HEZEYAN - 4. Bölüm "Anılarda Saklanan Canavar"

177 18 26
                                    

Sevgili Mihrimah; bazen insanı dirayetli yapan tek şey artık kurtulmayı dilediği acılarıdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sevgili Mihrimah; bazen insanı dirayetli yapan tek şey artık kurtulmayı dilediği acılarıdır. Soğuk gibi fazlası ise hiportemi geçirtir.

&

 "Konum at diyorum." diyen Aliyar ile göz devirdim. "Rüyanda görürsün Aliyar Bey." Sert bir soluk aldığında kulağımda ki kulaklığa lanet ettim. Ensemdeymiş gibi hissettiğim soluğu bütün bedenimin irkilmesine neden olurken istemsizce direksiyonun deri yüzeyine geçirdim tırnaklarımı. Direksiyonun deri yüzeyinden kayan işaret parmağım ile tırnağımın dibinde keskin bir ağrı hissettiğimde dikiz aynasına döndüm. Bakışlarım arka koltukta oturan Helin'i kontrol ettiği an göz göze geldik ve elimden geldiğince ona gülümsedim. Arabada çalan şarkıya eşlik ederken aynı zamanda da kucağında ki boyama kitabını boyuyordu. 

"Mah, kurban olayım yeter. Keyfime mi takıyorum ben o korumaları peşine senin?"

"Evet." dedim gayet sakin bir sesle ve Aliyar resmen kükredi. "Kızım deli etma ha beni!" dediğinde kulağımın içinde çınlamıştı sesi. Beynimde yankılanan sesiyle elimi istemsizce kulağıma götürmüştüm. "Sana bana bağırmamanı söylemiştim, Ali." dedim hala sakin tuttuğum sesimle ama yavaştan gerilmeye başlayan sinirlerim yüzünden parmak uçlarım uyuşuyordu. 

Parmaklarım direksiyonun deri yüzeyinde sert bir ritim oluşturdu istemsizce. Bakışlarım tekrar Helin'e kaydığında bütün dikkatini boyadığı resmine verdiğini gördüm.

Antidepresanı bırakmak sandığımdan da daha zor oluyordu.

Aslında şu an herşeyin başındaydım ve saatler ilerledikçe vücudum alışkını olduğu zehir için direnecekti, alamadıkça yanacaktı, yandıkça zihnimle savaşacaktı.

İki yıldan aşkındır antidepresanlar ile bir düzene kavuşan bünyem şimdi o düzenin temelini kaybettiği için sendeliyordu. Dün geceden beri bir gram uyku uyuyamamıştım. Vücudum hem fazlasıyla bitkindi hemde fazlasıyla hissiz. Aynı şekilde yerimde de duramıyordum ve bu anlar bana fazlasıyla tanıdıktı.

"Dediğim gibi, işim var. Halledeceğim, sonra da davet şeyine gideriz işte." dediğimde ona konuşma fırsatı vermedim. "Davet nedir anneciyim?" diyen Helin ile Aliyar'ın sesine olan ilgimi tamamen kaybettiğimde ışıklarda durmuştuk. "Bir nevi parti gibi birşey bebeğim." dediğimde ALiyar hala konuşuyor olsa da onu duymuyordum. "Bizde mi giteceğiz anne?" Mavi gözleri merakla parlarken dudak büzdüm. "Gidelim mi?" derken yeşil ışığın yanmasıyla dikkatimin büyük bir kısmını yeniden yola vermek zorunda kalmıştım. "Evet!" dediğinde sesine dolan heycanla burukça güldüm.

Onu nerey götürdüğümü bir bilseydi, ya da neyin içine düştüğümü...

"Helin için yeterince güvenli olacağından emin değilim Mah." diyen Aliyar ile gerçekliğe döndüm. "O zaman ne gerekiyorsa yap ve güvenli hale getir." Kısık sesle konuşuyor, Helin'in duymayacağından emin oluyordum ama onun dikkatinin büyük bir kısmı elinde ki boya kalemlerindeydi.

EFGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin