57. Bölüm "Hasbel Kader"

622 58 143
                                    

57. Bölüm "Hasbel Kader"

§

Alparslan'ın vurulduğu gecenin sabah'ı. 

Klinik - 8 Mart

Alparslan Hazemşah.

İnsan oğlu her şeyden kurtulabilirdi. 

İnsan oğlu içinde ki kurt hariç her şeyden kurtulabilirdi. Onu zorlayan şeyde buydu yıllardır, içinde ki karanlık. Etrafının karanlık olmasından rahatsız değildi. Aksine, karanlık onu gizlerdi. Ama içinde ki karanlık... Aynaya her baktığında lacivert harelerinden taşan o karanlıkta boğulmaya başlamıştı artık. Dayanamıyordu. 

Asla top peşinde koşan bir çocuk olmamıştı.

Asla geceleri masallarla uyutulmamıştı.

Asla huzurla gözlerini yumamamıştı.

Zihni hiçbir zaman huzurla dinginleşmemişti.

Aksine, oyuncak silah bile verilememesi gereken bir yaşta verilmişti onun eline silah.

Kurşun onun bedenine değil geçmişine ve ruhuna saplanmıştı. Bedeni acımıyordu, bedeni alışıktı. Bedeni acıya alışıktı ki onlarca yara iziyle bezeliydi. Bir yanlış yaptığında babası tarafından bizzat tenine kazınan yaraları bile vardı. Ağlamamayı on yaşında öğrenmişti, çünkü ağlarsa babası daha derinden keserdi. Bir süre sonra ağlamamak için verdiği çaba göz yaşlarını kurutmuş, onu acı bağımlısı bir sadiste dönüştürmüştü. Göz yaşlarını geçmişine, on yaşından öncesine gömmüştü. 

Aksine göz yaşları durulmuyor, on yaşından öncesi için akıp gidiyordu. Geçmişinin asla durulmayan bir kanaması, derin bir yarası vardı. Kuralları olan bir adamdı, kuraları oluşturan o anı asla unutamayışındandı.

Karanlığı severdi demiştim ya hani, o an hiç olmadığı kadar rahatsız oldu karanlıktan. Kısılı gözleri boş tavanı izlerken bedeni nerede olduğunu anlamış, teni o tanıdık soğuklukla ürpermemişti bile. Kısık gözleri boş bakışlarla tavanı izlerken kendi soluklarını dinledi bir süre, ayağa kalkabilecek halde olduğuna karar verdiği an kıpırdandı iri bedeni. Kurumuş dudakları arasından okkalı bir küfür ederken kıpırdattığı koluyla aniden doğrulduğunda ensesine ağır bir darbe almış gibi hissetti.

Yüzünü memnuniyetsizce buruşturduğunda kısık gözleri etrafını inceledi. Görmesi gereken her şey gören gözleri yattığısedyenin yanında kimetal dolapların üzerine bırakılan siyah gömleğe uzandığında üzerinde ki örtü tamamen sıyrıldı ve çıplak bedeni soğuk havaya tamamen maruz kaldı. 

İrkilmedi.

Ürpermedi.

Alışkındı. 

Zamanında soğuk ona sadece işkence gibi gelirdi, çocuktu. Büyüdü ve dönüştüğü adam çocukluğunda çektiği işkenceleri bağışıklılığa çevirdi. Avuç içine hapsettiği siyah kumaşı çekerek gerilediğinde gömleğin altına bırakılan pantolon ve silah kayarak düştüler. Silah beraberinde neşter takımının dizili olduğu o tepsiyi de devirerek kliniğin içinde sağlam bir ses çıkartırken sağlam bir küfretti homurdanırcasına. 

Sedyeden indiği an karın boşluğunda hissettiği acıyla bedeni kasıldı. Acı katlanırken bunu umursamadı. Soğuk zemine basan ayakları onu taşırken pantolonu ve gömleği giyinerek duvara yaslandı. Tıbbi atık kutusuna basılmış kan torbalarına düşen gözleri ile ne kadar kan kaybettiğini hesaplamadı.

EFGANWhere stories live. Discover now