uyumu bir çiftlerdi. Babam ilerleyip onlarla el sıkışırken annem de yanına gidip ona katıldı. 

Bay Keyn "Peter neden arkadaşlarına odalarını göstermiyorsun? Bizde biraz laflarız

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bay Keyn "Peter neden arkadaşlarına odalarını göstermiyorsun? Bizde biraz laflarız." dediğinde Peter "Tamam baba." dedi ve merdivenlere ilerledi. Ben, Al ve James'te onu takip ettik. Üçüncü kata çıktığımızda dört oda olduğunu gördüm. Ev baya büyüktü doğrusu. Peter en soldaki odayı göstererek konuştu. "Burası benim odam. Yandaki Lily'nin. Onun yanındaki de Albus'un. Sondaki de James'in." dediğinde "Teşekkürler Peter." dedim ve kendi odamın kapısını açtım. Odanın geneli beyaz mobilyalarla dekore edilmişti. Beyaz yatak, beyaz çarşaf, beyaz perdeler. Çok ferah bir odaydı. Peter kafasını kapımdan içeriye uzatıp "Beğendin mi?" diye sorduğunda gülümsedim. "Bayıldım. Çok güzel ve ferah." dediğimde o da bana gülümsedi. "Beğenmene sevindim. Yorgun değilsen sahilde yürüyelim mi?" diye sorduğunda "Tabii ki." diyerek onu cevapladım ve birlikte aşağıya indik.

Ailelerimiz çoktan eski anılarda kaybolmuşlardı. Onların bu hallerine gülümsedim ve Peter ile birlikte dışarıya çıktım. Uzanıp elimi tuttuğunda gülümsedim ve tuttuğum elini sıktım. Ağır adımlarla sahil kenarında yürürken Peter'ın bir anda gülmesiyle ona döndüm. "James beni iyi ki dövmüş." dediğinde şaşkınca ona bakıyordum. "Mazoşist misin Peter?" dediğimde yine güldü. "Hayır tabii ki, ama şöyle düşün. James beni dövmeseydi ailelerimiz görüşemeyeceklerdi ve siz tatilde bize gelemeyecektiniz." dediğinde şimdi bende gülüyordum. "Umarım yediğin dayağa değer." dediğimde çapkınca gülümsedi. "Emin ol her yumruğa değdi." dedi ve uzanıp beni öpmeye başladı. Dengemi sağlamak için ona tutundum ve öpücüğüne karşılık verdim. Güzel bir tatil olacağı kesindi.  

Rose'un Ağızından

Camımı parçalamaya çalışan baykuşa lanetler okuyarak yatağımdan kalktım ve camımı açtım. Ardından okuduğum lanetlerin hepsini geri aldım çünkü mektup Scorpius'tan gelmişti. Gri baykuşu sevip önüne biraz yem bıraktım ve ayağına bağlı olan zarfı alıp yatağıma geçtim. Mektubu zarftan çıkarttıktan sonra açıp hızla okumaya başladım.

Hogwarts Aşıkları (Dramione Ransy Hinny Nuna)Where stories live. Discover now