17. Bölüm "Ölüm Ve Öldürdükleri"

2.2K 143 117
                                    

17

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

17. Bölüm "Ölüm Ve Öldürdükleri."

 §

Adımlarım peşi sıra ilerlerken boş bakışlarım karanlığın çökmeye yüz tuttuğu duvarlarda gezinirken ışıkları yanmayan oda yerine kendi odasına yöneldiğinde hiç şaşırmamıştım niyeyse. 

Bana karanlıktan daha ağır bir eziyet varsa, Hazemşah onun ete ve kemiğe bürünmüş haliydi.

Gitmek istemiyordum ama sanki ayaklarımda var olan prangalar bedenimi onun peşinden sürüklüyordu. Kapı girişinde duraksadığımda kalın siyah perdelerin çekili olduğu odanın içersinde ki karanlıktan kaçındı bakışlarım. Durduğumu fark etti, o da duraksadı. İri bedeni aldığı solukla devleşti, omuzları dikleşirken ilerledi ve sert hareketlerle kapalı olan perdeleri araladı. 

İçeriye sızan ışık huzmelerini gözüme sokarcasına bana sunduğunda öylece kalakaldım. Önümden geçen bedeni kilidi hala kırık olan kapıdan geçerek banyoya girdiğinde derin bir nefes almaya çalışarak ilerledim. Sırtımda ki ağrı yavaşça güçlenirken sürünen adımlarımın ardından kendimi yatağın kenarında bulmuştum. Minik hareketlerle canım acıya acıya yatağa çıktığımda başımı soğuk yastığa koyarak gözlerimi kapadım. 

Uyuyacaktım.

Uyanacaktım ve bu gece de bitmiş olacaktı.

Sadece uyuyacaktım, sadece uyumalıydım.

Uyursam onun varlığını da hissetmezdim.

Sadece uyuyacaktım.

Nasıl yapacağımı sorgulayan yanıma karşın duvar kenarına umursamazca oturmuş bir kız vardı içimde, yavaşça gözlerimi ele geçiren. Artık nasıl yaşayacağımı sorguluyordu bir yanım, diğer yanım bilmediği için sessizdi.

Bundan sonra ne olacaktı ki...

Omzumda hissettiğim el ile irkilerek kalktığımda odaya çöken karanlık bana umutsuz hissettirdi. "Korkma." dedi soğuk sesi. Uyuduğumu fark ederek doğrulmaya çabalarken, işittiğim adım sesleriyle beraber yatağın ucunda duran bedeninin ardından loş bir ışık yayıldı odaya. Sırtımda ki ağrı omuzlarıma kadar hüküm sürerken kollarım titriyordu. Yine siyahlara hükmeden iri bedenine bakmayı reddetti gözlerim, onu görmek istemiyordum. Bakışlarım ellerine düştüğünde elinde ki çantayı yavaşça yatağın kenarına bırakarak, yanıma oturdu. Her ne kadar istemesem de Aybars sayesinde zor soluklanırken sesimi çıkartmadım. 

Tek dileğim onunda canının yanmasıydı, sırtına bir yara alabilirdi mesela.

Ne diyordum ben, Allah onun belasını versindi!

EFGANWhere stories live. Discover now