24. Bölüm "İçimdeki İyilik"

2.3K 159 135
                                    

24

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

24. Bölüm "İçimdeki İyilik"

§

Buğusu geçmeyen gözlerimi ovalayan parmaklarım sayesinde birazcık sızlarken yattığım yerden yavaşça doğruldum. Yataktan destek alan ellerim ile uykulu gözlerle etrafıma bakınırken yalnız başıma kaldığımı fark ettiğimde bir an kaşlarım çatıldı. Yalnızlık bana soğuk bir esinti armağan ederken üzerimde ki yorganı iterek yataktan sarkıttım ayaklarımı. Uykum hala açılmazken gözlerim önüne gelen dağınık saçlarımı elimden geldiğince geriye yatırdım. Derin bir nefes alarak ayağa kalktığımda dizlerime kadar uzanan büyük tişörtü bana elbise gibi gelirken altına giyindiğim ablama ait olan eşofman altı da boldu, komik göründüğünde yemin edebilirdim.

Sorgulayıcı bakışlarım etrafta gezinirken çıplak ayaklarım ahşap zeminde ilerledi. Yılınık duran kapıdan geçen bedenimle soğuk zeminde adımlarken esen rüzgarın sesi doldu kulaklarıma. Dünün aksine soğuk olan ev biraz olsun üşümeme neden olurken boş koridorda gezinen bakışlarım öylece kaldı. Yavaş adımlarla koridorun sonunda yer alan ve kapısı yılınık olan odaya adımladığımda bir yandan tereddütlerimle boğuşuyordum. İnce bedenim yılınık kapıdan zorlanmadan geçtiğinde bakışlarım beyaz ve toz pembe tonlarında döşenmiş, camı olmayan ama evden daha aydınlık olan odada gezindi. Pembe ve beyaz tüllerle süslenen duvarların içine döşenmiş bebek odası sanki bir masal karesi gibiydi.

Ve bu odaya ayrıkı olan tek şey, siyahlar içerisinde olan bedeniydi. Odanın kenarına konumlandırılmış büyük üstü pembe tüllerle çevreli yatağın yanında ki koltukta uyuyan bedene ilişti gözlerim. İri bedeni büyük koltuğa sığmasa da uyuyan Hazem, başını arkaya yatırmış bacaklarını uzatmış ve kollarından birisi göğüs hizzasındayken diğeri beşiğe uzanmıştı. Rahat bir pozisyonda olmadığı aşikardı ama beni hissedemediğine göre uyuyordu.

Dağınık saçları arkaya düşmüş, kaşları her zamanki gibi çatık ifadesi katıydı. Ama yüzünde o her zamanki zalimliğinden eser yoktu. Savunmasızdı uyuyordu ve çok masum görünüyordu. Yine de, uyumasına rağmen çatık kaşlarıyla durmayı başarabiliyordu. Kaşının altından başlayarak göz kağpağını boyayan o ince ize iliştiğinde bözlerim aynı zamanda boynunda, şah damarı hizzasında ki sakalları arasına kalan yara izini gördüm.

Öldürücü bir yaraya ait olan bir izdi, ama o hayattaydı.

Sessiz adımlarım odanın yumuşak halısına uzandığında beşiğin aralık bırakılmış tülleri arasına ilişti bakışlarım. Helin büyük bir dikkatle elinde ki tavşanıyla oynarken anlık olarak beni buldu bakışları ve aralanan dudaklarıyla ağzında ki emziği düştü. Minik bedeni yuvarlanarak beşikte kalktığında Hazem'in eli beşiğin puset kısmına değmediği için beşiğin sarsıntısını hissetmedi.

Helin'in kocaman gülümseyen gözleri ve ifadesi ile elleri bana uzanırken bende sessizce ilerleyerek isteğini yerine getirdim. Kol altlarından tutan ellerim onu kucağıma çekerken bakışlarım uyanmasını istemediğim adamı buldu. Helin bana sarılırken sessizce kucağımda onunla beraber ayrıldım odadan. Merdiven başında duran adımlarımla Helin benden ayrılarak güldü. "Miyima!" Ellerini iki yana açarak bana sarıldığında içime doğan güneşi hissettim.

EFGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin