0.71 ♠ Sign Of The Times

652 44 182
                                    

Şarkı: Harry Styles - Sign Of The Times

"We never learn, we been here before. Why are we always stuck and running from the bullets? The bullets."

"Just stop your crying. It's a sign of the times. Just stop your crying. It'll be alright. They told me that the end is near."

Natsuo doktordan duyduklarından sonra ağabeyinin odasına çömmüştü, endişeliydi, nasıl olmasın ki? Tepki vermeyeceğini söylese bile Touya'yı yalnız bırakamazdı, zaten bu ara okulu da çok boşlamıştı. Fuyumi ona bunu söyleyip duruyordu ama aslı bilmiyordu ki, Touya'ya bakmak senin görevin değil, o bir bebek değil diyordu. Natsuo kızmak istese de yapamıyordu, hala Fuyumi'nin onu babalarına şikayet etmemesi bir lütuftu.

Gözleri açık olan ağabeyine dokundu ama tepki yoktu, onu acaba ne derece algılıyordu. Ağabeyinin şeklini biraz değiştirdi, bu zor oldu çünkü altındaki örtüyü alması gerekiyordu. Ardından üzerini iyice örttüğünden emin oldu. Touya'yı çekiştirirken biraz rahatsızdı ama ağabeyi tepki vermedi, aynı boş gözlere devam etti. Bu çok rahatsız ediciydi, Natsuo çok öfkeliydi niye sadece onu sakinleştirmemişti! Ne zaman kendine gelecekti? Natsuo en önemli soruyu sormayı unutmuştu, birde Natsuo sonradan Touya'nın bu halde olmasının nedeninin ilaç kullanmama olduğunu öğrendi, yani hapı ağzında mı saklıyordu?.. Ama bir çok hapı aynı anda aldığından bu zor değil miydi? Natsuo nasıl bunu fark etmemişti, nasıl bu kadar kör olmuştu? Aptalca mutlu olmuş ve iyileşmesini beklemişti, ağabeyi daha kötüye giderken o sadece gülmüştü...

Ayrıca ilaç içmemek için boğulmayı tercih eden birine nasıl ilaç içereceklerdi ki! Doktor Touya ilaç kullanmalı denmişti ama bunun nasıl olacağını dememişti, ne işe yarıyordu ki o! Touya ilaç falan içmiyordu, yoksa ona hep bu yüzden iğne mi yapacaklardı... Natsuo bunu düşünmek istemiyordu, ilaç sonraki meseleydi. İğnenin etkisi de hep böyle olacaksa onu seçenekler dahilinde bile görmek istemiyordu. Her neyse şimdi ağabeyiyle ilgilenmeliydi, o kadar düşünceliydi ki havanın kararmasını bile fark edememişti. Daha fazla ağabeyinin açık gözlerine bakamayacaktı, neden bu lanet olası iğnenin etkisi geçmemişti! Natsuo biri odaya girene kadar ağabeyinin odasında durmuştu. Telaşlı bir Fuyumi vardı karşısında, daha okul kıyafetlerini bile çıkarmamıştı. Bir ona bir yatan Touya'ya telaşlı gözlerle bakıyordu.

"O iyi mi?"

"Hayır."

"Ben olanları yeni öğrendim, çok üzgünüm... Ama ilk kez Shouto'yu dışarı çıkarmak için izin almıştım..."

Natsuo o ana kadar Shouto'yu düşünmemişti bile, doğru onca gürültüye gelmemesinin sebebi şimdi mantıklıydı. Sorunları görmediği için şanslıydı, zaten Touya ile araları da hiç iyi değildi.

"Bunun olacağını bilemezdin Fuyumi, hem Shouto'nun burada olup olanları görmemesi daha iyi."

Zaten çocuk yeterince travma yaşamıştı da. Eğlenebileceği bir gün bunların onu engellemesi adaletsiz olurdu çünkü Shouto babalarının etrafından normalde uzaklaşamıyordu. Natsuo bile böyle bir izin alabildiği için şaşırmıştı. Babası daha iyi olmayı mı deniyordu?  O sırada odaya Shouto daldı ve hemen Natsuo'nun kucağına atladı, Natsuo buna şaşırsa da onu tuttu. Touya'nın kendinde olmadığını biliyor olmalıydı yoksa buraya gelerek risk almazdı, en azından Natsuo bunu umuyordu.

"İyi olacak mı?"

Bu Fuyumi'nin sorusundan daha iyiydi.

"Bilmiyorum..."

Numb To The Feeling {Dabi & Touya Todoroki}Where stories live. Discover now