Numb To The Feeling {Dabi & Touya Todoroki}

0.44 ♠ Broken

Şarkı: Isak Danielson - Broken

"Do you need, do you need someone? Are you scared of what's to come? If you leave then who will the next one be? Will he do the same or will he let you see."

"You don't have to hurt, you don't have to hurt anymore?"

"You are broken on the floor and you're crying, crying. He has done this all before."

Daha fazla acı çekmek zorunda değilsin ha, bu cümleyi görünce aklıma planladıklarım geliyor ve kahkaha atıyorum.

Natsuo odadan ayrılmak ve bilgisayarına gitmek istiyordu ama şimdilik cep telefonuyla idare etmesi gerekecekti, neyse ki telefon da bu amaç için yeterliydi. Natsuo arama çubuğunu açtı ve ne yazacağını düşündü. Eğer Touya'nın hastalığını bulursa onunla ilgilenmesi daha kolay olabilirdi ama Natsuo'nun bunu nasıl bulacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Touya'nın ilaç kutuları hala çekmecesinde duruyor olmalıydı, Natsuo adlarına bakıp internette hangi hastalık için kullandıklarını bulabilirdi ama Natsuo'nun çekmeye ulaşması nerdeyse imkansızdı çünkü Touya hareket etmesine izin vermeyecek kadar onu kıstırmıştı. Ağabeyi uyusa da hala onu nasıl bu kadar sıkı tutabildiğini Natsuo anlamamıştı. Eli Touya'nın başında olduğundan onu çekmesi ve cep telefonunu alması zor olmamıştı. Çekmece aslında tam yanındaydı ama ilaçlar en alttaydı ve Natsuo ulaşamıyordu.

B planına geçmeliydi, belki de belirtileri yazsa Touya'nın sorunu karşısına çıkardı. Natsuo düşündü, neyi yazmalıydı? Dengesiz davranışlar, bayılma, panik atak, yemek sorunları. En sonunda Natsuo hepsini tek tek yazdı ve karşısına sürekli farklı hastalıklar geldi, Natsuo sinirlendi. Bu neden bu kadar zordu?! Belki de farklı bir taktik denemeliydi, psikolojik rahatsızlıkların hepsine bakmalı ve Touya'ya en çok uyanı bulmalıydı. İlk başta önünde az seçenek vardı, Natsuo sevindi ama bu mutluluğu kısa sürdü. Bunların hepsi kendi içinde birçok gruba ayrılmıştı! Natsuo tüm hastalıkların listelenmesiyle şok oldu, altta ne kadar inse de bitmek bilmiyordu. Bu listeyi araştırmak yakın zamanda bitmeyecekti ve Natsuo buradaki adların çoğunu hayatında hiç duymamıştı. Belki de şansını deneyip Touya'ya açıkça hastalığını sormalıydı ama anneleri rolündeyken bunu yapamazdı, anneleri bunu biliyorken sorması saçma olurdu ve Touya bunu fark ederdi. Role devam ettiği için Natsuo'ya kızabilirdi ama mutlu hissettiği için kızmayabilirdi de Natsuo Touya'nın tepkisinden emin değildi.

Listede o kadar saçma şeyler vardı ki Natsuo bir insanın bunları nasıl yaşayabildiğini anlamadı. Alice harikalar diyarında sendromu da neydi! Natsuo neredeyse pes edecekti, bazı hastalıkların adını bile okuyamıyordu! Belki de başka zaman ilaçların adına bakmalı ve ona göre araştırma yapmalıydı, tabii Touya'nın boş kutuları hala sakladığını inanmak istiyordu. Touya paranoyaktı, o yüzden belki de kutuları yakmış olabilirdi. Natsuo hayal kırıklığına uğradı, günler sürse de listeleri araştırmalıydı. Touya evde olduğu süre boyunca Natsuo hastalığı bulursa neye dikkat etmesi gerektiğini de çözerdi. Natsuo bu bitmek bilmeyen listeden hiçbir şey anlamıyordu, sadece daha çok kafası karışıyordu. Belki de en çok olan hastalıklara baksaydı bu durum daha kolay olabilirdi.

Liste büyük ölçüde azalmıştı, Natsuo hepsini dikkatlice okumaya başladı. İlki anoreksiya nervoza'ydı. Hastalar yemek yemezdi, bundan kaçınır ve sürekli spor yaparlardı. Kendilerini şişman olarak görür ve zayıflamaya çalışırken ölümlerine kadar devam ederlerdi. Natsuo açıkça bu hastalıktan korktu, Touya yemek yemiyordu evet ama bunun zayıflamaya çalışmakla ilgisi yoktu. Natsuo durdu, eğer Touya zayıf olmak istiyorsa bunu ona demezdi çünkü Natsuo onu yemeye daha çok zorladı ama yine de bu hastalıkta Touya da olan diğer belirtiler yoktu. Natsuo ikinci hastalığa geçti ve okudu. Depresyonda olan bir kişi çoğu zaman kendisini kederli ve isteksiz hisseder. Depresyonun başlıca belirtisi, hiçbir şeye karşı ilgi ya da heyecan duyulmamasıdır. Uyku sorununa, iştahsızlığa ve gelecek ile ilgili olumsuz düşüncelere neden olabilir. Ah bu Touya'ya çok benziyordu. Yani Natsuo her şeyi çözmüş müydü?