"Yavuz bak hayatını benim gibi bir kadının seni sevmesini,güvenmesini bekleyerek geçirmemelisin." diyerek derin bir nefes verdi Bahar.
"Seveceğini bilsem sonsuza kadar beklerim. Ki bunu yapacağım beni sevmeni sağlayacağım." diyerek burukça gülümsedi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bahar'ın ağzından,
Merve ve Buğra'nın tutuklanmasının ardından iki gün geçmişti. Girdikleri mahkemelerce tutuklanmış ve cezaevine gönderilmişlerdi. Yavuzla birlikte bir belanın daha üstünden gelmiştik. Dün hastane kontrolünden sonra alnımdaki dikişler alınmıştı. Yavuz'un ise dikişleri ancak birkaç haftaya kadar alınacaktı.
Sabahtan Nazlı aramıştı. Bütün bu olaylardan sonra arkadaşlar olarak hep birlikte bir yemek organize etmişti. Bugün akşam onlarda toplanacaktık. Uzun bir süreden sonra böyle hep birlikte toplanmak bize çok iyi gelecekti. Kafamız iyice dağılacaktı.
Gardırobun önüne geçmiş akşam için ne giyeceğimi ayarlamaya çalışırken Yavuz yanıma gelmiş aynadan kendine bakıyordu. Başını yana yatırmış üzerini koklamaya çalışıyordu. Arka arkaya burun çekme sesi işitmemle bakışlarımı Yavuz'a çevirdim.
Yavuz ona bakmamla birlikte bakışlarını bana çevirdi ve konuştu. "Benim duş almam lazım." dediğinde hızla konuştum. "Kolun yaralı, henüz iyileşmedin."
"Akşam böyle gidemem, baksana kötü kokuyorum." dedi yüzünü buruşturarak. Söylediği şeyle birlikte ona doğru yaklaşıp burnumu boynuna yasladım ve derince nefes aldım. "Yoo gayette güzel kokuyorsun." diyerek dudaklarımı Yavuz'un boynuna bastırdım.
Yavuz dediğim şeyle surat asarken konuştu. "Bahar," dediğinde güldüm. "Kolunu kullanmadan nasıl banyo yapmayı planlıyorsun?"
"Sen yardım edersin kocana." dedi sırıtarak. Dediği şeyle tek kaşımı kaldırdım. "Öyle mi yaparım?"
"Yapmaz mısın?" dedi o da benim gibi tek kaşını kaldırarak. Bir süre gözlerimi vücudunda gezdirdim. Madem rahat hissetmiyordu. İş başa düşmüştü. "Gel bakalım."
Yavuz benimle birlikte banyoya geldiğinde ilk olarak kol askısını çıkardım. Ardından tişörtünü ve pantolonunu çıkardım. İç çamaşırını da çıkarttıktan sonra duşa kabine girmesini sağladım. Kolundaki sargıya baktığımda sağlam olduğunda karar verip suyu açtım.
Saçlarını sabunlayabilmem için Yavuz tabureye oturdu. Suyu saçlarına doğru tutarken bende ıslanıyordum ancak sorun değildi. Şampuanı alıp elime sıktıktan sonra Yavuz'un ıslak saçlarına masaj yapmaya başladım.
"Nasıl, hoşuna gidiyor mu?" diyerek başımı Yavuz'un yüzüne doğru eğdim. Yavuz gözlerini kapatmış bir biçimde mırıldandı. "Hem de çok hoşuma gitti. Ellerin büyülü gibi."
Söylediği şeyle kıkırdayarak saçlarına masaj yapmaya devam ettim. Yavuz iyice rahatlayarak başını geriye doğru yasladı. Başı karnıma yasladığında gözlerini açtı ve alttan alttan bana doğru baktı. "Biz bunu arada yapsak mı ya? Dinlendiğimi hissediyorum."
"Sende bana yapacaksan neden olmasın?" dedim gülerek. Yavuz başını çekerek konuştu. "Kolum iyileşince ilk işim bu olacak söz." dedi.
Saçlarını durulamak adına arkasından önüne doğru geçtim. Saçlarını özenle duruladıktan sonra yanı işlemi tekrar uyguladım. Saçlarını durularken Yavuz bacaklarını açarak beni kendine doğru çekti. Tek dizine otururken Yavuz gözlerini açtı. Gözleri üzerime kaydığında sertçe yutkundu.
