33. Bölüm "Revan"

1.5K 152 917
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

33. Bölüm "Revan"

§

Bir masalın sonu ilk defa dilimden dökülürken nefes almaya korkuyordum kafasını göğsüme yaslayan adam uyanır diye. 

Elinde sepetiyle ormanda dolanan kırmızı başlıklı kız, kurdun pençesine düşmüştü bu gece. Güzel kalesinden kaçıp durduğu canavarıyla köyün kenarında ki ırmakta yüz yüze gelmişti en beklemediği anda.

Masalın sonu geldi ama anlatıcının sustuğu gerçeği masalın bitmediği gerçeğini gün yüzüne çıkartmadı. 

Konuşamıyordum. Ağlaya ağlaya zorla anlattığım bu masalın sonu geldiğinde o susmuş, beni ise sessizliği susturmuştu. Ona içimde cesurca baş kaldıran kız çocuğu, şimdi kendi masalının içinde kaybolmuştu. Bana hayranlıkla anlattığı kendi dünyamda kaybolmuştum. Beynimde depremler oluyordu, ruhum enkazın altında mahsur kalmış gibiydi.

İnsan avcunun içi gibi bildiği bir yerde kaybolur muydu?

En büyük zelzeleyi yaşayan vücudum bana o zelzeleyi yaşatan adama dokunmaya dayanamıyordu.

Geceden beri yaşı durulmayan gözlerim kirpiklerimin her düşüşünün ardından acıyla yanarken parmak uçlarımın saçlarına sıkıca tutunmasına bir anlam veremiyordum. Durulmayan göz yaşlarıma da mana veremiyordum. Gözlerimi tavana dikerek akan yaşları engellemek isterken nedense daha şiddetli akmalarına neden oldum. Bakışlarım beni hapis ettiği dört duvar arasında gezinirken saçlarına tutundu parmaklarım.

Düşüyor gibi hissediyordum da sanki tek tutunağım onun saçlarıydı, birde parmak uçlarımın dokunmaya cesaret bile edemediği sakalları. Belime bir yılan misali sımsıkı sarılan kolu kaçmamdan korkar gibi sararken bedenimi, diğer eli yara izleriyle dolu olan bileklerimi tutuyordu.

Bacaklarım üzerine ki bedeni bedenimi geceden beri örterken başı göğsüm arasında yaslıydı. Ağırdı, çok ağırdı bedeni ama bana sarılarak uyuduğu her dakika başı içime dolan sancı daha ağırdı. Bedeninden bedenime yayılan o sıcaklık tenimi eriterek ruhuma akıyor, sıcacık sarmalıyordu. Düzenli alığı her soluğu tenimi ürpertirken verdiği her soluk ürpertiyi yok ederek ısıtıyordu tenimi. 

EFGANWhere stories live. Discover now